Suriye halkının yanında olduklarını bir kez daha dile getiren İslâm Alimleri Vakfı, ''Bugünleri bizlere gösteren Rabbimiz’e sonsuz şükürler olsun! 15 Mart 2011’de, bir azınlık rejimi olan Baas yönetiminin zulmüne karşı, adalet ve hürriyet için ayaklanan kardeş Suriye halkı, yaklaşık on dört yıllık zorlu ve çileli bir süreçten sonra, bugün kutlu bir zafer sonucunda zalimlerden kurtulmanın haklı onurunu ve mutluluğunu yaşamaktadır'' açıklamasında bulundu.
'Bugünleri bizlere gösteren Rabbimiz’e sonsuz şükürler olsun'
İslâm Alimleri Vakfı'ndan yapılan açıklamada şu şekilde;
Bismillahirrahmanirrahim
“Zulmedip duran o güruhun arkası kesildi. Alemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun!” (En’âm 6/45) Yaklaşık on beş asırlık İslâm tarihi boyunca, Müslümanlar nice fetihlere ve zaferlere mazhar oldukları gibi, nice zamanlar da zulüm ve istibdat altında yaşamaya mahkûm olmuşlardır.
8 Mart 1963’te gerçekleştirdikleri bir askerî darbe sonucunda, kardeş Suriye halkını zulüm ve zorbalık altında yöneten Baas rejimi, 8 Aralık 2024 tarihinde, Suriye’nin yiğit evlatlarının şanlı zaferiyle son bulmuş ve tarihin çöplüğüne atılmıştır.
Bugünleri bizlere gösteren Rabbimiz’e sonsuz şükürler olsun! 15 Mart 2011’de, bir azınlık rejimi olan Baas yönetiminin zulmüne karşı, adalet ve hürriyet için ayaklanan kardeş Suriye halkı, yaklaşık on dört yıllık zorlu ve çileli bir süreçten sonra, bugün kutlu bir zafer sonucunda zalimlerden kurtulmanın haklı onurunu ve mutluluğunu yaşamaktadır.
'Suriye halkının yanındayız'
İslâm Alimleri Vakfı olarak, bizler de bu mutlu günlerinde, kardeş Suriye halkının yanında olduğumuzu bildiriyor ve zafer sevinçlerine ortak oluyoruz. Zorlu olduğu kadar şanlı olan bir mücadele sonucunda, zalim Baas rejimini deviren Suriyeli mücahit kardeşlerimizi selâmlıyor, hayırlı işlerde muvaffak olmaları için dua ediyoruz.
Bu vesileyle, şu hususların altını çizmek istiyoruz:
1. Yaklaşık 62 yıl zulüm, hukuksuzluk ve işkence ile Suriye’yi idare etmiş olan Baas rejimi, devrimcilerin cihat, sebat ve direnişi neticesinde düşmüştür. Bu durum, zulüm ile âbâd olunamayacağı hakikatini bir kez daha göstermiştir. Bu hakikatten, yeryüzündeki bütün zalimlerin ders almaları gerekmektedir.
2. Suriyeli mücahit kardeşlerimizi zafere götüren yol, aralarındaki mezhebî ve meşrebî farklılıkları ayrışma ve husumet sebebi yapmayıp saflarını birleştirmekten geçmiştir. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de bütün Suriyeli kardeşlerimizden, özellikle de bu onurlu devrim sürecini yönetenlerden beklentimiz, aynen bu harekât sürecinde olduğu gibi birlik ve beraberliklerini mümkün mertebe korumaları ve güçlerini, müşterek düşmanlarına karşı birleştirmeleridir.
3. Önümüzdeki günlerde, Suriyeli devrimci kardeşlerimizden beklentimiz, öncelikle ülke genelinde güvenliğin en üst düzeyde sağlanmasına riayet edilmesi ve bu geçiş sürecinde hiçbir şahsa ya da toplumsal gruba yüce dinimiz İslâm’ın tasvip etmeyeceği haksızlık ve hukuksuzluğun yapılmasına müsaade edilmemesidir. Akabinde de, İslâmî esaslar ve değerler ışığında, hukukun üstünlüğüne dayalı, çoğulculuğu esas alan ve çok kültürlülüğe saygılı bir yönetim anlayışınınmümkün olan en kısa süre içerisinde tesis edilmesidir.
4. Türkiye, devleti ve milletiyle, son on dört yıllık süreç içerisinde, elinden geldiğince Suriyeli kardeşlerimizin bu haklı davalarında ve onurlu mücadelelerinde yanlarında olmuştur. Bundan sonraki süreçte de yanlarında olmaya devam edeceğinden şüphemiz yoktur. İslâm Alimleri Vakfı olarak, bizler de şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de Suriyeli kardeşlerimizin yanında olacak; Suriyeli ilim adamlarıyla güçlü bir dayanışma içinde olmayadevam edecek ve tüm yönleriyle Suriye’nin yeniden inşasında kendilerine her türlü desteği vermeye çalışacağız.
Sefer bizden, zafer Allah’tandır.