Tam adı, Ebû Dâvûd Süleyman b. El-Eş'as b. İshak b. Beşir b. Şeddad b. Amr b. İmrân el-Ezdı es-Sicistânı'dir. Büyük dedelerinden İmrân, Sıffin'de Hz. Ali(r.a)nin yanında şehid düşmüştür. Oğlu Ebû Bekr Abdullah da meşhur bir muhaddistir.
EBU DAVUD KİMDİR?
202 (817-18) yılında Sicistan'da doğdu. 203'te (818-19) doğduğunu söyleyenler de vardır. Sicistan, bazılarının ileri sürdüğü gibi Sicistâne diye de anılan Basra'nın bir köyü olmayıp İran ile Afganistan arasındaki sınır bölgesidir. Ailesi aslen Yemen'in Ezd kabilesinden olduğu için Ezdî ve "Sicistanlı" anlamında Siczî nisbeleriyle de anılır. Dedesinin adının Bişr veya Şeddâd olduğu, büyük dedesi İmrân'ın Sıffîn'de Hz. Ali'nin yanında yer aldığı ve bu savaşta öldüğü rivayet edilmektedir.
Kurdukları vakıflar uzun yıllar devam etmiş olan zengin bir aileden gelen Ebû Dâvûd tahsiline Sicistan'da başladı. Hadis bilgisini artırmak maksadıyla on sekiz yaşında seyahate çıkarak önce Bağdat'a, daha sonra Basra'ya gitti ve orada uzun süre kaldı. En çok faydalandığı hocası kabul edilen Basralı hadis hâfızı Müslim b. İbrâhim el-Ezdî başta olmak üzere Tebûzekî, Ârim el-Basrî ve Ebü'l-Velîd et-Tayâlisî gibi muhaddislerden hadis okudu. Daha sonra diğer önemli ilim merkezlerini dolaşmaya başladı. Çoğu Buhârî ve Müslim'in de hocası olan birçok âlimden istifade etti. Mekke'de Ka'nebî ve Süleyman b. Harb, 221'de (836) Kûfe'de Hasan b. Rebî' el-Becelî, Ahmed b. Yûnus el-Yerbûî, Halep'te Ebû Tevbe el-Halebî, Harran'da Ebû Ca'fer en-Nüfeylî, 222'de (837) Humus'ta Hayve b. Şüreyh b. Yezîd ve Yezîd b. Abdürabbih, Dımaşk'ta Hişâm b. Ammâr, Horasan'da İshak b. Râhûye, Belh'te Kuteybe b. Saîd, Mısır'da Ahmed b. Sâlih vb. hadis hâfızlarından, ayrıca Ali b. Medînî, Saîd b. Mansûr ve Yahyâ b. Maîn gibi tanınmış muhaddislerden hadis öğrendi. İbn Hacer el-Askalânî onun 300 kadar hocası olduğunu söylemektedir. Ebû Ali el-Gassânî, Ebû Dâvûd'un hocalarını Tesmiyetü şüyûhi Ebî Dâvûd Süleymân es-Sicistânî adlı risâlesinde bir araya getirmiştir. Ebû Dâvûd, 230 (844-45) yılında doğan ve sonraları İbn Ebû Dâvûd adıyla tanınmış bir hadis hâfızı olan oğlu Abdullah'ı seyahatlerinin bir kısmında yanına alarak erken bir yaşta hadis öğrenmesini sağladı. Kardeşi Muhammed b. Eş'as da bu seyahatlerinde onlara arkadaşlık etti. Muhtelif zamanlarda gittiği Bağdat'ta Ahmed b. Hanbel'in ilim meclislerine uzunca bir süre devam ederek bazı önemli fıkıh ve usûl-i fıkıh konularını ondan öğrendi; daha sonra bunları Mesâʾilü'l-İmâm Ahmed b. Hanbel adıyla bir araya getirdi. Ahmed b. Hanbel'in de ondan bir hadis rivayet ettiği, hatta es-Sünen'i inceleyip beğendiği söylenir. Eğer bu rivayet doğru ise Ebû Dâvûd es-Sünen'i kırk yaşına gelmeden kaleme almış demektir. Hocaları içinde en çok hadis toplayıp ezberleyen muhaddisin Yahyâ b. Maîn, hadislerin fıkhını en iyi anlayanın Ahmed b. Hanbel, hadislerdeki gizli kusurları (illet) en iyi bilenin Ali b. Medînî olduğunu söylerdi.
