|
Normalleşelim ama niye anormalleştiğimizi unutmayalım!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 yıl sonra CHP Genel Merkezi’ne gitti. Özgür Özel’in genel başkan seçilmesinin ardından izlediği tutum, siyasette normalleşme hareketliliğini beraberinde getirdi. Özel, önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun aksine Tayyip Erdoğan ile görüşebileceğini açıklamıştı.

Özel’in bu çıkışı karşılık bulunca diyalog süreci başladı. Özel, Ramazan Bayramı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla aradı. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yüz yüze görüşme talebi geldi. Erdoğan-Özel arasında ilk görüşme 2 Mayıs günü AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleşti.

İlk görüşmenin ardından iade-i ziyaret kararı alındı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün 18 yıl aradan sonra CHP Genel Merkezi’nde Özgür Özel’e iade-i ziyarette bulundu. Erdoğan, 2006 yılında CHP’nin yeni genel merkeze taşınması dolayısıyla Deniz Baykal’a hayırlı olsun ziyaretine gitmişti.


ERDOĞAN KARŞITLIĞI ÜZERİNE BİNA EDİLEN SİYASET!

Siyasette yaşanan bu gelişme, ‘yumuşama’, ‘normalleşme’ kavramlarıyla gündemin ilk sırasında yer aldı. Şüphesiz bu kadar uzun bir aradan sonra böyle bir durumun yaşanması, üzerinde durulması gereken çok önemli bir durum.

Sadece uzun ara açısından değil, son 14 yıldır yaşananlar göz önünde bulundurulduğunda daha derin bir anlamlar taşıdığını kabul etmemiz lazım. Muhalefet 10 yıldır bütün varlığını Erdoğan karşıtlığı üzerine bina etti. Sağcısı, solcusu, muhafazakarı, milliyetçisi, bölücüsü, ırkçısı tüm muhalefet 10 yıldır Erdoğan düşmanlığı üzerinden söylem geliştirdi. Özellikle ‘Erdoğan düşmanlığı’ diyorum. AK Parti karşıtlığı demiyorum.

Çünkü oyunu kuranların derdi Erdoğan!.. 2011 seçimlerinden hemen sonra sahaya sürülen senaryo ‘Erdoğan’sız AK Parti senaryosuydu. Fetullahçıların tetikçi gazetesi Taraf, Erdoğan’a ömür biçmişti. Fetullahçı alçaklar da ‘Erdoğan’sız AK Parti için çalışmalar yapıyordu. AK Parti’den vekil seçilen Fetullahçı İdris Bal, yaptığı gizli görüşmelerde “Erdoğan öyle ya da böyle gidecek. ‘Erdoğan’sız AK Parti’ye hazırlıklı olmalıyız” diyordu.

Şu an yaşanan süreç şüphesiz çok önemli. Zira siyasette düşmanlık değil, rekabet ve hizmet yarışı olursa herkes kazanır. Maalesef 2010 yılından beri Türk siyaseti düşmanlık temelli yapılıyor. Peki bu zemin nasıl oluştu kim oluşturdu?.. Bunun üzerinde duramazsak, hem niye anormalleştiğimizi bilemeyiz hem de normalleşmenin kıymetini anlayamayız...


FETÖ’NÜN YASA DIŞI DİNLEMELERİ VE SİYASETİ DİZAYN ETME İSTEĞİ

Türkiye’de bilinen vesayet geriledikçe Fetullahçı Terör Örgütü ağırlığını hissettirmeye başladı. AK Parti 2007 seçimlerinden çok güçlü çıkınca, FETÖ harekete geçti. 2007 yılında başlattıkları yasa dışı dinleme faaliyetiyle siyaset başta olmak üzere, her alanı dizayn etmeye karar verdiler.

Siyasette en önemli dizayn Deniz Baykal’a kurulan kaset kumpasıydı. Bu kumpas baştan aşağı yasa dışı dinleme yöntemiyle kuruldu. Yasa dışı dinleme yöntemiyle elde edilen bilgiler tek tek işlenerek, kurulan kumpasla Baykal istifa ettirildi.

Bu süreçte, Necmettin Erbakan’dan Hüsamettin Cindoruk’a, Abdullah Gül’den Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar onlarca siyasetçiyi dinlediler. Dinleyerek, kumpas kurarak istifa ettirdikleri Baykal’ın yerine, dinleyerek yakın markaja aldıkları Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmesini sağladılar.

İşte bunun neticesinde siyasette anormallik başladı. 2011 seçimlerinden sonra anormalleşme hızla yayıldı. AK Parti de oluşturulan zehirli ortamın etkisinde kaldı. Siyasette kutuplaşma zirve yaptı. 17-25 Aralık’tan sonra saflar belirginleşmeye devam etti.

15 Temmuz’dan sonra oluşan milli birlik havası yine Kemal Kılıçdaroğlu tarafından bozuldu. FETÖ’nün bütün tezleri Kılıçdaroğlu eliyle gündeme sürüldü. 2017’deki Anayasa değişikliğinden sonra yine aynı el, siyaseten asla bir araya gelemeyecek partileri bir araya getirdi.

Evet bugün görünürde bir normalleşme söz konusu. Özellikle CHP’de bu durumdan memnun olmayanlar var. Bu memnuniyetsizlerin nasıl hareket edebileceğini tahmin etmek çok kolay. Dolayısıyla normalleşirken, niye anormalleştiğimizi unutmamamız gerekir, aynı zamanda hesabı da sorulmalı! Eğer bunu başarılabilirsek sadece siyasette değil, toplumun her alanında büyük ve uzun süreli bir normalleşme dönemi başlar.

#siyaset
#Politika
#Hüseyin Likoğlu
3 ay önce
Normalleşelim ama niye anormalleştiğimizi unutmayalım!
Perinçek 15 Temmuz’u nasıl istismar etti?
Yanlış modernleşmenin bir alameti: Moda
Transfer kaosu
Bu oyun gelişir
Gannuşi’den Gazze’ye giden yolu kim kapatıyorsa?