Abluka altındaki Gazze Şeridi sınırının farklı bölgelerinde 30 Mart 2018’de başlayan ve o tarihten bu yana devam eden barışçıl “Büyük Dönüş Yürüyüşü” gösterileri, Filistinlilerin özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri haline geldi.
Filistinliler, sürgün edildikleri topraklarına dönme ve İsrail’in 2006’dan bu yana kara, hava ve denizden Gazze’ye uyguladığı ambargonun kaldırılması taleplerini dünyaya duyurmak amacıyla Toprak Günü'nün 42. yıl dönümünde Gazze’de barışçıl gösteriler düzenlemeye başladı.
Gazze sınırında özellikle cuma günleri toplanan binlerce Filistinli, haklı taleplerinin yerine getirilmesini isterken, İsrail askerleri Filistinlilerin taleplerine gerçek mermi kullanımı da dahil orantısız güç kullanarak cevap verdi.
196 şehit, 11 binden fazla yaralı
Son yılların en kanlı katliamlarından birine sahne olan Gazze sınırındaki gösterilerde, İsrail askerleri, kadın, çocuk ayırt etmeksizin sivillere karşı gerçek mermi kullandı.
Neredeyse her hafta şehit haberlerinin geldiği Gazze sınırındaki gösterilerde Filistinlilerin verdiği kayıplar savaşlardaki kayıpları aratmıyor.
Şehitlerden 41’i çocuk, 2’si kadın
Gösteriler sırasında şehit edilen ve yaralananların arasında kadın ve çocukların da bulunması, İsrail askerlerinin Gazze sınırındaki gösterilerde kadın, çocuk ayrımı yapmadığını ortaya koyuyor.
İsrail güçlerinin sınırdaki göstericilere yönelik saldırılarında yaralananlardan 2 bin 206’sı çocuk, 344’ü kadın. Gerçek mermilerle yaralanıp kolu veya bacağı kesilmek zorunda kalan 114 Filistinliden 25’i çocuk.
Gösterilerde şehit edilen çocuklardan biri de 12 yaşındaki Nâsır Musabbih idi. Okulunun en başarılı öğrencileri arasında yer alan Nâsır, aynı zamanda Kur’an-ı Kerim hafızıydı.
Cuma günleri düzenlenen büyük gösterilerde gönüllü ilk yardım görevlilerine yardıma giden Nâsır, 29 Eylül’de yine ilk yardım görevlilerine yardım ederken keskin nişancı tarafından başından vurularak şehit edildi.
İsrail ablukası nedeniyle hiç göremediği Filistin’in diğer bölgelerini merak eden Nâsır, hayalleriyle çocuk yaşta yaşama gözlerini yumdu.
Şehitlerden 8’i bedensel engelli
Kadın, çocuk ayrımı yapmayan İsrail askerleri, bedensel engellileri de hedef aldı. Gösterilerde bedensel engelli 8 Filistinli şehit oldu.
Şehitler arasında Filistin direnişinin sembollerinden biri haline gelen Fadi Ebu Salah da yer alıyor.
Dünya, Ebu Salah’ı, tekerlekli sandalyesi üzerinde, elinde sapanıyla İsrail askerlerine taş atarken çekilmiş fotoğraflarıyla tanıdı.
Engeline rağmen özgürlük istemekten, hakkını aramaktan vazgeçmeyen Ebu Salah, ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdığı gün olan 14 Mayıs 2018’deki gösteride İsrail askerlerince göğsünden vurularak şehit edildi.
Geride 5 yetim bırakarak 30 yaşında şehit olan Ebu Hadi, Filistin direnişinin sembol isimlerinden biri oldu.
3 sağlık çalışanı şehit edildi
İsrail’in Gazze sınırındaki son 1 yılda yaptığı katliam dünya tarihine kara bir leke olarak yazılırken, kadın, çocuk veya engelli olmak bile İsrail askerlerinin mermilerinin hedefi olmaktan kurtulmaya yetmedi.
İsrail askerlerinin mermilerine hedef olan bir başka grup ise sağlık çalışanları oldu.
Büyük Dönüş Yürüyüşü’nde 3 sağlık çalışanı şehit edildi, 653’ü yaralandı. Ayrıca 110 ambulansta hasar meydana geldi.
Filistinliler tarafından “iyilik meleği” olarak isimlendirilen gönüllü hemşire Rezzan en-Neccar (21) Şehit edilen sağlık çalışanlarından biriydi. Neccar, 30 Mart’tan itibaren gösterilerde yaralanan Filistinlilerin tedavisine yardımcı olmak için Gazze sınırında görev yaptı.
Büyük Dönüş Yürüyüşü’nün 10. haftasına denk gelen 1 Haziran 2018’de Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinin İsrail sınırında düzenlenen gösterilerinde yaralanan Filistinlilere yardım için üzerinde hemşire önlüğü ile sınıra doğru koşmaya başladı.
Ondan geriye gösteriler sırasında foto muhabirleri tarafından çekilen birkaç kare fotoğraf ve kanlı üniforması kaldı.
Gazeteciler de hedefteydi
Uluslararası yasalara göre, savaşta dahi sağlık çalışanları ve gazetecilerin hedef alınması yasak, ancak İsrail bu kuralı dahi hiçe sayarak Büyük Dönüş Yürüyüşü gösterilerinde sağlık çalışanlarının yanı sıra gazetecileri de hedef aldı.
İsrail askerleri, Gazze sınırındaki gösterilerde görevlerini yapan ve soydaşlarının sesini dünyaya duyurmaya çalışan 2 Filistinli gazeteciyi şehit etti, 246 gazeteciyi yaraladı.
İsrail askerlerinin şehit ettiği gazetecilerden biri Yasir Murteca (30) idi.
Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinin İsrail sınırındaki gösterileri takip eden Murteca, üzerinde “basın” yazılı yeleği ve başında kaskı olmasına rağmen 6 Nisan’da İsrail keskin nişancısı tarafından vurularak şehit edildi.
Filistinli yetkililer, en büyük hayali bir gün uçağa binip abluka altındaki Gazze’ye havadan bakmak olan Murteca’nın vurulduğu anda sınırdan 350 metre uzakta olduğunu belirtmişti.
Murteca ile aynı kaderi paylaşan diğer Filistinli gazeteci 24 yaşındaki Ahmed Ebu Hüseyin oldu.
Sınırdaki gösterileri takip ettiği sırada 13 Nisan’da görevi başında vurulan Ebu Hüseyin ağır yaralandı.
Ebu Hüseyin’in vurulmasının hemen ardından çekilen görüntüde, Filistinli gazetecinin üzerinde “basın” yazılı yeleğinin olduğu, başında da kask bulunduğu görülüyor.
Durumunun ağır olmasına rağmen İsrail makamları Ebu Hüseyin’in tedavi için Gazze’den işgal altındaki Ramallah’a sevkine yaklaşık bir hafta izin vermedi.
Daha sonra sevkine izin verilen Ebu Hüseyin önce işgal altındaki Batı Şeria’ya daha sonra da İsrail’in başkenti Tel Aviv’deki bir hastaneye sevk edildi. Ebu Hüseyin, 25 Nisan’da Tel Aviv’deki hastanede şehit oldu.
Büyük Dönüş Yürüyüşü Gazze’de yaşayan Filistinlilerde kapanmayan yaralar açtı.
Kimi eşini, kimi çocuğunu, kimi babasını, kimi de kardeşini kaybetti ancak İsrail askerlerinin katliamlarına rağmen Filistinliler özgürlük taleplerinden bir adım geri atmadı.