Türkiye genelinde 15-16 Kasım’da farklı sektörlerde 312 iş insanıyla yapılan araştırma, sıcak gündeme dair çarpıcı sonuçlar içeriyor.
Ankete katılan iş insanlarının yüzde 52’si Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından vurgu yapılan “yeni dönemde ekonomik ve hukuki reform” açılımının iş dünyası açısından olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyor. Bu mesajla bağlantılı olarak, Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanının değişikliğinin olumlu karşılık bulduğu görülüyor.
Araştırma kapsamında iyimser katılımcıların yüzde 57’si ekonomik ve hukuki reform mesajının öncelikli olarak Türkiye’ye yabancı yatırım artışına olumlu olarak yansıyacağını belirtiyor; döviz kurunda düşüş (yüzde 42,6), enflasyonda gerileme (yüzde 38,9) ve dış politikada normalleşme (yüzde 29,6) ise açılımla birlikte ilk aşamada gerçekleşmesi beklenen diğer gelişmeler. Diğer yandan, ekonomik ve hukuk reform açılımı konusunda kötümser olanların oranı yüzde 32,7 iken, gerekçelerin başında reform açılımının inandırıcı olmaması ve Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’nin yapısal sorunları geliyor. Yeni ekonomi yönetiminin reform yapabilecek yeterlilikte olmaması ve Covid-19’un ekonomideki olumsuz etkileri diğer olumsuz faktörler olarak belirtiliyor.
Joe Biden’ın galibiyetiyle sonuçlanan ABD Başkanlık seçimlerinin Türkiye ekonomisine etkileri konusunda ankete katılanların yüzde 36,5’u “kararsız” olduğunu söylerken, iş dünyasının dörtte biri ABD seçim sonuçlarının ekonomiye etkisi olmayacağını belirtiyor. Diğer yandan; ABD-Türkiye ilişkilerinin geleceği hakkında iyimserlerin oranı yüzde 22,1 iken, kötümser bir tablo çizenler ise katılımcıların yüzde 16,3’ünü oluşturuyor. - Normalleşme İçin En Geç 2021’nin 3’üncü Çeyreği İşaret Ediliyor Araştırmaya katılan iş insanlarının yüzde 23,1’lik dilimi normalleşme için 2021’nin 3’üncü çeyreğini işaret ediyor, buna karşılık 2’inci çeyreğe işaret edenlerin oranı ise yüzde 17,3. Diğer yandan, daha kötümser tablo çizenler ise 2022’nin 1. Çeyreğini (yüzde 14,4) ya da Covid-19 aşısının bulunacağı tarihi eşit oranda (yüzde 14,4) işaret ediyor. 2020 sonu ya da 2021 ilk çeyreğini bekleyenlerin oranı ise sadece yüzde 3. Bu durum, iş dünyasının yeni döneme ilişkin stratejilerinde de yansımasını buluyor.
Katılımcıların yaklaşık yüzde 55’i önümüzdeki dönemde “temkinli bekleyişe devam edeceğini” söylerken, yüzde 31,7’si ise “fırsatlar için tetikte olacağını” ifade ediyor. Ankete katılan Türk iş insanlarının 2021 yılı için ortalama dolar kuru beklentisi 8,47 TL iken, Euro’da ise 10,30 TL seviyesi telaffuz ediliyor. İş çevrelerinin 2020 yılı için ortalama enflasyon beklentisi ise yüzde 14,7.
AGS Global Araştırma Kurucusu Ahmet GÜLER, araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede; “Araştırma sonuçları bize, iş çevrelerinde yeni ekonomi yönetimi kadrolarında değişikliğin olumlu karşılık bulduğunu ancak bütüncül bir ekonomik-hukuki reform için temkinli bekleyişin sürdüğünü söylüyor. Öyle anlıyoruz ki, iş dünyası bulunduğu pozisyonda vaatlerden çok icraat görmek istiyor. Bu durumu döviz kuru ve enflasyon tahminlerindeki yaklaşımdan izleyebiliyoruz. Bu nedenle yeni yönetim sisteminin ve siyasi iradenin ekonomik ve hukuki reformlar konusunda iş dünyasını yeni bir icraat setiyle ikna etmesi gerektiği açık. Nitekim iş dünyası reform mesajının öncelikli olarak yabancı sermaye girişinde olumlu karşılık bulacağı konusunda iyimser ki, bu da gerçekten reformcu bir icraat ajandası konusundaki beklentilere işaret ediyor. Bir diğer deyişle, iş dünyamız ABD’deki seçim sonuçlarından önce, kendi ajandamıza odaklanmamıza öncelik vermiş durumda” dedi.
”Araştırmamıza katılanların önemli bir kısmı ekonomide normalleşme için 2021’nin en yakın 2’inci, en geçse 3’üncü çeyreğini işaret ediyor. Normalleşme takvimini 2022’ye sarkıtanların ya da Covid-19 aşısını bekleyenlerin oranı ise oldukça az. Bu durum, iş insanlarımızın ekonomik faaliyetleriyle ilgili her şeye rağmen iyimser olduğunu gösteriyor” diyen Ahmet Güler, “Henüz Covid-19 küresel bir krize dönüşmeden önce, temkinli bekleyişe devam diyen iş insanlarımızın oranı yüzde 35 iken, bugün bu oran yüzde 54,8’e çıkmış durumda. İştahlı büyüme yanlılarının oranı ise yüzde 14’ten yüzde 3,85’e gerilemiş. Yani Covid-19 krizinin etkileri hala ağır şekilde hissediliyor. Tam da bu nedenle, 2021 için ön görülen iyimser takvimle, yapısal reformların yürürlüğe gireceği takvimi örtüştürmek siyasi iradenin önceliği olmalı“ diyerek sözlerini tamamladı.