Şam’ın doğu banliyölerinden Guta bölgesi 6 yıllık kuşatma döneminin ardından 2018 yılı nisan ayında Esed ve destekçileri tarafından ele geçirildi. Zorlu geçen 6 yıl sonrası oradan sağ çıkmayı başaranlardan Guta bölgesi Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Sirac, süreç boyunca yaşanan vahşeti Yeni Şafak’a anlattı. Sirac, geçtiğimiz şubat ayı başından nisan ayının 8’ine kadar geçen 63 günlük zaman diliminde rejim ve destekçilerinin yaklaşık 20 bin bomba attığını, füze, havan ve roketlere ilişkin tespit edebildikleri sayının en az 19 bin 489 olduğunu söyledi. Olağanüstü bombardımana maruz kaldıkları şubat ve mart aylarında 4 bin 431 sivilin yaralandığını belirten Mahmud Sirac, bu iki ayda 1853 kişinin şehit edildiği bilgisini verdi. Guta bölgesinde Duma, Zamelka, Ayn Terma, Arbin başta olmak üzere 14 yerleşim biriminin yüzde 65 oranında tahrip edildiğini aktaran Sirac, şunları söyledi:
HER İNSANA BİR FÜZE!
“Guta genelinde 2018 yılı başından itibaren olağanüstü bombardıman başladı. Şubat ayına geldiğimizde günün her saati 13-14 uçak ve helikopter filosu tepemizde uçuyordu. Sivil Savunma Birimi olarak 17 Mart günü bir saatte 60 füze atıldığını tespit ettik. Hareket eden her canlı havadan vurulur olmuştu. Guta’da yaşananların ancak yüzde 20’si yazılabildi, konuşuldu. Açlık ve imkansızlıklara bir de kesintisiz bombardımanlar eklendi. Adeta her sivile bir füze atılıyordu. Rejim ve Rusya açık bir içimde ‘bölgeyi boşaltın, aksi takdirde burada tek bir sivil canlı kalmayacak’ tehdidi savuruyordu.”
14 KİMYASAL SALDIRI
“Guta’ya ilk kimyasal saldırı 2013 Mayıs’ında oldu. Sonraki dönem 13 kez daha kimyasal başlık taşıyan bombalarla vurulduk. Kuşatma altında olduğumuz ve hiçbir kurum yada kuruluşun girememesi sebebi ile bu kimyasal saldırıları duyuramadık, anlatamadık. Rus ve Esed Guta’ya 195 misket, 522 fosfor bombası attı. Bu füzeler nedeniyle sadece 2 ayda 332 çocuk, 249 kadın şehit düştü. Bombardımanların zirve olduğu günlerde hiçbir enkaza olay anında müdahale edemez duruma gelmiştik. Mecburen gece yarısını bekliyor, hiçbir ışık kullanmadan enkaz altındaki insanlara yardım etmeye çalışıyorduk. Guta’dan çıkmadan önceki son 2 hafta, sağ kurtulan insanları götürecek emniyetli tek bir binadan dahi mahrum kalmıştık.”
MALZEMEMİZ: SU VE KUMAŞ
“Sağlık ekiplerinde su ve kumaştan başka herhangi bir ilk yardım malzemesi kalmamıştı. Binlerce insan sadece ekmek karşılığında sabahtan akşama kadar çalışmaya hazırdı. Ekmek, su, ilaç, eğitim yoktu. Buna ek olarak son 2 ay nefes alma hakkımız da elimizden alınmıştı. Ben, eşim ve 2 çocuğumda aynı çileyi çekenler arasındaydık. Çok az insan sesimizi duydu. Büyük bir kabus yaşıyorduk ve kesintisiz bir biçimde bu kabus 6 yıl devam etti. Şam bölgesinin tamamına yakını rejim destekçileri tarafından ele geçirildi. Biz çıktıktan sonra Guta’ya giren Esed askerleri ve Şebbihalar enkaz demirinden eski dolaplara ve giysilere kadar her şeyi yağmaladı. Şimdi aynı durum Yermük’te yaşanıyor. Orada 5 günde 200 TIR dolusu malzeme yağmaladılar.”
Enkazdan çıkınca parçalandı
"Mart ayı içerisinde Duma'da şait olduğum bir hadise, belki Guta mezalimini biraz açıklayabilir. Kasaba merkezinde 4 katlı bir bina vuruldu. İçeride 30 sivil olduğu bilgisini aldık ve müdahale etmeye çalıştık. Vurulan bir nokta Rus ve rejim uçaklarınca sıkı takibe alınıyor, herhangi bir müdahale için bölgeye gelen şahıs ya da araçlar yeniden füzelerin hedefi oluyordu. Enkazdan 35 yaşlarında bir adam 3 çocuğu ile çıkmayı başardı. Kısa bir süre sonra 3 çocuğunu bindirdiği motorsikleti ile oradan ayrılmak istedi. Henüz 150 metre uzaklaşmıştı ki tepesinde biten bir uçak tarafından vuruldu. Manzara felaketti. İçimizden birkaç kişi olay yerine koştu. Baba ve 2 çocuk feci bir biçimde can vermişti. Ancak mucize eseri 9 yaşında olan kız çocuğu saldırıdan yaralanarak kurtuldu. Annesi bombalanan evin enkazı altında kalan çocuk Duma'da bir aileye teslim edildi."
