ABD’de George Floyd adlı siyahi vatandaşın ırkçı polis şiddeti sonucu ölümünün ardından başlayan protestolarda savaş alanına dönen Minneapolis’te Polis Merkezi de ateşe verildi. Minnesota Valisi Tim Walz eyalette acil durum ilan ettiğini ve Ulusal Muhafızları bölgeye sevk ettiğini açıkladı. Önceki gün alışveriş merkezlerinin ve marketlerin yağmalandığı kentte, protestocular dün de George Floyd’un ölümüne neden olan polisin görev yaptığı Minneapolis Polis Merkezi’ne girerek binayı ateşe verdi. Barikatı aşan yüzlerce protestocu, binaya girerek etrafı dağıttı ve daha sonra binayı ateşe verdi. Artan şiddet olayları üzerine bölgedeki otobüs ve hafif raylı sistemlerin de durdurulduğu bildirildi.
ULUSAL MUHAFIZLAR GÖREVLENDİRİLDİ
Minneapolis kentinde üç gündür devam eden ve binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen protestolarla mücadelede polisin yetersiz kalmasının ardından Ulusal Muhafızları harekete geçirdiğini söyleyen Vali Walz, “Personel ekipmanları tedarik etmek ve mevcut durumu iyileştirmek için bu kararı haldık” değerlendirmesini yaptı. Vali, “Yerel yetkililerimizin talebiyle Minnesota’daki barışçıl göstericileri, bölge sakinleri ve küçük işletmeleri korumak için Minnesota Ulusal Muhafızlarını görevlendiriyorum” diye konuştu.
YAĞMA BAŞLADIĞINDA SİLAHLAR ATEŞLENİR
Protestolarda dükkanların yağmalanması ve polis merkezinin ateşe verilmesine Başkan Donald Trump’tan sert tepki geldi. Twitter üzerinden açıklama yapan Trump, “Arkama yaslanıp Amerika’nın muhteşem şehri Minneapolis’te olanları izleyemem” dedi. Protestoculara da değinen ABD Başkanı Trump, “Bu eşkıyalar, George Floyd’un anısına saygısızlık ediyor ve ben bunun olmasına izin vermem. Az önce Minnesota Valisi Tim Waltz ile konuştum ve ordunun her şekilde yanlarında olduğunu söyledi. Herhangi bir zorlukta kontrolü sağlayacağız. Ancak yağma başladığında silahlar ateşlenir. Teşekkür ederim” dedi.
Olaylar diğer eyaletlere sıçradı
Minneapolis’te başalyan ırkçı şiddeti protesto gösterileri ülkenin diğer eyaletlerine de sıçradı. Kentucky eyaletinin Louisville şehrinde bir polis otosuna yapılan saldırı sonrası silah sesleri yükseldi. Mart ayında Louisville şehrinde başka bir siyahi Amerikalı kadın Breonna Taylor 8 kurşunla polis tarafından vurularak öldürülmüştü. Ülke genelinde son 3 yılda polis tarafından öldürülen siyahi Amerikalı sayı 690 olarak raporlara yansıdı. Ohio eyaletinin Columbus kentinde düzenlenen gösteri de şiddet olaylarına dönüştü. Eyalette çıkan Columbus Dispatch gazetesi, Columbus’ta 400 kadar göstericinin polisle çatışmaya girdiğini ve şehrin ana caddelerindeki kavşakları saatlerce kapattığını yazdı.
Obama’dan açıklama
ABD’nin ilk ve tek siyahi başkanı Barack Obama, George Floyd’un ırkçı bir polis tarafından öldürülmesinin 4. gününde Twitter hesabından bir açıklama yayınladı. Minneapolis’te Floyd’un polis şiddetiyle öldürülmesine ilişkin “2020’nin Amerika’sında ayrımcılık normal olmamalı, olamaz” değerlendirmesinde bulunan Obama, açıklamasında, Kovid-19 salgınının ardından ülkenin bir normalleşme sürecine girdiğine işaret ederek, “Normale dönmeyi istemek çok doğal, ancak milyonlarca Amerikalının, ırkı nedeniyle acı verici bir şekilde ayrımcılığa maruz kalması da normal olarak nitelendiriliyor” eleştirisinde bulundu. Obama, Floyd’un ölümünü araştırmanın Minnesotalı yetkililerin görevi olduğunun da altını çizdi.
CNN ekibine gözaltı
Minneapolis’teki olayları aktaran Amerikan CNN kanalı ekibi de Minnesota eyalet polisi tarafından gözaltına alındı. CNN’in siyahi muhabiri Omar Jimenez ve beraberindeki prodüktör ve kameramanı, şehirdeki çatışmaları görüntülediği sırada polis tarafından kelepçelenerek gözaltına alındı. Gözaltı saniye saniye görüntülere yansıdı. CNN ekibinin kamerasına da el kondu. CNN’den yapılan açıklamada muhabirlerinin siyahi olduğu için gözaltına alındığı, aynı noktadan yayın yapan bir başka yayın organının beyaz muhabirinin yayına devam ettiğine dikkat çekildi. CNN ekibi gözaltına alındıktan kısa süre sonra serbest bırakıldı.
18 soruşturma geçirmiş