Macaristan’da sıcak hava koşullarında yapılan kamp döneminden sonra transferlerin gölgesinde Trabzon’da geçen hazırlık döneminin ardından Trabzonspor ilk ciddi sınavını Avrupa arenasında verdi.

Oyun ve oyuncu bütünlüğünün tam anlamı ile oturmadığı bordo-mavili takımda futbolcuların iştahı ve mücadele gücü ilerisi için ümit verdi.

Semt sahasında oynanan ve rakibin lig statüsü ister istemez Trabzonsporlu futbolcuların konsantrasyonuna olumsuz yansısa da özellikle takım savunmasına öncelik verip, sağlıklı pas bağlantıları ile oyunu üçüncü bölgeye taşıma isteği sıcak havanın yanı sıra çim boyunun normal uzunluğun üzerinde olması nedeniyle sekteye uğradı.

Avrupa’da isim yapmış takımlar karşısında bu tür takımların direnç göstermesi, kazanmak için mücadele seviyesini üst düzeye taşıması normaldir. Normal olmayan böylesine oyun ve oyuncu kalitesi düşük olan takımlar karşısında üst düzey konsantre olarak turu ilk maçta geçmektir.

Trabzonspor’un oyun gücü ve mücadelesi her ne kadar vasatı aşmasa da Milli takımda forma giymemiş, dönüşünde ayağının tozu ile kaleye geçen Uğurcan Çakır’ın maçın kader adamı olması Trabzonspor’da halen daha taşların yerine oturmadığının göstergesiydi.

Ligin başlamasına kadar transferler takıma adapte olup, oyuncu ve oyun bütünlüğü sağlanır, taşlar yerine oturursa oyun iştahı yüksek oyuncu topluluğundan istenen ve beklenen takım yapısı oluşur.