Kurtulmuş, Katar'ın Eş-Şark Gazetesi'ne verdiği röportajda, Türkiye-Katar ilişkileri, parlamentolar arası tecrübe paylaşımı, İsrail'in Gazze'ye yönelik hukuksuz saldırıları, İsrail'i uluslararası ceza mahkemesinde yargılamak için yürütülen çalışmalar, uluslararası camianın İsrail'in saldırıları karşısındaki tutumu ile Türkiye'nin, Gazze için yürüttüğü diplomasi trafiği hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye-Katar ilişkilerine yönelik bir soru üzerine Kurtulmuş, iki ülke arasındaki ilişkileri mükemmel seviyede gördüklerini; ilişkilerin dostluk temeline dayandığını söyledi. Türkiye ve Katar arasındaki ilişkilerin bölge ülkelerine de örnek teşkil edeceğine inandığını belirten Kurtulmuş, "Bu ilişkilerin sürdürülmesi iki ülke halkına hayırlara vesile olacaktır. Bu ilişkiler yüksek ve stratejik düzeyde devam ediyor." ifadesini kullandı.
İsrail’in Gazze'ye yönelik saldırıları karşısında TBMM olarak yaptıklarını anlatan Kurtulmuş, her vesileyle Filistin davasının yanında olduklarını vurguladı.
Mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerin imzasıyla yayımlanan iki ayrı ortak bildiriyle İsrail'in vahşi saldırılarının kınandığını; İsrail'in işlediği insanlık suçlarının uluslararası mahkemelere intikal ettirilmesi gerektiğinin dile getirildiğini aktaran Kurtulmuş, Gazze'ye her türlü insani yardımın ulaştırılması için uluslararası temaslarda bulunduklarını kaydetti.
Meclis Başkanı Kurtulmuş, TBMM'nin tutumunu, Türk halkının İsrail'in saldırıları karşısında verdiği tepkiyle eşdeğer seviyede ortaya koyduğunu dile getirerek, "TBMM, halkın nabzına birebir sahiptir" dedi.
Gazze'deki saldırıların başladığı günden itibaren katıldığı uluslararası toplantıların bildirilerine, Gazze'deki durum ile ilgili bazı ifadeler koymaya çalıştıklarını söyleyen Kurtulmuş, "Üzülerek ifade etmek isterim ki bazı ülkeler, İsrail'den daha fazla İsrailcidir. Onların dirençleriyle karşılaşıyoruz. Tam manasıyla uluslararası platformda bir mücadele veriyoruz" diye konuştu.
"İsrail'in en büyük gücü İslam dünyasının dağınıklığı"
Kurtulmuş, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının üzerinden yaklaşık 60 gün geçmesine rağmen İslam ülkelerinin ve kuruluşlarının tepkilerinin yetersiz olduğunun altını çizerek, "Maalesef insana en çok acı veren tarafı da bu. Halklar Gazze'de yaşananları büyük bir acıyla takip ediyor ve lanetliyor ama maalesef sonuç alacak adımlar atılamıyor. Bu düşmanlığı, bu barbarlığı durduracak adımlar atılamıyor" ifadesini kullandı.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısının 7 Ekim'le başlamadığını, işin bu noktaya gelmesindeki gelişmelere bakılması gerektiğini belirten Kurtulmuş, eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın, "22 İslam ülkesinin sınırları değişecek" diye bir açıklaması olduğunu; daha sonra Filistin, Yemen, Lübnan, Suriye, Irak ve Libya'da yaşananlara şahit olduklarını söyledi.
Kurtulmuş, "Ne yazık ki Osmanlı'nın bu topraklardan çekilmesiyle birlikte İslam dünyası tam manasıyla bugüne kadar şuurlu bir şekilde bu projeye karşı çıkacak gücü gösteremedi. Bugün İsrail'in en büyük gücü elindeki imkanlara dayanmıyor. En büyük gücü maalesef İslam dünyasının dağınıklığı, paramparça olmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Filistin ile tarihten gelen güçlü bağları bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Uzun süre Filistin topraklarında hükümran olmuş ve oraya 400 seneden uzun bir süre boyunca adaleti, hakkı, hukuku getirmiş bir milletin çocukları olarak, Filistinli kardeşlerimizle sadece tarihi olarak değil bugün de aynı duygularla kalpten kalbe bir bağımız olduğunu biliyoruz, hissediyoruz. Ayrıca bunu sadece bir kalbi yakınlık hissi olarak değil aynı zamanda da Türk dış politikasının en önemli ayaklarından birisi olarak görüyoruz. Bu politikaların sürdürülmesi çok önemli. Allah Türkiye'nin gücünü, kuvvetini, imkanlarını arttırsın. İnşallah daha büyük güçle ve daha büyük imkanlarla bağımsız bir Filistin devletinin oluşması için mücadele etmeye gayret edeceğiz. İnşallah bu sorunun kısa sürede çözülmesiyle ilgili uluslararası alanda da Türkiye, oluşturulacak bir mekanizma içerisinde, sağlanacak ateşkesi korumak bakımından garantör bir devlet olarak yeniden Filistin topraklarında gayretlerini devam ettirecektir."
