Yine başarabiliriz: Düşük faiz ve düşük enflasyonu 2013’te birlikte gördük

Merkez Bankası son toplantıda 4,75’lik artışla faizi %15’e çıkarmasına karşın faiz lobisi yeni artış için baskıyı sürdürüyor. Ancak büyüme için faizin düşmesi gerek. Türkiye düşük faiz ve düşük enflasyonu bir arada yaşadığı 2010-2015 döneminde büyük yatırımlara imza atabildi. 2013’te %4,5 faiz ve %6,5 enflasyon gören Türkiye bunu yine başarabilir.

İbrahim Acar
Yüzde 4,5 faiz ve yüzde 6,5 enflasyonu gördüğü Mayıs 2013’te makroekonomik göstergelerde en parlak dönemini yaşadığı sırada Gezi kalkışmasıyla durdurulmak istendi.

Türkiye ekonomisinin geçmişi; faiz düştükçe büyümenin arttığını gösteriyor. Faiz lobisinin yaptığı dayatmanın aksine Türkiye; düşük faiz ve düşük enflasyonu bir arada yaşadığı 2010-2015 döneminde büyük yatırımlara imza attı. Yüzde 4,5 faiz ve yüzde 6,5 enflasyonu gördüğü Mayıs 2013’te makroekonomik göstergelerde en parlak dönemini yaşadığı sırada Gezi kalkışmasıyla durdurulmak istendi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2020/12/21/03/16/resized_a5841-ec85636bpolfaiz.jpg

DEV YATIRIMLARA İMZA ATTIK

FAİZ DÜŞTÜĞÜNDE HEP BÜYÜDÜK

Türkiye ekonomisi son 10 yılda hiç eksi büyüme kaydetmedi. Yıllık bazdaki büyüme tablolarında yüzde 0,9 ile yüzde 11,1 arasında değişen oranlarda ekonomik büyüme, faizin düşük olduğu yıllarda yüksek seyretti. Faizin yüksek olduğu yıllarda ise zayıf kaldı. Eylül 2018’de yüzde 24’e çıkarılan faizin etkisiyle ekonomik büyüme 2019’da yüzde 0,9’da kaldı. Türkiye’nin son yılların en yüksek büyümesi olan yüzde 11,1’i yakaladığı 2011’de faizler yüzde 5,75-6,25’te arasındaydı. Ekonominin yüzde 8,5 büyüme kaydettiği 2013’te de faizler tarihi düşük seviye olan 4,5’e kadar gerilemişti.

YÜKSEK FAİZ BÜYÜMEYİ BALTALIYOR

SADECE FİYAT İSTİKRARI YETMEZ

Bir ülkede belli bir zaman içinde üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değerini ifade eden Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH), ekonomik büyüklüğü gösteren en önemli ölçüt olarak kabul ediliyor. Merkez Bankalarının eski usul yönetim anlayışının dışına çıkarak enflasyon hedeflemesinin yanısıra ekonomik büyüme, istihdam ve ihracat gibi temel dinamikleri de göz önünde bulundurmaları gerektiği vurgulanıyor. Bu anlayışın bütün dünyada geliştiği bir dönemde Türkiye’nin yeniden yüksek faizlere mahkum etme girişimi dikkat çekiyor. Sağlam bir ekonomik yapının sadece fiyat istikrarı sağlamakla elde edilmediğine dikkat çeken uzmanlar, kalkınma dostu bir merkez bankası politikasının önemini vurguluyor.

%15’LİK FAİZ LOBİYİ TATMİN ETMEMİŞ!

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2020/12/21/04/27/resized_39ccf-3fca5d29tuketici.jpg

REFAH VE KALKINMANIN DÜŞMANI FAİZ

Faiz lobisi; TL’nin dolar ve avro gibi rezerve para birimleri karşısında değer kaybetmesini faizlerin yükseltilmemesine bağlıyor. Yıllardır bu tezi Türkiye’ye dayatan lobi, yüksek faiz ortamında yüksek miktarda haksız kazanç elde etti. Mayıs 2013’te faizleri yüzde 4,5’e kadar düşürmeyi başaran Türkiye, gezi olaylarıyla durdurulmaya ve ekonomisi çökertilmeyi çalışıldı. 17/25 Aralık kumpaslarıyla Ardından FETÖ üzerinden hükümeti düşürmeye çalışan lobi, 15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye’ye diz çöktürmeye girişti ancak başarılı olamadı.

DÜŞÜK FAİZLE ÇOK ÜRETİM ÇOK İHRACAT