Perinçek’e göre "FETÖ kalkışmasını aziz Türk Millet değil Atatürkçü askerler bastırdı. Tank tankla durdurulur." Bu iddiayı 15 Temmuz darbe girişimini araştıran üst düzey yetkililere de sordum. Kesinlikle böyle bir olay olmadığını, hepimizin bildiği ve yaşadığı gibi kahraman milletimizin Türkiye genelinde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın çağrısı üzerine sokaklara çıkarak devleti ile iş birliği içinde darbecilere ve tanklara canları pahasına karşı durarak da kalkışmanın engellendiğini belirtmişlerdi. Ancak görülüyor ki, AK Parti’nin 31 Mart Mahalli seçimlerinde ikinci parti konumuna gerilemesi sonucunda AK Parti'yi erken bir seçime razı etmek ve Başkan Erdoğan’ı 4 yıl daha sürecek iktidarından alaşağı etmek için "15 Temmuz unutuldu, Türk milletinin devletiyle bir beraber kazandığı 2’nci İstiklal savaşındaki birlik ve beraberliğini ifade eden ‘Yenikapı ruhu’ öldü iddiaları ile birlikte FETÖ’nün 15 Temmuz Kalkışmasının 8’inci yılında veya sonrasında CIA’nın himayesinde yeni bir kalkışma ve isyan hareketini (Menfi Hizmetler) FETÖ elebaşı Gülen’i tasfiye eden yeni terörist başı Mustafa Özcan’ın Türkiye’yi karıştırma KAOS faaliyetleri içine girdiği iddiaları şüphesiz illaki istihbarat birimlerimiz tarafından araştırılmaktadır.
Ancak Türkiye aleyhine tezgahlandığı iddia edilen 15 Temmuz 2016 saldırısından sonra FETÖ’nün ikinci saldırısı 15 Temmuz sürecinde alınan ciddi tedbirlerle ve Yenikapı ruhunun psikololjik baskısıyla engellenmişti. Hatta o dönem ABD Başkan Yardımcısı BİDEN’in sözde ziyaretinde geliş hedefi Türk milletinin Başkan Erdoğan’a karşı desteğinin devam edip etmediğinin araştırılması söz konusuydu. Yeni kapıda toplanan kalabalık (Yenikapı ruhu)15 Temmuz’un arkasındaki azmettiricileri ABD ve NATO’yu korkutmuştu. Bu günkü konjoktürel gelişmeler iyi okunduğunda FETÖ’nün 8 yıl sonra yeni Yenikapı ruhunun güç kaybetmesi ile bile bir kalkışmaya gücü yetmez ama tekrar deneyeceklerse 28 Şubat gibi bir süreci yeniden devreye sokmaya çalışacakları az çok belirgin. CHP GENEL Başkanı Özgür Özel’in 28 Şubat vari gece ışıkların yakıp söndürülmesine yönelik eylem çağrısının psikolojik harp girişimi olduğunu unutmayalım derim.
TSK’ya sızmış FETÖ’cülerin 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe görünümlü Türkiye’yi işgal ve iç savaşa zemin hazırlama kalkışmasının Millet -Devlet iş birliği ile cansiparane önlenmesinin üzerinden 8 yıl geçti. Bu sekiz yıl içinde darbecilerin tanklarına karşı koyan bir tank olayı hiç duyulmadı yaşanmadı da! Ancak Perinçek’e göre "15 Temmuz’da ‘Asker darbe yapmıştı. Polis askere karşı koymadı" tespitindeki zihniyet, TSK’ya sızmış FETÖ’cüleri görmezden gelip bu teröristleri kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ile eşdeğer görmesi tipik bir 28 Şubat zihniyetidir. Zira İşçi Partisi Genel Başkanı Perinçek 18 Nisan 1999 tarihinde 1’inci Olağanüstü Genel Kongresi’nde parti olarak halka yaptığı hizmetleri açıklarken 1’inci sırada 28 Şubat’ın önünü açtıkları ve programını ürettiklerini kamuoyuyla paylaşmışlardı. Perinçek’in Türk Polis teşkilatına attığı üstü örtülü iftiraya Emniyet Genel Müdürlüğü çok sert bir cevap verdi. Türk polisi Türkiye genelinde 15 Temmuz’da orduya sızmış FETÖ’cü askerler ile ciddi ve kahramanca mücadele etti. Ayrıca polis, FETÖ’nün başarısızlıkla sonuçlanan17/25 Aralık polis ve yargı darbe girişiminde içindeki FETÖ’cülerin büyük bir kısmını temizlemişti. Bu nedenle 15 Temmuz kanlı kalkışmasında Türk Polisi orduya sızmış FETÖ’cülerle devletin askerleriyle ve kahraman milletimizle yaptığı mücadelede çok başarılı olmuştu. Kahraman ordumuzun devlete bağlı unsurları polisi askeri ve milletiyle FETÖ’cü darbecileri esir alarak kalkışmayı engellemişlerdi.
Türkiye 15 Temmuz’da küresel çetenin bir iç savaş ve işgale zemin hazırlama saldırısı ile karşılaştı. Küresel saldırıların panzehiri de kamuoyunun desteğiydi. Perinçek’in resmen küresel güçleri ve Batı’yı korkutan Yenikapı ruhunu etkisiz gösterip kendisi ve ekibini öne çıkarmaya çalışması 15 Temmuz’un açık bir istismarıdır. Bu davranış biçimi yine 28 Şubat zihniyetinin önde gelen isimlerinden olan Ertuğrul Özkök’ün "15 Temmuz unutuldu Yenikapı ruhu öldü" iftirası ile birebir örtüşmesi ülkemizin ulusal güvenliği ile ters orantılıdır.
Aydınlık Gazetesi ve Perinçek Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28 Şubat Cuntası üst düzey askerlerine verilen cezaları umursamayan ve tanımayan hukuk dışı bir anlayışla hareket ediyor. Özellikle 15 Temmuz Kalkışmasını gerçekleştiren FETÖ’cü teröristleri, 28 Şubat davasının 1 numaralı sanığını açıkça korumaya alıyorlar. 28 Şubat döneminin Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın TSK içinde FETÖ örgütlenmesinin önünü açtığı iddialarına rağmen, Karadayı’nın Genelkurmay’da FETÖ heyetlerini kabul ederek şilt verdiği ziyaret resimlerinin şeref salonunda yer aldığı iddiaları birçok medya kuruluşunda boy göstermesine rağmen Aydınlık gazetesinin bu gerçekleri görmezden gelmesi epey enteresan doğrusu? Diğer bir gariplik de Perinçek ve Aydınlık dergisinin FETÖ’nün TSK ve Ordu içinde kalkışmaya kadar uzanan bir ilişkiler ağını görmezden gelirken FETÖ ile mücadele eden üst düzey polis müdürlerine açıkça ve alenen iftira atması sanırım.
Yoksa Perinçekgillerin Apo, Mihraç Ural muhibbi olmaları yanı sıra FETÖ ilişkileri de mi söz konusu? 28 Şubat sürecinde Perinçek ve ekibinin sivil cunta ile iş birliği içinde olması çok normal bir durum. Zira Perinçek örtülü olarak 28 Şubat zihniyetinin öncüsü olduğunu itiraf etmişti. Hayırlı günler dileklerimle!