Ebû Dâvûd tahsil hayatı boyunca muhtelif şehirlerde uzun süre kaldı; bu arada Tarsus'ta yirmi yıl ikamet etti. Memleketi olan Sicistan'a döndükten sonra da Herat'ta ve Bağdat'ta bulundu. Bağdat'ta iken Halife Mu'temid-Alellah'ın kardeşi Emîr Ebû Ahmed Muvaffak b. Mütevekkil, Ebû Dâvûd'un evine giderek zenci hareketi yüzünden Basra'nın yakılıp yıkıldığını, halkının başka yerlere göç ettiğini, eğer Basra'ya gelip yerleşirse İslâm âleminin dört bir yanından ona gelecek talebeler sayesinde Basra'nın yeniden canlanacağını söyledi. Ebû Dâvûd emîrin bu ricası üzerine Basra'ya yerleşti. Zenci hareketi 868-883 yılları arasında devam ettiğine göre (İA, XIII, 521) Ebû Dâvûd'un ölümünden beş altı yıl kadar önce Basra'ya yerleştiği söylenebilir. Burada ve başka yerlerde kendisinden pek çok muhaddis faydalandı. Oğlu Abdullah başta olmak üzere Ebû Îsâ et-Tirmizî, İbn Ebü'd-Dünyâ, bir rivayete göre Nesâî, Abdân el-Ahvâzî, Zekeriyyâ b. Yahyâ es-Sâcî, Ebû Bişr ed-Dûlâbî, Ebû Bekir el-Hallâl ve Ebû Avâne el-İsferâyînî gibi muhaddis ve âlimler ona talebelik ettiler. Basralı talebelerinden Muhammed b. Ahmed el-Lü'lüî ile Ebû Bekir İbn Dâse kendisinden es-Sünen'i rivayet edenlerin en tanınmışlardır. Ebû Dâvûd 16 Şevval 275'te (21 Şubat 889) Basra'da vefat etti ve Süfyân es-Sevrî'nin kabrinin yanına defnedildi.
EBU DAVUD ESERLERİ
Eserleri. 1. es-Sünen. Sahihinden zayıfına kadar İslâm hukukuyla ilgili 4800 hadisi topladığı, bunlardan ileri derecede zayıf olanları belirtmeye özen gösterdiği bir eser olup İslâm dünyasında büyük rağbet görmüştür. Muhtelif şerhleri bulunan es-Sünen Kahire’de neşredilmiş (1280), daha sonra da pek çok baskısı yapılmıştır.
2. el-Merâsîl. 544 mürsel hadisi ihtiva eden ve sahasının ilk ve orijinal eseri olan kitap, bilindiği kadarıyla ilk defa Alî es-Sünnî et-Trablusî tarafından senedleri zikredilmeksizin neşredilmiş (Kahire 1310), daha sonra senedleriyle birlikte muhtelif baskıları yapılmıştır.
3. Mesâʾilü’l-İmâm Aḥmed b. Ḥanbel. el-Mesâʾilü’lletî ḫâlefe ʿaleyhe’l-İmâm Aḥmed b. Ḥanbel adıyla da bilinen eser, Ahmed b. Hanbel’e sorulan bazı soruların Ebû Dâvûd tarafından kaydedilen cevaplarından ibarettir. Fıkıh bablarına göre tertip edilen kitap Muhammed Behcet el-Baytâr tarafından neşre hazırlanmış ve Reşîd Rızâ’nın takdim yazısıyla yayımlanmıştır (Kahire 1353).
