|
Siyonazilerin vasıfları

Nifakçı Yahudilerden bugünün Siyonazilerine miras kalan belli başlı vasıflar şunlardır:

1
- Allah’ın, Musa’nın şeriatıyla iptal ettiği bir uygulamaya hayretle, küçümseyerek karşı çıkmak.
2
- Kendi peygamberini “emanet, ismet, fetanet, sıdk ve tebliğ” sıfatlarına sahip olduğu halde alaycılıkla, dolayısıyla onu Arapçada beyinsizlik anlamına da gelen cahillikle nitelemek.
3
- Sordukları husus cevaplandığında hemen bir diğerini sormak suretiyle, kendi tembelliklerine saklanarak emri yerine getirmeyi ertelemek.
4
- Tebliğinde peygambere zorluk çıkartarak, onun açık (ilahî) beyanlarını bulandırmaya çalışmak.
5-
Kur’an’da kurban emrini ve uygulamasını birlikte ihtiva eden bir kıssanın, Tevrat’taki karşılığını yalanlarla karıştırarak ilâhî bir bilgiyi mitleştirmek.
6
- Allah’ın ölüleri diriltme kudretini bizzat gördükleri halde bu şahitliği kısa bir süre taşımak, sonra kalplerini tekrar Allah’ın ve peygamberin emirlerine karşı katılaştırmak, hatta giderek onu taştan da katı hale getirmek.
7
- İlâhî hakikatlere karşı inatçılık etmek; ilâhî kelâmı bizzat işitmiş ve “iyice anlamış” olmalarına rağmen “yine de bile bile onu tahrif” etmeyi sürdürmek.
8
- Tevrat’ta onlara açılan bilgileri, Kur’an’da zikredilmeleriyle kendi aleyhlerine ortaya çıkan bir delil sayıp, inkâr etmek.
9
- Kendi kitaplarındaki emirlere bile uzak durmak ve “sadece zan ve tahminde” bulunarak iş yapmak.

Siyonazilerin Kızıl Düve miti çevresinde önce Tevrat’tan ve tashih esaslı olarak Kur’an’dan naklettiğimiz bilgileri, onların vasıflarıyla ilgili ilettiğimiz bu bilgilerle birleştirerek, net bir sonuca ulaşacak olursak:

“İsrail toplumunda ibadetin temelini kurban kültü oluşturmuş; bilhassa İbrani ataları döneminde ibadet ferdi tarzda, ‹Tanrı›ya sunulan adak, takdime ve dua şeklinde yerine getirilmiştir. (…) İlk İbrani atası kabul edilen İbrahim ile oğlu İshak ve torunu Yakub’un, çeşitli yerlerde bir mezbah kurup orada Tanrı’ya takdime sunduklarına dair bilgi yer almaktadır.

Hz. Musa döneminde ibadetin merkezini yine kurban teşkil ediyordu. (…)

Kenan topraklarına girildiğinde farklı bölgelerde ferdi takdimeler için sunaklar oluşturulmakla birlikte, önce (…) seyyar mabed olan Toplanma Çadırı (…) ibadet merkezi olarak belirlenmiş; Hz. Davud’un Kudüs’ü fethedip krallığın merkezi yapması ve Toplanma Çadırı’nı buraya taşımasıyla birlikte ibadet merkezi Kudüs’e kaymıştır. Hz. Süleyman’ın Kudüs’te Mabedi inşa etmesiyle artık ibadet ve kurban merkezi bu Mabed olmuştur.

Krallığın ikiye bölünmesinden sonra, (…) bilhassa Kenan kültürünün etkisiyle İsrailoğullarının putperest uygulamalara yöneldikleri ve çeşitli tanrı ve tanrıçalara (…) takdimeler sundukları hatta insan kurban ettiklerine dair bilgiler Tanah’ta yer almaktadır.

Bölünmüş Krallık dönemi boyunca din dışı uygulamalara karşı dini reform teşebbüsleri olmuş, bu çerçevede Mabed dışındaki sunaklar yıkılarak ibadet merkezileştirilmiştir.

Nihayet Kudüs’ün Babillilerce işgali ve Mabedin yıkılışı ile birlikte kurban uygulaması kalkmış, Babil Esareti sonrasında yeni bir Mabed inşa edilmiş ve takdime uygulaması yeniden başlamıştır. Gerek (…) Mabedin ikinci kez yapımı gerekse Kral Herod tarafından mabedin genişletilmesi sonrasında kurban ritüeli sadece Mabede tahsis edilmiştir.

Mabet’te (…) kurban ibadeti, kurban sahibinin hazır bulunması ve kurbanını doğrudan Tanrı’ya adaması şartıyla kohenler tarafından yerine getirilmiştir. (…) Tüm İsrail için günahtan arınma günü kabul edilen Kefaret Günü’nde başkohenin Mabedin en kutsal bölümüne girip İsrailoğullarının hatalarına karşılık, günah olan keçinin kanını serpmesi; bir diğer keçinin de İsrailoğullarının günahtan beri olduklarının işareti olarak salıverilmesi esastı.

Bir diğer önemli takdime olan ve daha ziyade fertlerin birbirlerine karşı işledikleri hatalara karşılık gelen suç takdimesi ise bir koçun yine suç itirafı ve tövbe eşliğinde kurban edilmesi şeklinde yerine getirilmiştir. (…)

Geleneksel Yahudiliğe göre (…) Mesih’in ortaya çıkıp Süleyman Mabedi’ni tekrar inşa edeceği ve tüm Tevrat hükümlerini yeniden hayata geçireceği güne kadar, kurban ibadeti askıya alınmıştır.” (Geniş bilgi için bkz.: Kur’an’da Yahudiler, KURAMER Yay.)

Kurban’ın bu kısa tarihiyle, geleneksel Yahudiliğin inanış biçiminden görülen odur ki, zikredilen şekliyle kurban, Tevrat yazıcılarının bir düzenlemeden ibarettir ve Kur’an’daki ilgili kıssada bunun doğrusu anlatılmıştır.

Bu ilahî doğrudan bakıldığında Siyonaziler için gerçekte Tevrat’ın bir öneminin olmadığı; onlar için geçerli olan şeyin nifak, zulüm, katliam… yoluyla dünyayı vahşete ve kana bulayıp böylece kıyametin kopmasını sağlamaktan, Tevradî rivayetleri de yeni yalanlarla Kızıl Düve mitinde toplayıp, kendi emellerine alet etmekten ibaret olduğu görülecektir.

Gerçekte kurban etmek istedikleri şey, Kudüs’ün kendisidir.

Zira Kudüs’te son 1954 yıldır asıl sıfatlarına uygun bir yıkımı yapamamışlardır.

#Yahudi
#Siyonizm
#Nazi
11 gün önce
Siyonazilerin vasıfları
İletişim sonuç odaklı bir süreçtir…
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı