Uluslararası Kızılhaç Örgütü (ICRC) Orta Doğu Direktörü Sözcüsü Imane Trabelsi, Arap coğrafyasında yıllardır devam eden çatışmalar ve şiddet olaylarından dolayı 16 milyon insanın sığınmacı statüsünde yaşadığını belirtti.
Trabelsi, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki sığınmacılar ve yerinden edilenlerin durumu hakkında açıklamalarda bulundu.
Sığınmacılar dosyasının başında Suriye'nin geldiğini söyleyen Trabelsi, "Komşu Arap ülkeleri; Ürdün, Irak ve Lübnan'a sığınan Suriyeli sığınmacı sayısı 5 milyonun üzerinde. Ürdün ve Lübnan gibi Arap ülkelerinde yaşayan sığınmacıların durumu oldukça vahim çünkü söz konusu ülkelerin kendileri de zor bir ekonomik süreçten geçiyor" dedi.
Ülke içindeki Suriyelilerin durumunun da hiç iyi olmadığını aktaran Trabelsi, "Suriye'de halihazırda yaşayan 22 milyon kişinin 15 milyonu farklı insani yardımlara muhtaç bir durumda hayat mücadelesi veriyor. Sadece 12 milyon Suriyeli gıda temininde ciddi sorunlar yaşıyor" ifadelerini kullandı.
Kızılhaç yetkilisi, bitmek bilmeyen çatışmalar ve şiddet olayları nedeniyle tüm Arap coğrafyasında 16 milyon insanın hayatını sığınmacı olarak sürdürdüğünü vurguladı.
Bölgede sığınmacıların yanı sıra iç göçmen konumunda milyonlarca kişi olduğuna dikkati çeken Trablesi, şunları söyledi:
"Suriye'de yerinden olan kişilerin sayısı 6 milyon, Yemen'de ise 5 milyon civarında. Ülkelerini terk etmemiş olsalar da iç göçmenler de çok zor şartlar altında hayat mücadelesi veriyor. Sağlık, temiz içme suyu ve temel hizmetlere erişecek güçte değiller."
Sudan'daki kayıplar
Kızılhaç Orta Doğu Sözcüsü, Sudan'da yaklaşık 9 haftadır devam eden çatışmaların bölgede yeni bir göç dalgası başlattığını hatırlattı.
Trabelsi, "Sudan içinde büyük bir iç göç var. Aynı zamanda birçok kişi civar ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Sudanlı sığınmacı ve iç göçmen sayısı henüz net değil ancak çatışmaların devam etmesi halinde bu oran artacaktır" dedi.
Sudan'daki "kayıp bildirimlerinin" çok fazla olduğunu dile getiren Trabelsi, şunları kaydetti:
"Sudan'da göç eden veya başka bir ülkeye sığınan kişilerle bağlantının kesilmesi, ailelerin ölümlerden haberdar olmaması, ölenlerin kimliğinin tespit edilememesi veya insanların çatışmanın bir tarafınca alıkonulması gibi nedenlerle kayıp bildirimleri artıyor."