’da Hafter ve ona bağlı teröristleri destekleyen Fransa-Yunanistan cephesiyle Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü bilek güreşi sürüyor. Ankara’nın meşrû hükümete desteği sonrası Afrika’daki sömürü planları sekteye uğrayan Paris yönetimi, Türkiye’nin Libya’da ‘tehlikeli bir oyun oynadığını’ iddia etmiş, Türk Dışişleri Bakanlığı ise buna cevap olarak Libya’nın kaosa sürüklenmesinde ’nın büyük payı olduğunu dile getirmişti. Hemen ardından Fransız donanması, Libya’ya malzeme götüren ‘Çirkin’ adlı kargo gemisini durdurmak istemiş ancak bölgede bulunan 7 adet Türk savaş gemisinin müdahalesiyle bu amacına ulaşamamıştı. Türk gemilerinin Fransız unsurlarına yönelik ‘radar aydınlatması yaparak’ saldırgan bir tutum sergilediğini savunan Emmanuel Macron ve ekibi, Atlantik İttifakı Savunma Bakanları toplantısı sırasında konuyu ’ya taşımak istemiş ve ittifak üyelerini Türkiye’ye karşı göreve davet etmişti. Akdeniz’deki savaş gemileriyle taciz iddiasını Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yalanlaması sonrası devreye bu kez Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian girdi. Yunanistan’ın uzun süredir yaptığı çağrılara benzer bir mesaj veren Le Drian, Türkiye’nin AB üyeliğinin sorgulanmasını ve Avrupa’nın konuyu ‘tabusuz’ bir biçimde ele alması gerektiğini söyledi.
ADRESE TESLİM İFADELER
ve Libya’daki hamleleri Türkiye tarafından bir bir boşa çıkarılan ve Avrupa kartını devreye sokarak Ankara’yı diplomatik kuşatmayla sıkıştırmak isteyen Fransa’ya en net cevap yine sahada oldu. ve Girit çevresinde birlikte sık sık tatbikatlar yaparak gövde gösterisine soyunan Fransa-Yunanistan ittifakına karşı Türk Deniz Kuvvetleri, Girit güneyinde yeni bir tatbikat için Navtex yayınlayıp, koordinat mesajını da adrese teslim ifadelerden seçti. Mayıs ayının sonlarında aynı bölgede ilan ettiği Navtex kodlarını ‘NE’, ‘MUTLU’, ‘TÜRKÜM’, ‘DİYENE’ şeklinde duyuran Türk Donanması bu kez Girit sularını şu mesajla boyadı: ‘ETKİN’, ‘SAYGIN’, ‘CAYDIRICI’.
KARARLILIK VURGUSU
Ege adalarını cephaneliğe çeviren Yunanistan’a karşı uzun bir süredir ‘gambot diplomasisi’ yürüten Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, İstanbul’un fetih yıldönümünde dikkat çekici bir adım atarak Girit’in güneyinde 4 bölgede Navtex ilan etmişti. Fethiye’den Libya’nın Trablus kenti açıklarına dek bir düzlem üzerinde ilerleyen sahada 29-30 Mayıs tarihlerinde tatbikat yapılacağını duyuran Türk Donanması, birinci sahaya ‘NE’, ikinci sahaya ‘MUTLU’, üçüncü sahaya ‘TÜRKÜM’ ve dördüncü sahaya ‘DİYENE’ başlıkları verdi. ’in İstanbul’u fethedişinin yıldönümü 29 Mayıs’ta yayınlanan duyurudaki mesaj, Türkiye’ye karşı ittifak halindeki ülkelere rest anlamı taşıyordu. Deniz Kuvvetleri Seyir Hidrografi ve Oşinografi Daire Başkanlığı’nın (SHOD) 25 Haziran tarihli son duyurusu bu kez ‘ETKİN’, ‘SAYGIN’, ‘CAYDIRICI’ oldu. Yaklaşık 4 aydır savaş gemilerini sürekli Libya açıklarında bulunduran ve gönderilen yardımların engellenme girişimlerine karşı caydırıcı bir rol üstlenen Türk donanmasının son mesajı, her türlü tacize gerekli cevabın verileceğine yönelik kararlı bir mesaj niteliğinde görülüyor.
Navtex nedir?
***
O rüyadan uyanın artık
Yunan sahil güvenlik güçlerinin, sığınmacı botlarını denizin ortasında batırmaya çalışması görüntülere yansımış olsa da Atina yönetimi her konuda Türkiye’yi suçlamaktan vazgeçmiyor. Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile birlikte Meriç sınırını gezdikten sonra bir açıklama yapan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın skandal ifadelerine Dışişleri Bakanlığı cevap verdi. Mavi Vatan’dan 150 bin kilometrekarelik deniz alanını çalma planı, Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşmayla suya düşen Atina yönetiminin iddialarına verdiği yanıtta Dışişleri Sözcüsü Hami Aksoy, “Dendias’ın, AB Yüksek Temsilcisi Borrell ile Türk-Yunan sınırında sarf ettiği sözler, her şeyden önce Yunanistan’ın sığınmacılara yönelik insan hakları ihlallerini ve suçlarını AB şemsiyesi altında örtbas etme çabasının yeni bir tezahürüdür. AB Komisyonu’nun buna ortak olması ise ibret vericidir” dedi. Aksoy, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic’in ‘mültecilerin onurunu korumanın üye devletlerin saygı göstermek zorunda olduğu ahlaki ve hukuki bir yükümlülük olduğu’na ilişkin açıklamasını bir kez daha hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
GERÇEKLİKTEN KOPUK