AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş: Terörün arkasındaki esas güçler destek verenlerdir

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısına ilişkin, "Terörün arkasındaki esas güçleri deşifre edip onların teröre destek vermesini bütünüyle engelleyene kadar bu mücadelemiz devam edecektir" dedi. Sadece terör değil, adını süslü bir şekilde koydukları "vekalet savaşları"nın aracı olarak kullandıkları maşalar olan terör örgütlerinin burada asıl fail olmadığının altını çizen Kurtulmuş, "Asıl fail bu terör örgütlerine destek verenlerdir" diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'tan İstiklal'deki terör saldırısına tepki.

Kurtulmuş, Eskişehir'de AK Parti İl Başkanlığı'ndaki programın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, gündemin en ağırlıklı maddesinin İstanbul'daki terör saldırısı olduğunu anlatarak, saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. Terör saldırısının hemen ardından başlayan, dalga dalga büyüyerek devam eden örnek bir dayanışma ruhunu görmekten mutluluk duyduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Bu saldırıyla birlikte bir kere daha şu konuyu gündeme getirmek herhalde doğrudur. Mesele sadece orada bombayı patlatan, bombayı patlatana emir veren ya da onları bir şekilde buraya getiren, yönlendiren ya da arkalarında bunları planlayan terör örgütünden ibaret bir saldırı değildir. Yıllardır söylediğimiz şey, terörün arkasındaki esas güçleri deşifre edip onların teröre destek vermesini bütünüyle engelleyene kadar bu mücadelemiz devam edecektir. Daha açık söyleyeyim. Bu terör örgütlerine lojistik destekleri kimler veriyor? İstihbarat desteklerini kimler veriyor? Bunlara silahları, bombaları kimler temin ediyor? Bunlara kendi ülkelerinin başkentlerinde 'siyasi çalışma' adı altında ofisleri kimler tahsis ediyor? Bunlara tırlarla mühimmatı, tırlarla silahı kimler veriyor? Yıllardır söylediğimiz şey budur."

'Bu oyunun farkındayız'

Kurtulmuş, sadece terör değil, adını süslü bir şekilde koydukları "vekalet savaşları"nın aracı olarak kullandıkları maşalar olan terör örgütlerinin burada asıl fail olmadığının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Asıl fail bu terör örgütlerine destek verenlerdir. Şunu da çok net söylüyoruz. Eğer dünyanın Afrika'dan ta Asya'nın içine kadar Meksika'ya kadar Orta Amerika'ya kadar dünyanın neresinde terör örgütü varsa bu terör örgütlerine destek verenler, silah verenler, siyasi destek sağlayanlar, lojistik destek sağlayanlar samimiyetle bu desteklerini kessinler. Bir hafta, 10 günde dünyanın hiçbir yerinde terör örgütü kalmaz. Sadece PYD/PKK için söylemiyorum.

GÜNDEM
Çelik'ten muhalefete Taksim saldırısı tepkisi: Teröre mazeret üreten yaklaşımlar büyük bir şuursuzluktur

'Kendi hegemonyalarını artırma mücadelesidir'

Boko Haram'ından DEAŞ'ına kadar bir sürü terör örgütüne eline silahları tutuşturup bunları meydanlara salan kimlerdir? 'Vekalet savaşları' dedikleri, vekillerini kullanarak yürüttükleri aslında bir hakimiyet mücadelesi ve hatta vekalet savaşları üzerinden bunu da bir uluslararası ilişkiler aracı haline getirerek bazı bölgelerde kendi hegemonyalarını artırma mücadelesidir. Bu oyunun farkındayız. Terörün arkasındaki güçler tamamıyla terörün arkasından çekilene kadar, terörü ortaya çıkaran sosyolojik, toplumsal gelişmeler tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz."

GÜNDEM
Taksim'deki bombalı saldırıyı gerçekleştiren teröristin kimliği belli oldu: Emri PKK'dan aldığını itiraf etti

"Bunların içerisinde iyi bir sorgulama yapılarak son noktaya kadar ulaşılmaya çalışılacak ama esas mesele arkasındaki esas faillerin bulunması ve dünya kamuoyuna teşhir edilmesidir." diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bunun için terör konusundaki ikiyüzlü tavırlara sahip olan ülkelere de şu sözü söylemek isteriz: Terörün iyisi kötüsü, şuraya karşı, buraya karşısı da olmaz. Terörün tamamı insanlık düşmanı, canilerin kullanıldığı bir insanlık suçudur. Bu suça kimse ortak olmasın. Bu insanlık suçunun ayıbına kimse bir şekilde ortak olmasın. Tam tersine insanlık cephesinin teröre karşı ortak bir mücadelede bir araya gelmesi, güçlü bir şekilde mücadele edebilmesi ve terör örgütlerinin artık dünyada kımıldayamaz hale gelmesini temin etmesi bir insanlık borcudur. Türkiye olarak bu konuda samimiyetle hareket ettiğimizi cümle alem biliyor. Bütün küresel ölçekte de teröre karşı işbirliğinde en iyi örnek dayanışmayı ortaya koyan ülke Türkiye'dir. İnşallah bu soruşturmalar sonucu esas failler arkasındaki ana unsurla ortaya çıkarılacak ve tüm kamuoyu bu vesileyle rahatlamış olacaktır."

