Ekonomi cephesinde oldukça yoğun bir haftayı geride bıraktık. Bugünkü yazımda sizlere ekonomideki önemli gelişmeleri özetledikten sonra beklentilerin hangi yönde şekillenmeye başladığını izah etmeye çalışacağım.
Öncelikle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın halen IMF-Dünya Bankası toplantıları için Washington’da olduğunu hatırlatalım. Toplantıya katılan yatırımcılardan elde ettiğim bilgilere göre Türkiye’ye yoğun bir ilgi olduğunu ifade edebilirim. Özellikle Şimşek ve Karahan’ın toplantılardaki açıklamalarının ve sonrasındaki görüşmelerdeki mesajlarının yabancı yatırımcılar tarafından ciddi karşılık bulduğuna yönelik ciddi değerlendirmelere ulaştım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi yönetimine ve devam eden ekonomik programa olan desteği konusunda da fikir birliği oluşmuş durumda.
Bu önemli gelişmenin ardından hızlıca içerideki gelişmelere bakalım. Son açıklanan cari açık verisi ile beraber ortaya çıkan projeksiyon bu yıl sonunda cari açığın milli gelire oranının %2,5’in altında gerçekleşebileceğine işaret ediyor. Bu konu finansal istikrar açısından son derece önemli.
Diğer yandan 9 Nisan haftasında tüketici kredilerindeki büyüme %34,1’den %28,3’e geriledi. Ancak ticari kredilerde 4,8 puanlık bir artış var.
Merkez Bankası rezervleri bayram tatili haftasında toparlanmaya devam etmiş. Net rezerv 15,5 milyar dolardan 19,7 milyar dolara yükselirken swap hariç net rezervde de 8,45 milyar dolarlık bir iyileşme var.
5 Nisan haftasında yabancılar 362,9 milyon dolarlık hisse senedi almışlar. Böylelikle son üç haftada yabancı alımları 1 milyar doları aşmış oldu. Öte yandan yine son iki haftada yabancıların 200 milyon dolarlık tahvil aldığını görüyoruz.
Seçim öncesinde döviz kurlarına yönelik manipülatif haberler yüzünden artan döviz talebinin bayram tatili haftasından önce terse döndüğünü görüyoruz. 5 Nisan haftasında döviz mevduatları 3,1 milyar dolar düşüş göstermiş durumda. Hatta parite etkisinden arındırılmış mevduatlarda 4,5 milyar dolarlık azalma var. Bunun 1,7 milyar doları gerçek kişilerde olurken 2,8 milyar doları tüzel kişilerde gerçekleşmiş.
Beklentiler tarafında ise en önemli konu enflasyon beklentilerinin çıpalanması. Her ne kadar veri akışı yabancıların programa ikna olduğunu gösterse de yurtiçi yerleşiklerin enflasyona ilişkin beklentilerini çıpalamak için biraz daha zamana ihtiyaç olduğu aşikar. Hali hazırda Merkez Bankası’nın 2024 yıl sonu enflasyon tahmini %36. Ancak Piyasa Katılımcıları Anketi’nde bu oran %44,19. Bu iki tahminin birbirini yakınsaması ve daha da önemli piyasa beklentilerinin Merkez Bankası beklentisine yaklaşması dezenflasyon programı açısından kritik önem taşıyor. Bu bakımdan önümüzdeki dönemde hem para hem de maliye politikası tarafında ilave adımlar görebiliriz.
