Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki ilk somut adımı olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde üçüncü reaktörün temelinin atılmasıyla birlikte süreç hakkındaki detayları paylaşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in çevrimiçi katıldığı Mersin’de temel atma töreninin ardından;
ASIRLIK BİR PROJE
Şu anda planlanan ve yapılan santrallerin asgari 60 yıllık bir işletme ömrü olduğu bilgisini veren Dönmez, bu sürenin yapılacak çalışmalarla 20 yıl uzatılabileceğini söyledi. İşletmeci Rosatom ile yapılan anlaşmaya göre 15 yıl süreli bir alım garantisi olduğuna değinen Fatih Dönmez, “Ürettiği elektriğin yaklaşık yarısına biz alım garantisi veriyoruz, diğer yarısını da serbest piyasa fiyatlarından kendileri satacak. 15 yıldan sonra da işletme dönemi boyunca yatırımcı her türlü ticari ve işletme riskini kendi üzerine almış durumda” dedi.
YERLİ ÜRETİME 6 MİLYAR DOLAR KATKI
- Proje kapsamında yerli tedarikçilerle çalışılmasını destekledikleri bilgisini paylaşan Dönmez, proje dönemi boyunca 6 milyar dolarlık bir yerli katkı sağlanacağını kaydetti.
Sinop’ta benzer bir anlaşmayı biz Japonya’yla yapmıştık. Ama ilerleyen süreçte hem maliyetler, hem de takvim bizim beklentilerimizin üzerinde olduğu için o projeyi fazla ilerletemedik. Yani en azından şu anda Japonya’yla yürümüyoruz. Fakat sahaya ilişkin, sahanın hazırlanmasına ilişkin zeminle ilgili, ÇED’le ilgili, diğer hususlarla alakalı, izinlerle ilgili biz sahayı hazırlayalım istiyoruz. Çünkü günün sonunda birisiyle yola çıktığınızda bunları yapmak zorundasınız. Hazırlıklı olmamız lazım. Sinop’la ilgili henüz şu anda görüşülen bir ülke yok. Çin’le görüşmelerimiz var açıkçası. Orada da biraz Trakya öne çıkıyor. Trakya’da da bir nükleer santral projemiz var.
60+20 YIL ÜRETİM YAPAR
Bu 60 yıldan ilave 20 yıl konusu mümkün. Ama hangi parçalar değişecek. Onların her bir elektromekanik aksam dâhil olmak üzere bir işletme ömrü var. Bir kısmı parçalar yeniden değiştirilmek suretiyle, bir kısmı belki bakımla alakalı bunu uzatma imkânı var teorik olarak.
- Yerle ilgili, zemin etütleri, çevresel etkiler gibi birçok parametrede şu anda çalışmalar devam ediyor.
- Bölgesel arz güvenliği açısından böyle bir baz yük santrale Trakya’da ihtiyacımız olduğu için söylüyorum.
Gecikmeyle ilgili Cumhurbaşkanımız da ifade etti bizden önceki hükümetlerin de bazı girişimleri oldu ama birtakım engellemeler oldu. Bu engellemelerin bir kısmı çevreci girişimler altında oldu, bir kısmı yani bugün benim şimdi söylemeyeceğim, ama sizin de tahmin edebileceğiniz merkezlerin Türkiye’nin böyle bir nükleer teknolojiye sahip olmasını istemeyenler tarafından olabilir. O açıdan orada bir gecikme oldu. Ama hamdolsun şu anda ilk projemizi gerçekleştiriyoruz. İnşallah bundan sonra ikinci ve üçüncüyü de yaparız.
EKONOMİYE HER TÜRLÜ KATKIYI VERİR
- Şimdi yüzde 10’luk bir kısmı bu santral üretecek. Yani yüzde 10’la fiyatın değişkenliği yüzde 90’nını nasıl etkiler? Oturup hesap yapmak lazım bir. İkincisi, bu tip teknolojilerde, bu tip santrallerde devletler hemen her yerde belirli bir süre belli bir fiyattan alım garantisi veriyorlar. Genellikle de bu verilen alım garantisi süresi ve alım miktarı projenin ilk yıllarındadır.
- Böyle bir kazanç da söz konusu olacak. Burada projenin 50-60 yıllık uzun dönem ekonomik faydasına baktığımızda hem kesintisiz kaliteli olması hem de ekonomik olması açısından isabetli bir projedir.
EN BÜYÜK ARZUMUZ TEKNOLOJİ TRANSFERİ
Teknoloji transferi en büyük arzumuz ama şöyle söyleyeyim. Biz maalesef 50-60 yıl geriden geliyoruz. Dolayısıyla bu açığı süratle kapatmamız lazım. Bu ilk proje de bizim için önemli bir fırsat öğrenmek açısından. İnşallah ikincisinde yerlilik oranımız daha fazla, üçüncüsünde belki daha fazla olacak şekilde devam edecek. Amerika da yapsa, Rusya da yapsa bunlar normalde bu teknolojileri geliştiren ülkeler. Örneğin bu işi Japon firması alsaydı, bütün tedarik listesin Japonya’dan mı getirecekti? Hayır. Çünkü burada da, dünyanın muhtelif yerlerinde de tedarikçiler varlar. O listede yer alan firmalardan Ruslar da öyle yapıyor. Burada böyle yüzde 100 yerlilik dünyada hiçbir teknoloji geliştiricisinde olmadığını söyleyebiliriz. Ama önemli olan o projenin sahibi olmak. O tabii ki asıl amaç. Niyetimiz o. Yani nükleer santralimizi kendimizin yapacak hale gelmesi.
ALMANYA KOMŞULARINDAN ELEKTRİK ALABİLİR
- Almanya ilginç bir örnek. Komşusu Fransa’da hala elektriğin yüzde 70-80 civarında bir kısmını nükleer santrallerden karşılanıyor. Almanya’nın ekonomisi, sanayisi güçlü, şüphesiz onlar da kendi planlarını yapmışlardır. Ama orada Avrupa Birliği’yle birlikte tek piyasa mantığı var.
- Şu anda inşaatı devam edenleri saydım. Rusya’nın Macaristan, Bulgaristan ve Finlandiya’da devam eden projelerini de saydım.