|
Telgrafın tellerine kuşlar konmuyor…
Bazı ‘şeyler’ satın alınamaz; pek çok soyut şey gibi… Özellikle de ‘
itibar
’ gibi…

Satın alamadığınız gibi çok da kolay kaybedebilece-ğiniz bir şeydir itibar… Telgraf tellerindeki kuşlara benzetirler… El çırpması türü en ufacık seste dahi uçup gidebilirler. Sonradan onları yakalayıp, üstüne bir de aynı yere koymak da imkânsızdır…

Türkiye’de şu sıra en büyük itibar krizini yaşayan kuruluş olan
İYİ Parti’
nin geçtiği yollar, başına gelenler, ders alınacak çok kıymetli deneyimlerdir…
İlişki
ve
iletişim
yönetiminin olmazsa olmazı
3C Kuralı
, burada iflas etmiş durumdadır. İngilizcede consistency (tutarlılık), creativity (yaratıcılık) ve continuity (devamlılık) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bu kuralda ilk C, yani tutarlılık eksikse; diğer iki C (yaratıcılık ve devamlılık) muhteşem de olsalar sonuç, hep hüsrandır…
İYİ Parti’de tutarsızlığın iki ana sebebi;
HDP
(yeni adıyla
HEDEP
) ile kurulan gizli ya da açık
ittifak
ve Meral Hanım’ın hışımla kalktığı 6’lı Masa’ya 22 saat sonra tekrar oturtulması olarak değerlendirilebilir.
Bunların ardından da tutarsızlığın diğer unsurlarının devreye girdiği görülmelidir: İstifalar, ihraçlar, disiplin soruşturmaları, iddialar, akçeli işler…
Yüzde
16’lardan
yüzde
4’lere doğru eriyen oy potansiyeli… Yedi ay gibi kısacık bir sürede…

Hem de göz göre göre… Telgraf tellerindeki kuşlar uçup gitmişler sanki…

Bilindiği üzereitibar, iki eksen üzerinde inşa edilir:

1.
Tanınma
; 2.
Beğeni
Tanınma
, akla ilk gelen ‘isimler / kavramlar / markalar’ listesindeki sıra numaranızla belirlenir.
İletişim kanallarının etkili kullanımı
, akla ilk gelmeyi sağladığından çok önemli bir faktördür.
Beğeni
ise bazılarına göre 26 kriterdeki ya da bizim “
Algılama Yönetimi
” kitabımızda teklif ettiğimiz şekliyle
20 kriterdeki
algılanma düzeyiyle ölçülür: “Bilgi teknolojileri yatırımları, Çalışan memnuniyeti, Çalışanların nitelikleri, Çalışanlarına sunduğu sosyal imkânlar, Finansal sağlamlık, Müşteri memnuniyeti, Hizmet ve ürün kalitesi, Ekonomiye katkı, Ekolojik çevreye duyarlı olma, Güvenilir şirket olma, Sürdürülebilirlik stratejisi, Kurumsal yönetim ilkelerine göre yönetim, İletişimde şeffaf olma, Dijital dönüşüm politikaları ve uygulamaları, Toplumsal sorumluluk, Uluslararası pazarlara entegrasyon, Yeni ürün geliştirme, yenilikçilik, Yönetim kalitesi, Pazarlama, iletişim ve satış stratejileri, Kriz yönetimi stratejileri.”
Beğeniyle ilgili uygulamada bu 20 kriter konusunda yine iki eksen çalışır:
Vaat
ve
Güven
. Yani, bahsi geçen kriterlerle ilgili vaatlerde bulunacaksınız ve bu vaadi yerine getireceğinize dair güveni oluşturacaksınız. Siyasi partiler ve şirketler için geçerli olan bu durum, evlenme teklif edecek bir genç için de daha farklı değildir…
Şimdi İYİ Parti’nin ve Sayın Genel Başkanı’nın kendilerine bu
stratejik
pencereden bakmaları yerinde olacaktır. Özellikle aldıkları kararlar konusunda, arzuladıkları güveni artık neden bir türlü oluşturamadıklarını sorgulamalılar.

Günün sözü
“Satın alınamayan şeyleri severim ben. / Deniz gibi, / Gökyüzü gibi, / Ay ve Güneş gibi, / Ve sevgi gibi…”

Sabahattin Ali

Gözümüze takılanlar…

* Alternatif Bank, Dünya Engelliler Günü’nde “ATATÜRK 1881 – 1919” filmini işaret dili çevirisiyle işitme engellilerle buluşturmuş. CGV Mars Cinema Group iş birliğiyle, engelli sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla davet edilen işitme engelliler ile ailelerini Paribu Cineverse Kanyon’da ağırlanmış. Banka, ”Hayatın her alanında daha kapsayıcı, erişilebilir ve engelsiz bir dünya için toplumsal bilincin ve farkındalığın güçlenmesine katkı sağlayan projelere imza atıyoruz” demiş. ATATÜRK filminin bu hedef doğrultusunda işitme engellilerle buluşturulması iletişim hedefleri açısından da son derece yerinde bir hamle olmuş. Hem gündemdeki, halk genelini ilgilendiren bir sanat eserini tercih etmeleri hem de Cumhuriyetin 100. yılına uygun bir aksiyon belirlemeleri, bu yaklaşımlarının yalnızca engelli vatandaşlar değil, ‘herkes’ tarafından tanınmasına ve beğenilmesine hizmet edebilir. (a&b iletişim)

* Zeytinburnu Belediyesi’nin, Başkan Ömer Arısoy’un vizyonuyla yürüttüğü kültür & sanat faaliyetleri çok üst düzey bir seviyede. Hayranlıkla takip ettiğimiz Z dergisinin yanı sıra düzenledikleri etkinliklerle sadece ilçe halkına değil, İstanbul’a çok değerli hizmetler sunuyorlar. Şimdi de geleneğin bugünün sorunlarına üretebileceği çözümler üzerine düşünmüş olan Sezai Karakoç hakkındaki “Mütefekkir Şair Sezai Karakoç Kitabı” adlı eseri yayınlamışlar. Asım Öz ve Aykut Ertuğrul’un hazırladığı kitapta şairin hayatı, düşünce dünyası, şiir ve edebiyat başta olmak üzere sanat yaklaşımı değerli isimlerin makaleleriyle anlatılıyor. Derinlikli bir başvuru kitabı…

* 1934’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Kadınlara seçme ve seçilme hakkı” tanınan

5 Aralık, dünyada da Kadın Hakları Günü olarak kutlanıyor. Bu vesileyle iş yaşamında kadının yeri ile ilgili birçok istatistik paylaşıldı… TÜİK’in “İstatistiklerle Kadın 2022” raporuna göre; yönetici pozisyonundaki kadınların oranı yüzde 20,7 imiş; bu oran 2012’de yüzde 14,4 ölçülmüş. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe iş gücüne daha fazla katıldıkları görülmüş: Yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı 2020’de %65,6 imiş. (Nagihan Alan Yiğit, Zarakol)

#Siyaset
#Yerel Seçim
#Ali Saydam
8 ay önce
Telgrafın tellerine kuşlar konmuyor…
‘Ve toprak bağırmadıkça kesilen bir kurban gibi’
İngiliz Yahudi medeniyetinin ölümü kimin eliyle olacak?
Ey iletişim!..
Sıkılaştırmanın reel kesim üzerindeki etkileri giderek belirginleşiyor!
Soykırımcıya ayakta alkışlar kime yarar?