|

Çaya güzelleme, alafrangalığa eleştiri

Kim ne derse desin, çayın bizim için milli bir içecek olduğuna sanırım kimsenin itirazı olmaz. Milli içki dersek konunun başka yerlere gideceğini siz de tahmin edebilirsiniz.

Muhammed Gümüş
04:00 - 28/01/2024 Pazar
Güncelleme: 02:36 - 28/01/2024 Pazar
Yeni Şafak
Bitki çayı
Bitki çayı

Sözü çok dolandırmak, dallandırıp budaklandırmak istemem. Mesele çay olunca bu konuda kuşkusuz en güzel cümlelerin Refik Halid Karay’a ait olduğu konusunda hakkını teslim etmek durumundayız. Eğer onun cümleleri ayarında yazılmış başka metinler varsa ve bizim bundan haberimiz yoksa o da bizim eksikliğimiz olsun.

Çay benim için de elbette bir seremoni işi. Aceleye gelmez. Dostluğun, sohbetin, kaynaşmanın en sade anlatımı ve en sıcak sembolü. Biz ne kadar anlatsak anlatalım, Refik Halid kadar anlatmamız sözkonusu olamaz.

Hikayeci ve romancı kimliğiyle tanınan ve edebiyatımızda müstesna bir yere sahip olan Refik Halid malumunuz üzere bir çay tiryakisi. Onun çaya dair söyledikleri ile çay üzerinden verdiği mesajlar dikkate değer. Ay Peşinde isimli eserinde “Çay Belası” başlıklı nefis yazısı makale ve hikaye karışımı. Burada derdini kısaca anlatıyor, anlatırken de mizahi üslubunu ve kendine has tarzını kullanıyor. Bela demesindeki asıl espri ise davet eden ve edilen için ne denli zor olursa olsun bundan vazgeçilememesi.

Çay ve bela kelimelerinin yanyana gelmesine şaşırdıysanız, daha hikayenin en başında bu yanlış anlaşılmayı bertaraf etmek için okurdan başlığa bakıp da çay aleyhtarı olarak anlaşılmamasını istiyor Karay. Çayın zararlarından bahsedeceğinin zannedilmemesini istiyor. Çay meftunu olduğunu da peşinen ekliyor.

Alafranga pişmiş renksiz ve çeşnisiz çaya değil, semaverde demlenmiş koyu ve kızıl çaya bayıldığını söylüyor yazısında. Kendi eliyle yapıp kıvamına gelinceye kadar karşısında kaynar suyun höpürtüsünü dinleyerek yutkunmayı da dahil ediyor. Semaverin kaynadığı sıcak bir oda kadar huzur verici birşey olmadığını tasvir ederek anlatıyor. Böyle bir odada buğulara gömülüp fincanın lezzetine kavuştuğu vakit nâtıkasının açıldığını, neşesinin taştığını, hoşsohbet, mültefit ve iyimser bir adam haline geldiğini, yaşamaktan müthiş bir zevk aldığını dile getiriyor. Devamı şöyle:

"Çay ihtimamla pişmezse, ağır ağır, rahat rahat içilmezse hiç bir kıymeti kalmaz. Çay, bol elbiseler içinde, rahat minderlerde, gayet lâübalî bir tarzda içilmek şartile dünyanın en lezzetli içkisidir, fakat suyu berrak, rengi âteşîn, fincanı billür, şekeri az, rayihası hafif olmalıdır, yazık ki çay içen milyonlarca halktan pek azı bu esaslara riayet eder. Çay pişirmeyi basit görenler aldanırlar ve aldandıkları içindir ki iyi çay içmeğe muvaffak olamazlar. Suyu ılık bir âdi porselen ibriğe haşlanıvermiş olan çay yani alelumum içtiğimiz çay ne taamsız, ne fena bir çaydır; bunu çay namına yutanlara acımalı ve çay gibi nefis bir nesneyi o hale sokanlara da kızmalıdır. Görüyorsunuz a; çay bahsinde oldukça ihtisasım, malumatım ve muhabbetim var.”

Bir çay tiryakisinin dilinden dökülen cümleler bunlar. Ne var ki, bu güzel tabloyu bozan bir durum var. Yazının devamında çayın nasıl belaya dönüştüğü aktarılıyor. Zaten Refik Halid’in derdi salt bir çay güzellemesi yapmak değil. Asıl meselesi çay üzerinden alafrangalığı eleştirmek. Avrupalılaşma ile gelen yeni adetler yazılarında öne çıkar. “Kadınlar Tekkesi” romanında da alafranga çay bahsi geçer.

