Almanya, Eylül 2017'de gerçekleştirilecek parlamento seçimlerine hazırlanıyor. Ülkedeki gergin seçim atmosferi gündelik yaşantıyı da etkilerken, 'Türkiye' faktörü yoğun bir şekilde dikkati çekiyor. Almanya, her alanda Türkiye'yi hedef alan provokatif adımlar atıyor. Ülkedeki imamlara operasyonlar düzenleyen Alman yetkililer, son skandala Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın katılacağı etkinliği yasaklayarak imza attı. Terör örgütü PKK'ya yönelik verilen izinler ise iki ülke arasındaki diplomatik diyaloğa zarar veriyor.
PYD'lilere 'Suriye' vizesi
Terörle mücadelede DEAŞ ve PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'ye 'çifte standart' uygulayan Almanya, yabancı savaşçılar konusunda da tepki çekecek uygulamalara imza atıyor. Alman yargısı, Suriye'ye giderek DEAŞ'e katılan 100'den fazla yabancı savaşçı hakkında soruşturma açarken, Almanya'dan bu bölgelere giderek PYD'ye katılanlar hakkında ise benzer bir işlem uygulanmıyor.
Federal Başsavcılık, bugüne kadar YPG'ye katılan hiçbir yabancı savaşçı hakkında soruşturma başlatmadı.
PKK'ya 'özel' izin
Terör örgütü PKK yanlılarının propaganda faaliyetlerini, gösterilerini yasaklamayan Alman makamları, terör örgütü mensuplarının Avrupa'daki yandaşlarının katıldığı büyük çaplı etkinliklerine de 'özel' izin sağlıyor.
Alman polisi, PKK sempatizanlarının katıldığı gösterileri engellemezken, terör örgütünün sözde bayrağının kullanılmasına göz yumuyor. Polis, örgüte ait diğer flamaların ve elebaşının resimlerinin serbetçe taşınmasına da müsaade ediyor.
FETÖ'cüler 'yurt' edindi
PKK'ya geniş imkanlar tanıyan Almanya, Fetullahçı Terör Örgütü'ne de benzer bir şekilde kolaylık sağlıyor. FETÖ'nün örgüt yapılanmasının önüne geçmeyen ve ülkede terörist faaliyetler yürüten örgüt mensuplarına yaptırım uygulamayan Alman mercileri, firari savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'yı barındırıyor.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, darbe girişimi sonrası Ankara'nın iltica etmek isteyen FETÖ'cü subayların başvurularının değerlendirilmemesi yönündeki talebini reddetti.
Edirne'de Jandarma ekiplerince geçtiğimiz günlerde durdurulan bir otomobilde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında. Kanun Hükmündeki Kararnameyle kapatılan Turgut Özal Üniversitesi'nden ihraç edilerek haklarında yurt dışı yasağı konulan Prof. Dr. M.Y. ile eşi Doç. Dr. Ü.Y. ve onlara organizatörlük yapan bir şüpheli yakalandı. Almanya'ya gitmek istediklerini itiraf eden akademisyen çift ve diğer şüpheli ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Almanya'da FETÖ'nün 24 okul, 300 dernek ve 150 okul derslerine yardımcı kursu bulunuyor.
Can Dündar'a 'benzersiz' ilgi
Fotoğraf: Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı kabul etti. Almanya, Türkiye'de casuslukla suçlanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Can Dündar'a tüm itirazlara rağmen kucak açıyor. Dündar, başta Almanya Adalet Bakanı tarafından düzenlenen yeni yıl resepsiyonu olmak üzere çok sayıda resmi program için davet alıyor. Katıldığı her platformda Türkiye'ye yönelik karalama kampanyası düzenleyen Dündar, Alman makamlarının verdiği geçici pasaportla ülkede ikamet ediyor. Türk Dışişleri Bakanlığı, Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı'na Dündar hakkında yakalama kararı bulunduğu hatırlatmıştı.
