Suriye krizinde tüm paydaşların üzerine düşeni yapmasının vakti çoktan geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Artık yeni göç dalgalarını karşılamaya ne imkanımız ne de tahammülümüz vardır” dedi. Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu’nda, BM 76’ncı Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti. Erdoğan konuşmasında, Kıbrıs’tan Azerbaycan’a, Libya’dan Doğu Türkistan’a, küresel ısınmadan Kovid-19 salgınına kadar dünyanın yüz yüze kaldığı bütün bölgesel krizler ve küresel sorunları değerlendirdi.
TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINDA AYRIM YOKTUR
- Suriye ve bölgedeki terör örgütleri arasında ayrım yapılmasının ve taşeron olarak kullanılmasının kabul edilemez olduğuna işaret eden Erdoğan şöyle devam etti:
AFGANİSTAN KADERİNE TERK EDİLDİ
“Ben yaptım oldu” mantığıyla hareket edildiğinde, bunun faturasını sadece belli başlı ülkelerin değil, tüm insanlığın ödediğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Sahadaki gerçekleri ve sosyal dokuyu dikkate almayan dayatmacı yöntemlerle meselelere çözüm üretilemeyeceği, en son Afganistan’da, hem de çok acı bir şekilde görülmüştür. Afganistan halkı, 40 seneden fazladır süren istikrarsızlık ve çatışmaların sonuçlarıyla baş başa bırakılmıştır. Siyasi süreçten bağımsız olarak Afganistan’ın uluslararası camianın yardımına ve dayanışmasına ihtiyacı bulunuyor.”
KIRIM’IN İLHAKINI TANIMIYORUZ
- Kafkasya’daki istikrar bakımından yakın dönemde önemli adımların atıldığını hatırlatan Erdoğan, “Azerbaycan, meşru müdafaa hakkını kullanarak, Güvenlik Konseyi’nin yıllardır uygulanmayan kararlarına konu olan öz topraklarındaki işgali sona erdirmiştir.
- İlhakını tanımadığımız Kırım dahil, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasına önem veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
DOĞU AKDENİZ KONFERANSI HALA MASADA
Erdoğan konuşmasında Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konularına da yer verdi: BM’nin eşit olarak kabul ettiği Ada’daki iki halktan birinin lideri sizlere hitap edebilirken, diğer liderin bu platformda sesini duyuramaması adil değildir. Doğu Akdeniz’deki sükunet ortamının devamı ortak çıkarımızadır. Öncelikle Doğu Akdeniz’de en uzun kıyıya sahip Türkiye’yi bölgede yok sayan anlayıştan vazgeçilmesi şarttır. Diyalog ve iş birliği için bölgedeki tüm aktörlerin yer alacağı ‘Doğu Akdeniz Konferansı’ düzenlenmesi önerimiz hala masadadır.
Küresel sistem sorun kaynağı
- Kovid-19 salgınında dünya genelindeki can kaybının yüksekliğinde, küresel sistemin artık çözüm yerine sorun çıkaran, sorunları derinleştiren, sorunları çözümsüzlüğe mahkum eden çarpık yapısının da payının bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği, 10 milyonlarca insanın virüsün pençesinde kıvrandığı bir dönemde, aşı milliyetçiliğinin farklı yöntemlerle halen sürdürülüyor olması, insanlık adına yüz kızartıcıdır.
- diyen Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütünün güçlendirilmesi ve salgınlara karşı sözleşme hazırlanması girişimlerini desteklediklerini vurguladı.
Paris İklim Anlaşması Meclis’e geliyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İklim değişikliği tehdidi karşısında hepimize düşen görevin, hakkaniyete dayalı bir yük paylaşımıyla tedbirlerimizi almak, yükümlülüklerimizi süratle yerine getirmek olduğunu söyledi. Türkiye olarak bu anlayışla hareket ettiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:Paris İklim Anlaşmasına ilk imza atan ülkelerden biriyiz. Ancak, yükümlülüklerle ilgili adaletsizlikler sebebiyle henüz bu anlaşmayı yürürlüğe koymamıştık. Paris İklim Anlaşması’nı, atılacak yapıcı adımlara uygun şekilde ve ulusal katkı beyanımız çerçevesinde, önümüzdeki ay Meclisimizin onayına sunmayı planlıyoruz.
Uygurların hakları korunsun
- Çin’in toprak bütünlüğü perspektifinde Müslüman Uygur Türklerinin temel haklarının korunması hususunda daha çok çaba gösterilmesi gerektiğine inandıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Keşmir’de 74 yıldır süregelen sorunun, taraflar arasında diyalog yoluyla ve ilgili BM kararları çerçevesinde çözülmesinden yana olan tavırların sürdüğünü ifade etti.