GÜNDEM
Taksim'deki terör saldırısının faili 4 ay önce geldiği kentte tekstilde çalışarak kamufle olmuş

"Kadınlarımızın hak ve özgürlük alanları siyasetin malzemesi haline getirilmesin"

Kurtulmuş, anayasa değişikliği konusuna da değinerek, "Türkiye 'başörtüsü yasakları' diye anladığı ama esas itibariyle kadınların hak ve özgürlüklerini kısıtlayan bu davranışlarla yeni karşılaşmadı." dedi.

"Esasında son dönemde aslında fiilen bitmiş olan bir meseleden bahsediyoruz" diyen Kurtulmuş, "Fiilen böylesine bir kısıtlamanın söz konusu olmadığı, kadınların başörtülü ya da başı açık kamuda ya da özel sektörde istedikleri her yerde rahatlıkla yer alabildikleri, eğitimlerini sürdürebildikleri, devlet memuru olarak kariyerlerini sürdürebildikleri ve bu konudaki bütün yasaklamaların geride bırakıldığı bir dönemi yaşıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

"Şu anda bunu engelleyen bir yasa olmamasına rağmen rahmetli Özal zamanında da engelleyen bir yasa olmamasına rağmen başlayan bu yasak fiili zorlamalarla, yüksek yargının vermiş olduğu bazı kararların şerhleri, yasa ittihaz edilerek uygulanmış. Dolayısıyla bunun için haddizatında bir yasaya dahi gerek yoktu ama madem böyle bir teklifte bulunuyorsunuz. Haydi gelin bunu en üst hukuk normu olan anayasa değişikliğiyle gerçekleştirelim. Herhangi bir uygulayıcının anlayışına, herhangi bir siyasi iktidarın yönelimine bakmaksızın Türkiye'de kadınlarımız başörtülü ya da başı açık, özelde ya da kamuda herhangi bir şekilde bir ayrımcılığa asla tabi tutulamayacağı bir anayasal düzenlemeyle birlikte Türkiye bu ayıptan ilanihaye kurtulsun. Bir daha gündemimizde hiçbir şekilde gelmesin. Kadınlarımızın hak ve özgürlük alanları siyasetin malzemesi haline getirilmesin."

'ERDOĞAN KÜRESEL BİR LİDER'

Tüm partilere bu konuda çağrıda bulunan Kurtulmuş, "Bütün siyasi partiler buraya omuz versin. Türkiye'de hak ve özgürlükleri genişleten yeni bir anayasa değişikliğiyle birlikte şu andaki mevcut parlamento Türk siyasi tarihinde önemli bir imza atmış olsun. Bu aynı zamanda bütün partilerin samimiyet sınavından da geçeceği bir dönem olacak." ifadelerini kullandı.

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin son dönemde etkili bir dış politika yürüttüğünün altını çizerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da küresel lider olarak hemen hemen dünyanın bütün uluslararası siyaset mahfillerinde takdirle izlenen bir siyasi lider durumuna geldiğini anlattı.

ALTILI MASAYA TEPKİ

Kurtulmuş, muhalefet partilerine de değinerek, şunları dile getirdi: "Altı artılı masanın bırakın ortak aday çıkarabilmeyi, ortak bir fikir etrafında dahi toparlanabilmesinin mümkün olmadığı anlaşılıyor. Her gün biraz daha kavga, biraz daha iç mücadele, biraz daha kim nasıl olacak tartışmalarının içerisine giriyorlar. Karşı taraftaki ittifakı, masayı ben 'altı artı' diyorum. Üstünde kaç olduğunu bilmiyoruz. Buradaki temel sorun adayın kimin olacağının tespit edilmemesi sorunu değil. Ortak bir paradigmanın, ortak bir programın, ortak bir siyasi fikir çerçevesinin kurulamamış olmasıdır. İnanın her toplantılısından sonra bütün millet şunu bekliyor. Ya bu toplantıda masadan ne çıkacak? Örneğin Türkiye'nin milli savunma sanayinde nasıl bir program icra edecekler? Örneğin Mavi Vatan'ın korunması ve Akdeniz'deki hak ve hukuklarımızın geliştirilmesi konusunda nasıl mücadele verecekler? Örneğin Türkiye'nin terörle mücadelesinde ve özellikle sınır ötesi operasyonlarında ortak hangi fikirlere sahiptirler. Türkiye'de eğer iktidara gelirlerse, hangi ekonomi programını uygulayarak, Türkiye ekonomisinde adımlar atacaklar? Bütün bunların üzerinde öyle görünüyor ki ortak bir fikirleri, müşterek hareket ettikleri bir paradigmaları olmadığı görülüyor. Böyle oldukça da sürekli olarak adaylar üzerinden karşılıklı atışmalar içerisindeler. Her gün birisi bir şey söylüyor."