|
Mülteci kamplarındaki sanatçılar - 2

İsmail Şammut [Ismail Shammout], memleketi Lydda, nüfusun büyük bir kısmını silah zoruyla dışarı çıkmaya zorlayan Siyonist güçlerinin eline geçtiğinde on sekiz yaşındaydı. Aile üyeleri ve komşularıyla birlikte yürüyerek Gazze’deki bir mülteci kampına gittiler. Burada sokak satıcılığı yapmaya başladı. Boş zamanlarında Filistinlilerin göçüne ilişkin kişisel deneyimini canlandırmak için boya ve fırça aldı.

Lydda’daki okul günlerinde ressam Daoud Zalatimo’nun en sevdiği öğrencisi olan Şammut yaşadığı dramatik olayları aktaracak figüratif bir üslup geliştirmenin en kolay yolunu Kudüslü ressamın ikonografik dilinde buldu. Zalatimo’nun alegori kullanımından esinlenerek, bunu Filistin destanının gelişimini anlatmak ve ulusal mücadeleye destek toplamak için kullandı. 1948 ulusal felaketinden sonraki on yıl içinde, kendi kuşağının kamplardan çıkan önde gelen yeteneği olarak alkışlandı. Onun çalışmaları daha sonra kendi kendini yetiştirmiş bir mülteci sanatçı kuşağı tarafından tekrarlandı.

Şamuut’un sanatsal rolü yalnızca aldığı eğitim ve sahip olduğu yetenekle değil, aynı zamanda öğrenim görmek için gittiği ve o dönemde Arap dünyasındaki sömürgecilik karşıtı mücadeleye öncülük eden Kahire’nin siyasi ortamıyla da şekilleniyordu. 1954’te, henüz sanat öğrencisiyken, ilk sergisinin açılışına Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdülnasır, İngiliz Mandası döneminde önde gelen liderlerinden Hacı Emin el-Hüseyni ve o dönemde Filistinli Öğrenciler Birliği’nin başkanı olan Yasir Arafat katıldı. Arap kültüründe sanat ve edebiyatla siyasi etkileşimin zemin kazandığı bu dönemde Şammut’un geniş halk kitleler tarafından tanınmasına katkıda bulundu.

Şammut, Kahire Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki dört yıllık eğitimi sırasında kendisini geçindirebilmek için ticari bir sanat ajansında çalıştı. Ve daha sonra kendi reklam ajansını açtı. Boş zamanlarında yağlı boya tablolar üzerinde çalışmaya devam etti. İllüstratör olarak edindiği deneyiminden en iyi şekilde yararlanan didaktik bir dil geliştirdi.

Şammut’un tuvalleri yoksul figürlerle doluydu. Resimde olduğu kadar yazılı olarak da belgelediği, Lydda’dan Filistinlilerin göçüne ilişkin deneyimini temsil etmeye çalıştı. Onlarca yıl boyunca, resim repertuvarı tanıdık köylü kıyafetleri ve sanat eserleriyle süslenmiş ikonik ve animasyonlu figürleri gösteren anlatısal tabloları içerdi. Mülteci kamplarında çocuklarıyla birlikte toplaşan kadın ve erkek grupları, art arda yaptığı resimlerde sıklıkla geri döndüğü bir motifti. Şmmut, görsel temsilinde veya resimlerinin başlıklarında sunduğu sözlü imgelerden ödünç aldığı sembolik referanslar aracılığıyla, halkının kayıp vatanı geri kazanma kararlılığını resmetti. Resimlerinin her biri, halkının mülksüzleştirilme öyküsünün ve hayatta kalma mücadelesinin ortaya çıkışındaki bir anı yakalamaya çalışıyordu. Filistin ulusal direniş hareketinin yükselişiyle birlikte, kahraman savaşçıların, ulusal kıyafetli dans eden kadınların ve kurtarılmış vatanın temsillerinin iyimser görüntülerini tasvir etti. FKÖ, 1964’teki kuruluşundan bir yıl sonra Sanat Eğitimi Departmanı’nı kurduğunda, bu bölümün başına geçecek kişi kesinlikle Şammut’tu. Beyrut’taki ofisinden siyasi posterler tasarladı ve sayısız FKÖ broşürü ve yayınının düzenini ve illüstrasyonunu denetledi. Aynı zamanda teşvik ettiği ve birlikte Filistinli Sanatçılar Birliği’ni kurduğu diğer Filistinli ressamların eserleriyle birlikte gezici sergiler düzenlemeye devam etti.

1960’ların sonlarında Beyrut’ta bir galeri ve buluşma yeri olarak ‘Dar al-Karameh’i kurdu ve kamplardan çıkan genç yeteneklerin sezonluk sergilerine ev sahipliği yaptı. Bu arada, Şammut’un çok sayıda tablosu renkli posterlerle çoğaltılmıştı; bu, yalnızca bölgedeki oldukça kasvetli FKÖ ofislerini aydınlatmakla kalmadı, aynı zamanda kamplardaki hemen hemen her evde ve aslında Filistinlilerin yaşadığı her yerde ikonik demirbaşlar haline geldi.

İsrail’in 1982’de Beyrut’u işgal etmesinden sonra Şammut ve ailesi Kuveyt’e sığındı. Ancak oradaki diğer Filistinliler gibi o da 1991 Körfez Savaşı’nın ardından ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Bu kez Amman’a taşındı ve burada ömrünü işine ve Filistin sanatının tanıtımına adadı ve son beş yılını halkının sürekli mücadelesine saygı duruşu niteliğinde figüratif resimler yaparak geçirdi. Aktardığı mesaj nedeniyle birçok kişi tarafından hâlâ hatırlanan unutulmaz bir retrospektif sergide Shammout, sergi çıkışının hemen yanında boş bir tuval koydu. Bu tuval mücadeleye devam edecek olan Filistinliler içindi.

#Gazze
#Kudüs
#mülteci kampı
3 ay önce
Mülteci kamplarındaki sanatçılar - 2
Transfer kaosu
Bu oyun gelişir
Gannuşi’den Gazze’ye giden yolu kim kapatıyorsa?
Dünya bize gebe, biz hakikate…
“Ya kezzabi ya a’milil Amrikani / yallah irhal ya Sisi”