Anayasa Mahkemesi’nin HAGB itirazına yönelik iptal kararı

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı bir nevi askıda duran bir karar gibidir. Şartları oluşursa, yani denetim kurallarına uyulmazsa, kasten suç işlenirse askıdan indirilen bir karardır. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde ise, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.

İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.

Asım Ekren / Cumhuriyet Savcısı

Anayasa Mahkemesi birçok vatandaşın hukukunu ilgilendiren bir karar verdi. Suç işleme potansiyeliniz varsa veya hasbelkader de olsa bir suça bulaşma durumunuz olmuşsa/olabilecekse bu konu vatandaş olarak sizi de ilgilendirebilir. Bu karar ceza yargılamamızda, verilen kararların sayısı itibarıyla önemli yer tutan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararıdır. Bu yazıda önce iptal edilen konunun tabiri caiz ise Türkçe’sine, sonrasında ise mahkeme kararının ne olduğuna bakılmıştır. Önemli ölçüde soru cevap şeklinde gidilerek açıklamada bulunulmuştur. Hukukçu olmayan okurlar için konunun biraz daha anlaşılabilmesi adına, mümkün oldukça hukuki anlatım ve terimler fazla kullanılmamıştır.

KİMLERE UYGULANIR?

Hakkında Cumhuriyet savcısı tarafından dava açılan kişi, yani suç işlediği iddia edilen sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece uygun görülebilir. Verilen ceza, eğer iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.

Kanun maddesinin tabiriyle HAGB, hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. Başka bir tabirle ortada bir hüküm (karar) var ama eğer kişi beş yıllık süre içinde kasten bir başka suç işlemezse bu hüküm onun için herhangi bir sonuç doğurmuyor. Kanun bir nevi kişiye bir deneme, kendine çekidüzen verme şansı vermiştir.

Maddede “verebilir” ibaresi kullanıldığı için mahkeme yönünden bir zorunluluk yoktur. Buna karşılık uygulamada şartlar oluştuğunda genellikle bu karar veriliyor. Kuvvetle muhtemel, bir istatistik çalışması yapılırsa, ceza verilen kararların neredeyse yaklaşık dörtte birinin bu şekilde çıktığı görülecektir. Denilebilir ki mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yasal koşullar oluştuğunda sanık hakkında 5271 Sayılı Ceza Muhakeme Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca HAGB’ye karar veriliyor.

HANGİ ŞARTLARIN OLUŞMASI GEREKİR?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için şu şartların bir arada olması gerekir: Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış, yani ceza almamış olması, mahkemenin sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurduğunda yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu bir kanaate varması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir ki kişi, bu koşulu derhal yerine getiremiyorsa, buna imkanı yoksa bu takdirde; hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.

Bunların yanında mahkeme kişiye “Şartları oluşursa sizin hakkınızda HAGB kararı verelim mi? Bunu istiyor musunuz?” diye sorar. Kabul ettiğini söyleyen kişi hakkında bu karar verilebilir. Sanığın teklifi ret, yani kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez. Mahkemenin sorması üzerine sanık, HAGB kararı verilmesini kabul ederse, bu durum “suçu işlediğini kabul etti” gibi bir anlama gelmez. Aleyhine yorumlanmaz.

İşte bu üç şart var ise kişiye ceza verilmez. Daha doğrusu bir nevi ceza veriliyor ama kişiye “bak ben sana ceza verdim fakat kararı açıklamıyorum. Sen beş yıl boyunca kasten bir suç işlemezsen bu karar bir şey ifade etmez” anlamlarına gelen bir uygulama yapılmış olunuyor. Bir nevi askıda duran bir karar gibidir. Şartları oluşursa, yani denetim kurallarına uyulmazsa, kasten suç işlenirse askıdan indirilen bir karardır. Bu karar sabıkaya işlendiği için kişi hakkında HAGB olduğu belli oluyor.

HAGB KARARI VERİLDİKTEN SONRA NE OLUR?

HAGB kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu tedbirler şu şekildedir:

Kişi bir meslek veya sanat sahibi değilse, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesi istenebilir. Eğer kişi bir meslek veya sanat sahibi ise, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılması istenebilir. Kişinin veya işlediği eylemin durumuna göre; belli yerlere gitmekten yasaklanabilir, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınabilir. Bunların dışında hal ve şartlara göre takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine de karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.

DENETİM SÜRESİ İÇİNDE KİŞİ SUÇ İŞLERSE NE OLUR?

Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Denetim süresi içinde işlenen suçun kasten işlenebilen bir suç olması gerekir. Taksirli suçlar bu kapsamda sayılmaz. Yani dikkatsizlik ve tedbirsizlik, gereken dikkat ve özenin gösterilmemesi sonucu işlenen taksirli suçlar ihlal sayılmaz. Örneğin trafik kazaları, iş kazaları nedeniyle ceza verildiğinde HAGB kararı kaldırılmaz.

Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme HAGB’ye dair hükmünü açıklar. Daha önce verilen ceza kadar hüküm verir. Denetimli serbestlik yükümlülüğü ihlal edilmiş ise daha önce verilen cezadan farklı olarak lehe bir ceza da açıklanabilir. Mahkeme, kendisine yüklenen denetimli serbestlik yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.

Uygulamada, kişi HAGB kararının kesinleşmesinden sonra kasten başka bir suç işlerse ve yargılaması sonucu bundan aldığı cezası kesinleşirse, mahkeme, HAGB kararını veren mahkemeye kararını açıklaması veya değerlendirmesi için bildirimde bulunuyor.

KARARA İTİRAZ HAKKI VAR MI?

Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.

Mahkemenin verdiği ve yukarıda açıklanan HAGB kararına karşı sanığın itiraz hakkı vardır. Yani bu karar itiraza tabidir. Bu, şu demektir: HAGB kararı asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilmiş ise yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine itiraz yapılabilir. HAGB kararı ağır ceza mahkemesi tarafından verilmiş ise o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine itiraz yapılabilir. HAGB kararı, bölge adliye mahkemesi ceza dairesi tarafından verilmiş ise numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesine itiraz yapılabilir.

İlgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde HAGB kararını veren mahkemeye bir itiraz dilekçesi verilebilir veya mahkeme kalemine giderek sözlü olarak itiraz etmek istediğini beyan edebilir. Bu durumda zabıt katibi sözlü beyanı tutanağa geçirir. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. Kişi ceza infaz kurumunda ise kurum idaresine dilekçe verebilir veya sözlü beyanda bulunabilir.

Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mahkemeye gönderir. İtiraz hakkında genelde duruşma yapılmaksızın karar verilir. İtiraz yerinde görülürse mahkeme, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir. Karar mümkün olan en kısa sürede verilir. Mahkemenin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir.

İşte Anayasa Mahkemesi, HAGB’ye karşı yapılabilen bu itirazı Anayasa’ya aykırı görerek iptal etti. Mahkeme, bu itirazın etkili bir yöntem olmadığını, itirazların hem usul hem de esastan incelenmediğini, bu durumun vatandaşın hak arama hakkını kısıtladığını, bu nedenle daha üst mercilere de başvuru yapılabilmesi gerektiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi’nin 20.07.2022 tarihli ve 2021/121 esas, 2022/88 karar sayılı iptale dair ilamı 23.09.2022 tarihli ve 31962 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Dokuz ay sonra, yani 23.06.2023 tarihinde yürürlüğe girecek.

BU DURUMDA NE OLACAK?

Belirtilen yürürlük tarihine kadar, Meclis tarafından bir düzenleme yapılmazsa, 23 Haziran 2023 tarihinden itibaren HAGB ile ilgili kararlar artık itiraza tabi olmayacaktır. Diğer kararlar gibi şartları varsa istinafa veya temyize (Yargıtay’a) gönderilebilecektir. Bu durum HAGB kararının kesinleşme sürecini uzatabilecektir. Ayrıca hem usul hem de esastan dosya incelenecektir.

Süreç içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, Anayasa Mahkemesi kararındaki gerekçeler gözetilerek 23 Haziran 2023 tarihinden önce bir yasal düzenleme yapılması halinde yukarıda izah edilen değişiklik fiili hayata geçmeyecektir. Başka bir deyişle, bu tarihe kadar düzenleme yapılmazsa karar gereği olarak uygulama yapılacaktır. Yeni yasal değişiklik yapılması halinde, bunun içeriği ile uygulamaya etkisinin ne olabileceği hakkında vatandaşları bilgilendirici bir çalışma yapma imkanın olacağını umut ediyorum. Şahsi kanaatim, Anayasa Mahkemesi kararı da dikkate alınarak olabilecek en erken bir zamanda kanuni yeni bir düzenleme yapılacaktır. Bekleyip görmek gerekir.

Herkesi bağlayıcı olan bu kararın hukukumuza ve vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyoruz.

DÜŞÜNCE GÜNLÜĞÜ
Muhafazakâr devrimcilik