Belçika'nın başkenti Brüksel'deki toplu taşıma şirketi STIB'nin bir kadını "başörtülü olduğu için" işe almaması üzerine başlayan yargı sürecinde, çalışanların başörtülü olamayacağına yönelik şirket kararı kaldırılıyor.
SÜREÇ NASIL BAŞLADI?
STIB'nin başörtüsü yasağına karşı yargı süreci, şirketin verdiği iş ilanına başvuran başörtülü bir kadının 2015'teki başvurusunun reddedilmesiyle başladı.
Aynı kadın bir ay sonra tekrar STIB'ye iş için başvurdu ve yine reddedildi. STIB, ret gerekçesi olarak, şirketin işçi çalıştırma yönetmeliğinin "dini, siyasi ve felsefi inançlara ait sembollere" izin vermemesini gösterdi.
"ŞİRKET AYRIMCILIK YAPIYOR"
Bunun üzerine UNIA adlı bir insan hakları kuruluşu, başörtülü kadının durumunu mahkemeye taşıdı. Yargı süreci sonunda mahkeme, mayıs ayındaki kararında STIB'nin ayrımcılık yaptığını bildirdi.
"KARAR AYNI ZAMANDA CİNSİYETÇİ"
Mahkeme, STIB'nin başörtüsü yasağının şirketin "tarafsızlık" ilkesiyle bağdaşmadığına ayrıca cinsiyet ayrımcılığı anlamına geldiğine hükmetti. Kararda, Müslüman erkeklerin benzer simgeleri kullanabildiğine işaret edilerek kadınlara ayrımcılık yapıldığı belirtildi.
ŞİRKET İTİRAZ ETMEYECEK
STIB ise mahkemenin bu kararı üzerine davayı temyize götürmeme kararı aldı. Böylece "başı kapatan ve dini, siyasi ve felsefi inançları simgeleyen" örtülere yönelik şirket yasağının kaldırılmasının yolu açıldı.