İmamlara 'provokatif' operasyonlar
Almanya'da Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) camilerinde görev üstlenen imamlara yönelik olarak son aylarda art arda operasyonlar düzenleniyor. Mesnetsiz olarak gündeme getirilen 'casusluk' iddialarının öne sürülerek gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında imamlar gözaltına alınıyor.
DİTİB yetkilileri, bazı imamların Ankara'ya bilgi notları göndererek "casusluk faaliyeti" yürüttüğü iddialarıyla ilgili inceleme yapan Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı bölgesinde DİTİB'in casusluk yaptığına dair herhangi bir kanıt olmadığını belirtiyor.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, iddialara ilişkin Alman medyasına yaptığı açıklamada, "Din görevlilerinin yahut DİTİB'in kendi vatandaşlarımızı, Müslümanları FETÖ ve DEAŞ gibi örgütlerin yanlış düşüncelerinden koruma reflekslerini, çabalarını ve gayretlerini casusluk olarak adlandırmak akıldan uzak bir şeydir. Hiçbir din görevlisi, kendi cemaatinden herhangi birisinin mahrem hayatıyla ilgili hiçbir bilgiyi paylaşmaz, paylaşamaz. Bu suçlamaları kabul etmek mümkün değildir." ifadesini kullanmıştı.
Camilere 'sistematik' saldırı
Alman makamlarının DİTİB aleyhtarı hamleleri hız kesmeden sürerken, ülkedeki camilerin peşpeşe saldırılara uğraması dikkati çekiyor. Alman hükümeti, geçen yılın son çeyreğinde Müslümanlara ait çeşitli organizasyon ve camilere 25 siyasi motifli saldırı düzenlendiğini açıkladı. 25 Eylül'de DİTİB'e bağılı Bebra ve Schwäbisch Gmünd camileri, bir gün sonra da PEGİDA'nın kalesi Dresden kentindeki Fatih camisi saldırıya uğrayan camiler arasında. Camilere düzenlenen saldırılarla birlikte ülke genelinde düzenlenen İslam karşıtı eylemler de İslam karşıtlığını körüklüyor.
Türkiye'ye 'diplomatik' sansürler
Almanya'nın Köln kentinde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından düzenlenecek olan Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi'ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telekonferans yöntemiyle bağlanıp halka hitap etmesi Almanya Anayasa Mahkemesi kararıyla engellendi. Köln mitinginin yasaklandığı günlerde Türk kökenli milletvekili Cem Özdemir'in düzenlenen bir etkinlikte darbe yanlısı ifadeler kullandığı ve Erdoğan yanlılarının cezalandırılması gerektiği yönündeki sözleri dikkati çekmişti. Benzer bir uygulama dün de iki bakana yönelik olarak gerçekleştirildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Almanya'daki toplantısı iptal edildi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin ise Köln kentinde yapacağı konuşmaya da yasak getirildi.
Almanya 'Türkiye'nin gölgesinde' seçime gidiyor
Almanya son aylarda Türkiye'ye yönelik farklı alanlarda art arda aldığı kararlarla gerilim ortamı oluşturmaya çalışıyor. PKK, PYD, DHKP-C ve FETÖ'ye kol kanat geren Alman hükümeti, Can Dündar ve çok sayıda FETÖ mensubunu koruyor. Öte yandan ülkedeki imamlara operasyonlar düzenleyen Alman hükümeti, İslamofobik gösterilerin ise önüne geçmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 15 Temmuz'un hemen ardından uygulanan miting sansürünün etkileri halen daha tazeliğini korurken, dün Adalet Bakanı Bozdağ ile Ekonomi Bakanı Zeybekçi'ye yönelik etkinlik yasağı gerilimi yeniden tırmandırdı. Eyaletlerdeki mahalli seçimlerin atmosferinde olan Almanya'nın Eylül ayındaki parlamento seçimleri öncesinde Türkiye'ye yönelik attığı bu sansasyonel adımlar dikkati çekiyor.