Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Osman Kavala açıklamasını imzalayan 10 büyükelçinin sınır dışı edilmesi yönündeki talimatı, Rus basınında analiz edilmeye devam ediyor. Rusya'nın resmi yayın organı Rossiyskaya Gazeta'da konuyla ilgili bir yazı kaleme alan Valday Uluslararası Tartışma Kulübü Kalkınma ve Destek Fonu Bilimsel Araştırma Direktörü Fyodor Lukyanov, Erdoğan'ın çıkışının ardından ABD ve ardından diğer ülkelerin yaptıkları ve Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine bağlılıklarını teyit ettikleri açıklamalara özellikle dikkat çekti.
'Elçiliklerin 41. madde açıklaması uluslararası ilişkilerde bir dönüm noktası'
Bu açıklamanın sıradan bir beyan gibi gözüktüğünü ancak günümüzün uluslararası ilişkilerinde bunun dönüm noktası niteliğinde olduğunu vurgulayan Lukyanov, zira birkaç on yıldır uluslararası siyasette 'insan hakları konuları ülkelerin iç meselesi değil, tüm uluslararası toplumu ilgilendiren bir konudur' şeklinde tanımladığı farklı bir yaklaşımın propagandası yapıldığının altını çizdi.
'Batılı ülkeler kendi sosyo-politik sistemlerini 'referans' olarak görüyor'
Bu düzende önde gelen Batılı ülkelerin, bu düzeni kuranların kendi sosyo-politik sistemlerini 'referans' olarak gördüklerini ve diğer ülkelerin bu yüksek kriterlere uymaya çalışmaları gerektiğini düşündüklerini anlatan Lukyanov, "Bu referansın sahipleri, diğerlerini uygun olmadıkları konusunda uyarma ve onları değişime çağırma hakkına sahipler. 'Diğer ülkeler' ise bu düzene itiraz ettiler, eleştirilerin neden haksız olduğunu açıkladılar" dedi.
'Erdoğan çıtayı daha da yükseğe çıkardı'
Rusya, Polonya ve Macaristan'ın zor olmasına rağmen kendi iç politikalarını oluşturma haklarını son derece kararlılıkla savunduklarını yazan Lukyanov, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Batılı ülkelere Türkiye'de nasıl davranmaları gerektiği konusunda ders verdiğini ve çıtayı daha da yükseğe çıkardığını kaydetti.
Erdoğan'ın 10 büyükelçinin sınır dışı edilmesi talimatını verdiğini duyurmasından sonra karşı tarafların tepkisinin daha ilgi çekici olduğunu anlatan Lukyanov, zira Erdoğan'ınkine benzer tutumlara önceden siyasi veya ekonomik cezalar verildiğini anımsatarak "Ancak ilk olarak, Erdoğan'ın bu çıkışı, beklenebilecek bir kınama dalgası olmadan şaşırtıcı bir şekilde sakince karşılandı. İkincisi, Amerikan elçiliğinin yanıtı (buna diğer ülkeler de dahil oldu) şikayetlerin meşruiyetinin tanınması olarak yorumlanabilir" ifadelerini kullandı.