Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Nazmi Şahin, Deprem Haftası dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin deprem kuşağında bulunan bir ülke olduğunu söyledi.
Geçen yıl yaklaşık 23 bin 756 deprem yaşandığı bilgisini veren Şahin, bu rakamın dahi ülkedeki deprem riskini net şekilde ortaya koyduğunu bildirdi. Şahin, Deprem Haftası'nın, toplumda deprem bilincinin oluşmasına katkı sağladığını dile getirerek, 1999 Marmara Depremi'nden sonra Türkiye'de yapı denetim sisteminin devreye alındığını anımsattı.
Bu sistemin, bazı illerin pilot olarak belirlenmesinin ardından 2010'da ülke geneline yayıldığını vurgulayan Şahin, "Ancak bu sistemde bizim için milat 2018 yılı oldu. Normalde müteahhitler çalıştığı yapı denetim firmasını seçiyordu, bu yıldan itibaren yapı denetim firmaları atama yoluyla belirlenmeye başladı. Yapı denetim firmaları artık bağımsız denetim yapıyor. Bu durum hem binalarda kaliteyi artırdı hem de denetim daha iyi yapılmaya başlandı." diye konuştu.
"Kalitesi uygun değilse betonu döktürmüyoruz"
Şahin, yapı denetim sisteminin önemine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yapı denetimi, can ve mal güvenliğini temin için sorumlu inşaat mühendisleri ve mimarlar tarafından binaların zorunlu olarak kontrol edildiği bir sistem. Türkiye genelinde 2 bin 500'e yakın yapı denetim firması var. Sahada yaklaşık 120 bin çalışan bulunuyor. Herkes görevini layıkıyla yapıyor. Binalar, projesinden başlayıp iskanı alana kadar tüm süreçlerde denetleniyor. İnşaat bitene kadar, demiri, malzemesi betonu denetleniyor. Adeta bir polis gibi betonu takip ediyoruz, dayanıklılığına bakıyoruz. Bu da kaliteyi artırıyor. Betonun kalitesini uygun bulmazsak mikserden dökülmesine dahi izin vermiyoruz. Önce numune alıyoruz."
Son dönemde yaşanan Elazığ-Malatya ve İzmir depremlerinde yaptıkları incelemeye göre, yapı denetim sisteminin başarıyla çalıştığını gördüklerini belirten Şahin, "İncelemeye göre, bu depremlerde hiçbir yapı denetimli bina yıkılmadı ya da hasar almadı. Yıkılan binalar, 1999 yılı öncesine ait. Türkiye genelinde de 1 milyar 975 milyon metrekare binayı denetledik ve yıkılan ya da hasar alan bir binamız bulunmuyor. Binanın deprem yönetmeliğine ve mevzuata uygun olarak inşası ve yapı denetimi yapılan binaların yıkılmaması, yapı denetiminin ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Yapı denetimli binaların hepsinde kalite artışı oldu." ifadelerini kullandı.
"Evin sadece fiyatına bakılmasın"
Şahin, tüketicilere de konut alırken yapı denetimli binaları tercih etmesi önerisinde bulunarak, şunları kaydetti:
"Bir binanın yapı denetimli olması fiyatıyla ilgili bir etki yaratmaz. Geçen yıl inşaatla ilgili çimentoya, betona ve demire kadar tüm kalemlere zam geldi ancak yapı denetim ücretlerinde artış olmadı. Tek artış yapılmayan sektör biziz. İnşaat maliyetinin yüzde 1,5'ini alıyoruz ve bunun büyük bölümünü de vergi olarak devlete ödüyoruz. Hatta yapı denetim firmalarımız zor durumda. Ev alırken sadece evin estetiğine değil, yapı denetimli olup olmadığına baksınlar. Araba alırken içinde sigara içilip içilmediğine bile bakılıyor ancak ev alırken aynı özen gösterilmiyor. Evin sadece fiyatı ve görseline bakılıyor. Ev alınırken tüketicinin yapı denetimini sorgulaması, binaların da daha kaliteli yapılmasına vesile olur. Binanın girişinde sağ üst köşede hangi yapı denetim firmasının denetim yaptığı bilgisi yer alıyor. Yapı denetimli bina, binanın deprem yönetmeliğine uygun yapıldığını gösteriyor."