"Yapmamız gereken insanlık cephesini kuvvetlendirmek"
Bugün dünyada bazı halkların ve bazı parlamentoların tavırlarını açık bir biçimde ortaya koyduğunu anımsatan Kurtulmuş, "Artık yeryüzünde bir insanlık cephesi harekete geçmiştir. Yani vicdan, insaf, hak ve hukuk sahibi olan 100 milyonlarca insan, Gazze'deki olaylara tepkisini ortaya koyuyor. Yapmamız gereken önemli işlerden birisi de bu insanlık cephesini kuvvetlendirmek ve güçlendirmektir." görüşünü dile getirdi.
İsrail'in dünya halklarının nezdinde yalnızlaştırma sürecine girdiğini belirten Kurtulmuş, "Çok büyük bir medya, ticari, finans güçleri var; belki birçok parlamentoyu etkileyebilecek güçleri var ama halkın vicdanı ve aklı bunların üstündedir. Eğer bu insanlık cephesini kuvvetlendirirsek, İsrail kendisini adım adım yalnızlaştığı bir sürecin içinde bulacaktır" dedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ekibinin Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesine gitmeleri için Türkiye'den 3 bin 200 avukatın suç duyurusunda bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Dünyanın dört bir yanından avukatlar tarafından mahkemelere dosyalar, suç duyuruları yığıldığı zaman, işte esas o zaman uluslararası alanda kapılar açılacaktır. Biz 'TBMM olarak böyle bir şey yapabilir miyiz?' diye hukukçularımıza hemen sorduk, fakat biz o anlaşmanın tarafı olmadığımız için resmi olarak müracaat edemiyoruz ama avukatlar bu şekilde özel olarak müracaat edebiliyorlar" diye konuştu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Katar'ın bu süreçteki çabalarını başından beri desteklediklerini, ateşkesin kalıcı olmasını ümit ettiklerini belirterek, Katar'ın sürece pozitif katkısı için teşekkür etti.
Kurtulmuş, "ABD ve Batı ne kadar desteklerse desteklesin artık İsrail, Amerika ve Batı için büyük bir yük olmaya başlamıştır. Sovyetler Birliği'nin çözülmesinden bu yana tek kutuplu bir dünya sistemini yönettiklerini zannediyorlardı fakat artık bu savaşla birlikte zaten daha evvel gücünü kaybetmiş olan tek kutuplu dünya sistemi yıkılmıştır. Bundan sonra çok kutuplu bir sistemin oluşacağını görüyoruz, bunun sancılarını hep beraber yaşayacağız" ifadelerini kullandı.
"Hedefimiz sivil ve kapsayıcı bir anayasa"
Kurtulmuş, bir soru üzerine, TBMM'deki yasama faaliyetleri ve çalışmalarla ilgili de değerlendirmede bulundu.
Türkiye'nin ikinci yüzyılının başlangıcında iki temel hedefleri bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bunlardan birisi, Meclis İçtüzüğünü yenilemek ve böylece Mecliste hem yasama yapma kalitesini yükseltmek hem tartışma zeminlerini daha demokratik hale getirmek hem de Meclis çalışmalarını etkin hale getirmek. İkincisi ise yapabilirsek yeni bir anayasa yapmak. Hedefimiz sivil, kapsayıcı, kuşatıcı ve insanı esas alan yeni bir anayasa yapmak. Her ikisi de bu kadar farklı partilerin parlamentoda olduğu bir dönemde zor süreçler ama öncelikle yapmak istediğim bu tartışma iklimini değiştirip, medeni bir tartışma iklimi oluşturmak ve partilerin fikirlerini rahatlıkla gündeme getirebilecekleri bir zemin kurmaktır. Ümit ederim ki bu iki temel meseleyi başarırsak, Türkiye olarak çok şey başarmış oluruz"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Meclis'teki parti gruplarının yeni anayasayla ilgili tutumuna yönelik soruya, "İyi bir zemin oluşturabilirsek buradan sonuç elde edebiliriz. Geçen dönemlerde partiler 64 madde üzerinde anlaştılar, uzlaştılar. Ben bugün çok daha fazla madde üzerinde uzlaşabileceğini düşünüyorum ama bu bir siyasi iklim meselesidir ve bu anlamda partiler arasındaki ilişkileri biraz yumuşatmak, biraz medeni hale getirmek için gayret sarf etmemiz lazım" yanıtını verdi.