Aile davetleri ve çay ziyafetleri üzerinde durmaktan kendini alamayan yazara göre alaturka ailedeki hassasiyetler unutulmuştur. Bir alaturka davette esas olan yemek iken, alafranga davette ise yemek veya sohbet değil, gösteriş önemlidir. Alaturka ve alafranga davetlerini kıyasladığı “İki Davet” yazısında ait olduğu neslin iki tarz arasında bocalayıp şaşkın kalacağını dile getirir. Eğer bugün adım başı kahve dükkanlarının açıldığını, özenti ve gösteriş nedeniyle rağbet edildiğini görse herhalde kahrından ölürdü.


Gözüme takılanlar

Meclis’in atıksız lokantaları

Meclis lokantalarının yemek atıkları yem olması için hayvan barınaklarına gönderiliyor. Sebze ve meyve atıkları ise kampüs içerisinde yer alan kompost alanına götürülerek gübreye dönüştürülüyor. Atık yağlar da anlaşmalı yetkili firmalar tarafından taşınıyor. Son 6 aylık verilere göre günlük ortalama atık miktarı yaklaşık 13 kilo olarak belirlendi.


Edirne’den AB’ye lezzet köprüsü

Şehrin meşhur lezzetlerinin daha çok tanınması çalışmalarını sürdüren Edirne Ticaret ve Sanayi Odası "Edirne beyaz peyniri" ve "badem ezmesi" için Avrupa Birliği'ne coğrafi işaret başvurusu yapmaya hazırlanıyor. Tescil işlemlerini yürütecek danışmanlık firmasıyla işbirliğinin ardından Edirne yöresinden temin edilen sütlerle üretilen sütlere ilişkin çalışma yapılacak.


Tadelle tablete girdi

Sagra Grubu olarak OYAK’a katıldıktan sonra adından söz ettiren Tadelle bu defa yeni ürünü olan tablet çikolata çeşitleriyle raflarda yerini alıyor. 30 gram ve 60 gramlık ambalajlarda fındıklı, sütlü, Antep fıstıklı ve bitter çeşitlerinin içinde yüzde 100 kakao yağı ve pancar şekeri ile doğal aroma verici kullanılıyor, trans yağ ise bulunmuyor.


Kış aylarının şifa kaynağı

Havaların soğumasıyla birlikte gelen kış enfeksiyonlarına karşı çay çeşitleri güçlü koruma sağlıyor. Yeşil çay başta olmak üzere birçok bitki çayının bağışıklık sistemini güçlendirdiğini yapılan araştırmalar da ortaya koyuyor. Günde iki fincan bitki çayı vücut sağlığına olumlu etkiliyor. Kafein içermediği için sakinleştirici özelliği olan bu çayların faydaları saymakla bitmez.

Çiçeklerinin ve yapraklarının kaynatılıp süzüldükten sonra tüketilen ıhlamur çayı içerisindeki güçlü antioksidan olan flavonoid, terlemeye etki ettiğinden toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Hazımsızlık, düzensiz kalp atışı ve kaygıyı gidermek için de kullanılır. Aynı zamanda soğuk algınlığı ve solunum yolu hastalıklarına, boğaz ağrısına ve öksürüğe iyi gelir.

Antioksidan özelliklere sahip olan bileşenler içeren nane çayı hücrelerde hasarı azaltıyor. Hibiskus bitkisinin parlak renkli çiçeklerinden yapılan hibiskus çayı da güçlü bir antioksidan kaynağı, ayrıca potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi mineralleri muhteva ediyor. Adaçayı yapraklarında bulunan uçucu bileşenler sayesinde ağız ve boğaza yerleşen enfeksiyon ve iltihapları gidermeye yardımcı olurken, papatya çayı ise sakinleştirici özelliği sebebiyle yatmadan önce içilmesi tavsiye ediliyor.

Mide bulantısına iyi gelmesiyle bilinen zencefil çayı yoğun bir tadı var. B3 ve B6 vitamini, demir, potasyum ve C vitamini gibi vitamin ve mineralleri sebebiyle tercih ediliyor. Limon suyu ve bal eklenerek tüketilen taze zencefilin hazırlanmasında limon, bal, 1 çubuk tarçın, 5-6 adet kurutulmuş elma dilimi yer alıyor.


#Tadımlık
#çay
#kış
#içecek
#Muhammed Gümüş
3 ay önce