Bakanlıktan yapılan açıklamada, AB Komisyonunun 2023 yılı Türkiye raporuna ilişkin değerlendirmede bulunularak şu ifadelere yer verildi;
Avrupa Birliği Komisyonunun son genişleme raporunun Türkiye bölümünde ekonomik ilişkilerimizde kaydetmek istediğimiz yapıcı ve olumlu tutumun Komisyonun raporuna yansıtılmadığını üzülerek görmekteyiz.
Ne yazık ki AB raporu, Türkiye’nin AB ile ortaklık ilişkisini güçlendirmeye ve katılım müzakereleri sürecini yeniden başlatmaya, karşılıklı ekonomik ve ticaret ilişkilerini ilerletmeye yönelik kararlılığını en güçlü şekilde ifade ettiği bir dönemde, AB tarafının ülkemize yönelik ileri görüşlü olmaktan ve ikili ilişkilerde stratejik bir vizyon ortaya koymaktan uzak tutumunu devam ettirdiğini maalesef bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Mezkûr raporda ortaya konulan bu tutum, AB’nin temsil etme iddiasında olduğu değerler ile Türkiye ve AB arasında ortaklık hukukunu inşa eden anlaşmaların ruhuyla bağdaşmamaktadır. Nitekim, Türkiye’nin adaylık perspektifinin güçlendirilmesi, Avrupa ve ötesinde barış ve istikrarın tesis edilmesine vesile olacaktır.
Bu çerçevede, küresel sınamaların derinden hissedildiği bir dönemde, AB’yi diğer alanlarla birlikte Türkiye ile ekonomik ve ticari ilişkilerini hakkaniyetli ve ön yargısız bir şekilde ele almaya, ekonomik ortaklık perspektifini öne çıkarmaya dönük adımları atmaya davet ediyoruz.
Türkiye, özellikle ekonomik ve ticari ilişkilerimizin temelini oluşturan Gümrük Birliği başta olmak üzere tüm ilgili alanlarda bu yönde bir anlayışın tesis edilmesi için üzerine düşeni yapmıştır, yapmaktadır.
Dışişleri Bakanlığımızın dün yapmış olduğu açıklama da açıkça ifade ettiği gibi, AB Raporunda Gümrük Birliği’nden bu yana mevzuatını AB müktesebatı ile uyumlaştıran ülkemizin pek çok alanda AB standartlarına uyum sağladığının teyit edilmesi, izlediğimiz kararlı politikaların açık bir yansımasıdır. Diğer taraftan, Dışişleri Bakanlığımızın da ortaya koyduğu gibi, AB Komisyon Raporunun ülkemizin Gümrük Birliği yükümlülüklerini yerine getirmemesinin ikili ticari ilişkilerin önünde bir engel olduğunu iddia ederken, bu engellerin aşılmasına imkân verecek güncelleme müzakerelerini de siyasi bir takım mülahazalarla engellemesi de, AB’nin çelişkilerinden biri olarak göze çarpmaktadır.
Türkiye olarak AB tarafını da Gümrük Birliğinin ruhuna ve hükümlerine aykırı başta Türk vatandaşlarına yönelik vize güçlükleri, taşımacılarımıza yönelik kota gibi engelleri kaldırmaya çağırıyoruz.