|
İletişim sonuç odaklı bir süreçtir…

Dünyada savaşların paradigması değişti… Bu tespiti ilk kez Alman basınında görmüştüm… Paradigma değişikliğinin en temel unsurlarından biri olarak Türkiye’nin Milli Savunma Sanayi Stratejileri gösteriliyordu…

Özellikle de bu stratejilerin ayrılmaz parçası olan
Bayraktar Holding, TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN
’ın ürettiiği silah sistemleri…

Batı basınına göre paradigma değişikliğinin bir numaralı çıktısı, yeni dönemde üretilen teknolojilerle artık küçük ülkelerin de büyük ülkelere aslanlar gibi kafa tutabilmesiydi…

Yeni paradigmanın Orta Doğu’da, burnumuzun dibindeki sıcak çatışmalarda uygulama alanı bulması işin bir boyutu ise, dikkate değer bir başka boyutu da Gazze’yi gündemden düşürmesi, iletişim yoluyla tezlerin içselleştirilmesi ve

gündem ve konu yönetiminin siyasi hedefler doğrultusunda işlenebilmesidir…

2’nci Dünya Savaş’ında algılamayı yönetmek için en fazlasından radyo, yazılı basın, çok az TV ve uçaklardan atılan bildiriler gibi iletişim araçlarıyla çalışılıyordu… Şimdilerde ise internetle birlikte elde edilen olanaklarla işin boyutu, her türden dezenformasyon ve diğer kamu diplomasisi araçlarının sınırsız, sorumsuz ve sorunsuz şekilde

sokulmasına izin verecek şekilde değişti.

Konunun tabii ki ekonomik, sosyal ve siyasi boyutları da var… Bu konuların tartışmasını o alanların bizden daha uzman arkadaşlarımıza bırakarak biz iletişim boyutuna biraz daha yakından göz atalım…

İletişim sonuç odaklı bir süreçtir… Ne yaptığınızdan çok yaptıklarınızın sizi sonuçtaki hedefinize ulaştırıp

ulaştırmadığına bakılır… İsrail kendisini, her seferinde olduğu gibi bu sefer de mağdur duruma düşürmeyi, en azında böyle bir algı yaratmayı başardı mı?

Başardı
… Batı’nın siyasi desteğini halkların bu ülkelerde yarattıkları baskılar yüzünden kaybetme noktasına gelen
İsrail bu ülkelerin desteğini bir kez daha sağlama aldı mı?
Aldı

Sandalyesi sallanan Netanyahu yerini ve tezlerini sağlamladı mı?

Sağlamladı
… İsrail yayılma politikasının gereği topraklarını genişletti mi?
Genişletti
… İslam âlemini bölmek isteyenler bu amaçlarına bir adım daha yaklaştılar mı?
Yaklaştılar
… (Ürdün ve Sudi Arabistan kimin yanında, hangi pozisyonu aldılar dersiniz?)

ABD, BM’de ve Güvenlik Konseyi’nde Filistin aleyhine kararlar alınmasını sağladı mı?

Sağladı
… Son İsrail saldırısında (!) İsrail hedeflerine uygun olarak ortada bir belirsizlik yaratabildi mi?
Yarattı
… Dronları kimin attığı belli değil. İsrail’den tek bir satır resmi açıklama yok…
Bütün bilgiler ABD kaynaklı… Dronların, ki üç tane oldukları ve İsrail tarafından İran içinden fırlatıldığı yolunda tevatür var. Bu şekilde İran’ın ne kadar kırılgan ve savunmasız olduğu algısı, belirsizlik ortamı oluşturularak kuvvetlendirildi mi?
Kuvvetlendirildi

ABD’nin bölgede gerginliği sürekli ayakta tutup çıkarları doğrultusunda İsrail’in köprübaşı olarak giderek

topraklarını genişletmesi stratejisi, b aşarıyla yürütülüyor mu?
Yürütülüyor

Bir tek ülke var… Bölgede her boyutta sağlıklı, haysiyetli, onurlu, güvenilir bir duruş sergileyen tek bir ülke var… Bölünüp parçalanması, Batı’ya teslim olması için hem içerden hem dışarıdan büyük çaba harcanan, buna rağmen millî iradeye dayalı duruşuyla dimdik ayakta duran tek bir ülke…

Bilin bakalım hangisi?


Günün sözü

““İletişimdeki en önemli unsur söylenmeyenleri duymaktır.”

Peter Drucker


Gözümüze takılanlar…
NG Araştırma
firması, Türkiye genelinde 15 yaş ve üstü 1501 kişinin katılımıyla bir çalışma yürütmüş. Buna göre toplumumuzun yüzde 67’si ‘kadın-erkek eşitliğinin’ henüz sağlanmadığı görüşündeymiş. Erkeklerin yüzde 55’inin paylaştığı bu kanaat, kadınlara sorulduğunda yüzde 81’e yükseliyormuş. Ayrıca, katılımcıların yüzde 28’i ‘erkeklerin her zaman ayrıcalıklı’ olduğunu düşünürken, yüzde 8’i ise kadınların her zaman ayrıcalıklı olduğuna inanıyormuş. (Nedim Barut, NG Araştırma) Her ne kadar, ‘Varoluşta Eşitlik’, ‘Sorumlulukta Adalet’ ve ‘Fırsat Eşitliği› gibi kavramlardan yana olsak da, araştırmada kullanılan terminolojiye sadık kalarak yer verdiğimiz bu sonuçlar, ülkemizde kadınlara yönelik çalışmaların ne denli etkili olabileceğini ortaya koyuyor.
Adidas
, Paris Olimpiyatları için Almanya, İngiltere, Etiyopya, Polonya ve Türkiye için özel koleksiyonlar hazırlamış. Her ülkeye özgü tasarlanan giysiler, sporcuların 2024 Paris Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları’nda rahatça ve dikkatleri dağılmadan yarışabilmelerini sağlayacakmış. Türkiye’ye özel koleksiyonun Paris’teki lansmanına, olimpiyatlarda ülkemizi temsil edecek sporcular, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi ile Millî Paralimpik Komite yetkilileri katılmış (Bilge Kutluğ Avcı, GOLİN İstanbul). Ülkemizin futbol dışındaki spor dallarındaki başarılarının göğsümüzü kabartmaya devam edeceğine ve kamu diplomasisi yöntemiyle ülkemizin yumuşak gücüne değerli katkılar sunacağına inanıyoruz...
Dove
’un “Gerçek Güzellik” kampanyasının 20. yılında yayınladığı “
Dove Güzellik Algısı Raporu
”nun Türkiye verilerine göre; her 5 kadından 1’i, ideal güzellik tanımına ulaşabilmek için hayatının 5 yılından vazgeçebileceğini belirtiyormuş. Sosyal medya ve filtrelerden çeşitli uygulamaların kullanıldığı görsellerle kadınların ve özellikle de kız çocuklarının maniple edilmesinin çok ağır ruhi ve fiziki sonuçları olabiliyor. Marka bununla mücadele etmek için iletişim kampanyalarında gerçek kadınları temsil etmek üzere hiçbir zaman yapay zekâ kullanmayacaklarını taahhüt etmiş (Şilan Keskin, PR House) Firmanın bu çok önemli sorunun çözümüne katkı sağlayabilecek adımlarını geliştirerek devam etmesi itibarına katkı sağlayacaktır.
#Savunma Sanayi
#TUSAŞ
#ASELSAN
#ROKETSAN
#Bayraktar
il y a 13 jours
İletişim sonuç odaklı bir süreçtir…
‘Korkuluk’…
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı