Kazanmak zorunda olduğun bir karşılaşma ama kalecin 8 net pozisyonda seni ipten aldı, sonunda o da dayanamadı.

Takımı yenileyip 10 transfer yapmışsın ama becerip bir Sangare alamamışsın.

Rakibin ön alan baskısı yaparak top kazanmak yerine senin kaybettiğin toplarda doğru hücum organizasyonlarıyla ciddi pozisyonlar buldu.

Zaman zaman Okay Yokuşlu, zaman zaman da Lundstram’ın kendi savunma arasına girip kenar savunma oyuncuların hücum çıkma istekleri istekten öte gitmedi.

Hücum organizasyonlarında adam eksilten, çabuk hücum organizasyonları üreten Cihan Çanak’ı iki, zaman zaman üç kişi ile kapatıp zaten çoğalamadığın kale alanında etkili olmanı engelledi.

Sabırlı ve ne yaptığını bilen, set savunması ile Trabzonspor’u karşılayıp tüm hücum organizasyonlarını Sangare ile başlatıp, hücum bölgesinde sağlıklı pas bağlantısı yapan Avusturya ekibi karşısında ilk şutunu 37. dakikada atan Trabzonspor, maçın sonlarında öylesine pozisyonlar buldu.

Ön alan baskısı yok, ikinci bölgeden hücum organizasyonlarına destek yok, kale alanına bıraktık sürpriz isimler sokmayı, mevki oyuncusu da uzakta, ikinci bölgede sadece savunmayı düşünen ve oyunu 60 metrede oynama alışkanlığı edinen bir takım zor kazanırdı değil kazanamazdı.

Tamam doğrudur; yeni bir takım, yeni oyun formasyonu, alışma dönemi falan ama futbolcunun temel oyun bilgilerinden ve oyun anlayışından uzak olması kabul edilemez.

Bu seviyelere gelmiş futbolcuların alan ve adam paylaşımında halen daha hata yapması, kademe anlayışından uzak olması kabul edilemez.

Topun sende kalması, sağlıklı pas bağlantısı tempoyu yükseltemeyip, boş alan koşuları yapıp, arkadaşlarını bu alanlarda topla buluşturamadıktan sonra bir anlam taşımaz.

‘Ayranım budur yarısı sudur’ muhabbeti ile bu devran dönmez.