Semercilik mesleği teknolojiye yeniliyor

Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde 25 yıldır semercilik yapan 48 yaşındaki Fesih Sürmeli, bir zamanların en çok ihtiyaç olan mesleğinin zamana ve teknolojiye yenik düştüğünü söyledi.

Motorlu taşıtların binek hayvanların yerini alması semercilik mesleğini de bitirme noktasına getirdi.

Gelişen teknoloji ve motorlu taşıtların yaygınlaşmasıyla semercilik mesleği Diyarbakır’da tarihe karışmaya başladı. Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde semercilik mesleğinin tek ustası olan Fesih Sürmeli, yaklaşık 25 yıldır yaptığı mesleğin son günlerini yaşıyor.

Teknolojinin evrilmesiyle motorlu taşıtların binek hayvanların yerini alması semercilik mesleğini de bitirme noktasına getirdi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/04/28/11/39/resized_ff09f-a42504333696513bfdf4d8d75e6d8e55.jpg

Günümüzde bu işi yapan olarak tek kendisinin kaldığını kaydeden Sürmeli, “Eskiden hayvancılık çoktu, şuanda hayvancılık da bitmiş durumda. Dağlara gidildiği zaman at, eşek, katır çoktu, şimdi hemen hemen herkeste traktör var, taksi var, millet bunları kullanıyor.

O yüzden eskisi gibi iş yok. Eskiden ben gidip Şanlıurfa’dan, Nizip’ten, Antep’ten getirip burada satıyordum. Eskiden iş çoktu benim yanımda 3 tane işçi çalışıyordu, şuanda ben tek çalışıyorum. İş olmadığı zaman icabında ben götürüp köylerde gezdiriyorum. Yani burada iş olmadığı için pikap kiralıyorum götürüp köylerde satıyorum. Eskiden bir köye gittiğin zaman bir tane motor bulunamıyordu, şimdi her kapıda bir tane araba var, o yüzden bizim işimiz düşmüş. Ben dükkana geldiğim zaman en az 20-25 tane müşteri vardı, geldikleri zaman 25 kişiden en az 5-6’sı semer alırdı. Şimdi hafta da bir tane zor satıyoruz, o da kışın satılmıyor zaten” dedi.

“Diyarbakır kurulduğu zamandan beri bu meslek var”

Diyarbakır’ın kurulduğundan beri semercilik mesleğinin olduğunu kaydeden Fesih Sürmeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu iş Ermeni zanaatıdır, çok eski bir zanaattır. Ben yetiştiğimde Diyarbakır’da 10 dükkan vardı şuanda ben tek kaldım. İlçelerde Lice’de, Hazro’da oralarda her bir ilçede 5-10 kişi çalışıyordu, şimdi ilçelerde var ama yapan yok. Eşeğin semerini 150, 200, 250 arasında satıyoruz. Malzemeye göre değişiyor. Atlarında 400, 500, 600, 700 bunlarında malzemeye göre değişiyor. Malzemeyi kamışı Doğubayazıt’tan getiriyoruz. Diğer malzemelerde çoğu Şanlıurfa, Adıyaman, Siverek’ten geliyor. Eskiden gün vardı burada 10-15 tane alıyordum, 6 aydır 1 tane malzeme almışım. Daha kimse yapmıyor. Birde bunlar eski maldır. Atların daha özelliği çoktur, emeği çoktur. Katırların da aynısı, eşeğin biraz daha düşüktür. Bir de eşek ayrı at ayrı ufak geliyor. Mesela bir katırın semerini 3 günde 4 günde yapıyorum. Eşeklerin normalde 1 günde yapıyorum. Eski insanlar yapıyordu köylerde, hepsi el emeği göz nuruydu bunların."

EKONOMİ
Gülle: 180 milyar dolarlık ihracatla bitireceğimiz garanti

EKONOMİ
Türkiye’de ilk kez üretildi: Menzili bin ila 2 bin metre arasında

EKONOMİ
Ekonominin motoru askeri ve siyasi güçtür