4. İcâbâtühû ʿalâ suʾâlâti Ebî ʿUbeyd Muḥammed b. ʿAlî b. ʿOs̱mân el-Âcurrî. Râvilerin cerh ve ta‘dîline dair talebesi Ebû Ubeyd el-Âcurrî’nin sorularına verdiği cevapları ihtiva eden ve Âcurrî tarafından derlenen eser beş cüzden meydana gelmektedir. İbn Hacer’in Tehẕîbü’t-Tehẕîb’de çok faydalandığı bu eserin Köprülü Kütüphanesi’ndeki üçüncü cüzü (nr. 292, 30 varak) Muhammed Ali Kāsım el-Ömerî tarafından yayımlanmıştır (Medine 1403). Dördüncü ve beşinci cüzleri Bibliothèque Nationale’de bulunan (nr. 2085, 68 varak) eserin birinci ve ikinci cüzlerinin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir.
5. Risâletü Ebî Dâvûd ilâ ehli Mekke fî vaṣfi Sünenihî. Risâle fî vaṣfi teʾlîfihî li-kitâbi’s-Sünen adıyla da anılan risâle, bir müellifin kendi eserini tanıtıp benzerleriyle karşılaştırması ve o devirde pek âdet olmayan bir usulü ortaya koyması bakımından önem taşımaktadır. Eserin Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’deki yegâne nüshasını (Hadis, nr. 348, vr. 188a-191a) ilk defa Zâhid Kevserî (Kahire 1369), daha sonra da Muhammed Lutfî es-Sabbâğ (Beyrut 1394, 1405) yayımlamışlardır.
6. Kitâbü’z-Zühd. Mağrib hattıyla yazılmış bir nüshası Fas’ta Karaviyyîn Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (nr. 80/133).
7. Tesmiyetü iḫve elleẕîne ruviye ʿanhümü’l-ḥadîs̱. Tesmiyetü’l-iḫve min ehli’l-emṣâr adıyla da bilinen risâle Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’dedir (Mecmua, nr. 129, vr. 216a-223b).
8. Kitâbü’l-Baʿs̱ ve’n-nüşûr. Brockelmann bu eserin Dımaşk’ta bulunduğunu söylemektedir (GAL [Ar.], III, 189).
9. Kitâbü’l-Ḳader. Günümüze gelip gelmediği bilinmeyen eser, er-Red ʿalâ ehli’l-ḳader ve er-Red ʿale’l-Ḳaderiyye adlarıyla da anılmaktadır.
Ebû Dâvûd’un bunlardan başka Nâsiḫu’l-Ḳurʾân ve mensûḫuh, Delâʾilü’n-nübüvve, et-Teferrüd fi’s-sünen, Feżâʾilü’l-enṣâr, Müsnedü Mâlik, ed-Duʿâʾ, İbtidâʾü’l-vaḥy, Aḫbârü’l-ḫavâric, Mâ teferrede bihî ehlü’l-emṣâr ve el-Âdâbü’ş-şerʿiyye adlı eserlerinin bulunduğu kaynaklarda zikredilmektedir.
Ebû Dâvûd hakkında müstakil bazı eserler kaleme alınmış ve ilmî araştırmalar yapılmıştır. Ebû Ahmed el-Cellûdî’nin (ö. 302/914-15) Aḫbâru Ebî Dâvûd adlı bir eseri vardır (Âgā Büzürg-i Tahrânî, I, 316). Ümmülkurâ Üniversitesi’nde Muhammed Sîrân Efendi el-Endonîsî’nin el-Metrûkûn ve’l-mechûlûn ve merviyyâtühüm fî Süneni Ebî Dâvûd es-Sicistânî adıyla yaptığı yüksek lisans tezi basılmıştır (Mekke 1396/1976). Takıyyüddin el-Mezâhirî en-Nedvî, Ebû Dâvûd el-imâm el-ḥâfıẓ el-faḳīh adlı araştırmasında (Ayn 1978) Ebû Dâvûd’un hayatını ve ilmî şahsiyetini incelemiştir. Muavvad b. Bilâl el-Avfî, yine Ümmülkurâ Üniversitesi’nde Ebû Dâvûd es-Sicistânî ve es̱eruhû fî ʿilmi’l-ḥadîs̱ adlı bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (Mekke 1400/1980). Muhammed Lutfî es-Sabbâğ’ın da Ebû Dâvûd ḥayâtühû ve Sünenühû adlı bir çalışması bulunmaktadır (Beyrut 1405/1985).
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi