Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ yaptığı açıklamada, Türkiye'nin NATO Liderler Zirvesi'nde yürüttüğü yoğun diplomasiye, burada verdiği mesajlara ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başta ABD Başkanı Joe Biden olmak üzere çok sayıda liderle görüşmesinin olumlu sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye ile ABD arasında hem eski ABD Başkanı Donald Trump hem de Joe Biden döneminde 100 milyar dolarlık dış ticaret hacmi hedefi konulduğunu anımsatan Yalçındağ, o zamanlar bu konularda yapılan detaylı görüşmelerin siyasi ve askeri konularda yaşanan gerilim nedeniyle arka plana düştüğünü, istenilen şekilde gitmediğini söyledi.
14 ve 28 Mayıs'ta gerçekleştirilen seçimlerin ardından hem ABD'nin hem de Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye yaklaşımında olumlu gelişmeler olduğunu ifade eden Yalçındağ, NATO Liderler Zirvesi ile karşılıklı olumlu gelişmeler yaşandığını kaydetti.
Yalçındağ, "NATO Zirvesi öncesinde çok olumlu gelişmeler olacağını tahmin ediyorduk zaten. Beklentimiz gerçekleşti. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Biden ile telefon görüşmesinde, 'İsveç'in NATO üyeliğinin önünü açarız ama Türkiye'nin AB yolunu açın' demesi zaten Batılı müttefiklerimiz tarafından çok pozitif ve olumlu karşılandı." dedi.
"Görüşmelerin ekonomik anlamda pozitif etkilerini hemen görmeye başladık"
Mehmet Ali Yalçındağ, iş dünyası olarak bu pozitif gelişmelerin sonuçlarını ve pozitif yönlerini ticari tarafta da hemen görmeye başladıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yalçındağ, şu anda sadece Körfez ülkelerinden değil, Batıdan da Türkiye'ye büyük bir para girişi beklediklerini, iş dünyasında böyle bir beklenti olduğunu ve bu beklentinin çok güzel sonuçları olacağını söyledi.
"NATO zirvesi, ABD'li şirketlerin yatırımlarını hızlandırmaları için bir işaretti"
TAİK Başkanı Yalçındağ, "Türkiye'yi özlemiştik" diyen kimseler arasında hem direkt yatırım yapacakların hem de finans çevrelerinin bulunduğunu belirterek, bu gelişmeden duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Türkiye'de halihazırda 1.400'ün üzerinde Amerikalı şirket bulunduğunu ve ABD'de Fotune listesinde bulunan bu şirketlerin burada uzun yıllardır önemli yatırımlar yaptığını anlatan Yalçındağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dünyaca bilinen global şirketlerden bahsediyorum. Bu şirketlerin çoğu da bu bölgeyi yönetmek için Türkiye'yi seçmiş. Dolayısıyla Amerikan şirketleri zaten ülkemizden memnun ve Türkiye'ye yaptıkları yatırımları geri aldıklarının farkındalar. Son dönemdeki siyasi ve askeri gelişmelerden dolayı bunlar Türkiye yatırımlarını bir parça yavaşlatmışlardı. Dolayısıyla bunun (yatırımlarını hızlandırmak) için bir işaret bekliyorlardı. Ben bu NATO Zirvesi'ni bu işaretin başlangıcı olarak görüyorum."
Yalçındağ, çok önemli bir konumda bulunan ve 1 trilyon dolarlık ekonomi olan Türkiye'nin, ABD'li şirketlerin ilgisini çekmemesinin mümkün olmadığını vurguladı.
"Çok süratle direkt yatırımların geleceğini düşünüyorum"
Yalçındağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 Eylül'de New York'ta yapacağı yuvarlak masa toplantısının da çok önemli olduğunu söyledi.
Bu gelişmelerin kısa vadede somutlaşma ihtimalinin olup olmadığı konusunda Yalçındağ, "Şu anda bunu söylemek için çok erken. NATO Zirvesi bile tam bitmedi ancak ben çok süratle direkt yatırımların geleceğini ve Türkiye'ye yatırım yapma iştahının çok artacağını düşünüyorum. İş adamı olarak hissediyoruz. Nasıl yavaşlamayı önceden hissedebiliyorsak tekrardan süratle ivme kazanacağını da önceden hissedebiliyoruz, görebiliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Unicorn startup ve fintek girişimlerimize ilgi yüksek"
TAİK Başkanı Yalçındağ, bu soru üzerine, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin teknoloji alanında son dönemde yapmış olduğu atılım ve çıkardığı unicorn'lar ABD'li yatırımcıların ilgi duyduğu konuların başında geliyor. Özellikle fintek ve oyun alt kurulumlarında çalışan teknoloji startup'larımıza büyük rağbet gözlemliyoruz. Bunun yanı sıra küresel tedarik zincirinde son yıllarda yaşanan değişim bizim lehimize gelişti ve geleneksel sektörlerimizin ivme kazanmasını sağladı. Dolayısıyla Türkiye'nin enerji, turizm, tekstil, kimyevi maddeler, gıda, madencilik, sağlık ve ilaç sektörleri de Amerikalıların yakın takibi altında."