|

Mutluluğun şehrine doğru

Sinop, Türkiye’nin en mutlu şehirlerinden. Tarihi Sinop Cezaevi, Alaaddin Külliyesi ve Pervane Camii gibi yapılara ev sahipliği yapan bu şehir, tarihi mekanları kadar doğal güzellikleri ve unutulmaz gün doğumu/gün batımı için de ziyaret edilebilir.

04:00 - 27/08/2023 Sunday
Güncelleme: 22:17 - 26/08/2023 Saturday
Yeni Şafak
Sinop.
Sinop.
Fatma Matur


Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkemizin en mutlu illerinden biri olan, trafik sinyalizasyon sisteminin bulunmadığı, Diyojenin memleketi, Karadeniz şehri olmasına rağmen bazen Ege’de bir sahil kasabasında bazen Norveç’te hissettiren bir şehir Sinop. Birkaç yıl önce bir ekim ayında Sinop’ta iki sihirli gün geçirdim. Sinop’a daha önce de gitmiştim ama o iki günü anlatmak ve o günlerden içimde kalan en belirgin hisle yazıya başlamak istiyorum. Sinop’a sadece gün doğumu ve gün batımı izlemek için gidilir. Sinop’ta izlediğim gün batımları arada bir kulaklarını çınlattığım, içime birden özlemi düşen bir arkadaş gibi oldu bana. Kotor’da yüzlerce adım atarak çıktığım bir tepede güneşin Adriyatik üzerinden batışını, Avrupa’nın en batı ucu Cabo da Roca’da okyanusun üzerinden batan günü, Wadi Rum’da kızıl kumları daha da kızdırarak batan güneşi izlerken Sinop hep aklıma düştü. Bu yazıdan aklınızda bir cümle kalacaksa da o cümle bu olsun isterim. Sinop’a sadece güneşin uyanışını ve uykuya dalışını izlemek için gidilir. Peki başka nereleri görmek için gidilir?

Tarihi Sinop Cezaevi

Sabahattin Ali, “Dışarıda deli dalgalar/Gelir duvarları yalar/Seni bu sesler oyalar/Aldırrma gönül aldırma” mısralarını bu cezaevinde yatarken yazmış. Esasen kale olarak yapılmış, 13 bin metrekarelik alana kurulu, nem oranının yüksekliğinden ateşin yanmadığı, üç yanı Karadeniz’le çevrili, yatanların akciğer rahatsızlıklarına yakalandığı bu cezaevinin atmosferinden etkilenmemek olanaksız. Çocuk kadın koğuşları, Sabahattin Ali’nin kaldığı bölüm, hamam, hücreler gibi pek çok alanın ziyarete açık olduğu cezaevinde, duvarlardaki tabelaları okumak için de sık sık duracaksınız. Buraya en az 2-3 saat ayıracak şekilde gelmenizi öneririm. Ve ardından size iyi hissettirecek birkaç plan daha eklemenizi. Zira az önce söylediğim gibi, insana zor nefes aldıran o nemli duvarlar, içerideki yazılar, yaşanmışlıklar, Karadeniz’in en mutlu şehrinde de olsanız insanı oldukça etkiliyor.

Alaaddin Külliyesi ve Camii

Selçuklular döneminde Sultan Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmış bu cami, taş ve ahşabın bir arada kullanıldığı, sade ve sadeliğiyle etkileyen bir cami. Caminin hemen karşısında Pervane Medresesi var. Caminin ardından burayı görmenizi öneririm.

Pervane Medresesi

Alaaddin Camii’nin arka kapısından çıkınca, 1262 yılında Selçukluların şehri ikinci defa alışının ardından Selçuklu Veziri Muinüddin Süleyman Pervane tarafından yaptırılmış medreseye geçiyorsunuz. Medresenin içerisinde bugün el işi ürünler satan dükkanlar ve bir kafe ve restoran bulunuyor. Mermer kapısı, avlunun ortasındaki şadırvanı, kemerli revakları ile Selçuklu mimarisinin yine sadeliğiyle etkileyen bir yapısını görmek için buraya uğramaya değer. Yöresel yemeklerin servis edildiği restoranda yemek yemek ve yine yöresel ürün alışverişi yapmak için de uğrayabilirsiniz elbette.

Sinop Kalesi

M.Ö. 7. yüzyılda yapılan 25 metre yüksekliği ve 3 metre genişlikte surları ile Sinop Limanının yakınındaki kaleye şehir manzarasını izlemek için çıkılabilir. Burası için önerim, özellikle çocuklu aileler ve yürüme zorluğu olanlar için merdivenlerin dik ve yorucu olduğunu akılda tutmanız olur. Sinop’ta geçirdiğiniz bir günde arabanızı park edip Sinop Çarşısını, Limanını, müze gezmeyi seviyorsanız Arkeoloji Müzesi ve Etnografya müzesini gezebilirsiniz. İkinci günü ise Sinop’un doğal güzelliklerine, Karadeniz’in yeşiline ve mavisine ayırmanızı öneririm.

Hamsilos Koyu

Türkiye’de Norveç Fiyortları benzeri Ria tipi kıyı oluşumunun görüldüğü tek yer olan Hamsilos Koyu Sinop’a 15 km mesafede yer alan ve yine yeşil ve mavinin iç içe geçtiği harika bir yer Hamsilos Koyu. Burası için önerim mutlaka tekne kiralamanız. Bu sayede hem koyu hem de dalgaların aşındırmasıyla oluşmuş mağaraları görebilirsiniz.

İnceburun Feneri

Yazımın başında bahsettiğim günbatımlarının en güzelini İnceburun’da izledim. Karadenize yukarıdan bakan, 38 metrelik beyaz bir deniz fenerinin olduğu bu alanda manzara muhteşem. Hele günbatımında geldiyseniz, göğün ilahi fırça darbeleriyle renklenen bir palete dönüşmesine şahitlik etmek, ayağınızın altındaki yeşil, kayalara vuran mavilik ve güneşin onları ve sizi saran kırmızı, mor, sarı, pembe, turuncu renkleri, kelimelerin tarife yetmediği bir şenliğe dönüşüyor. Benim gibi Karadeniz müziği seven biriyseniz Kazım Koyuncunun sesi yankılanıyor kulağınızda. Burası için önerim günbatımından en az 1-2 saat önce buraya varmış olmanız olur. Kalabalık içerisinde kendinize güzel bir yer seçebilirsiniz böylece. Ve dilerim siz de Sinop’a sadece gökyüzünün bu saatlerde büründüğü renkleri görmek için bile gelinir hissiyle ayrılırsınız buradan.

Akliman

Hamsilos koyu yolu üzerinde bulunan Akliman’a mevsimi uygunsa denize girmek için, mevsim uygun değilse de mola vermek ve manzarayı izlemek için uğramaya değer. Kum zemini ve çabuk derinleşmemesi nedeniyle deniz, çocukların girmesi için de uygun. Arabayla geldiyseniz arabanızı burada bırakıp Hamsilos koyuna 15-20 dakika süren bir yürüyüşle ulaşmanız mümkün. Özellikle böğürtlen zamanı ise bu iki kilometrelik patikayı böğürtlen toplayarak yürümek tam bir Karadeniz deneyimine dönüşüyor.

Erfelek Şelaleleri ve Tabiat Parkı

Sinop şehir merkezine yaklaşık 50 km mesafedeki Erfelek şelalelerine ikinci günün sabahında gitmenizi ve şelalelere gitmeden önce buranın ünlü bir aile işletmesinde yöresel bir kahvaltı yapmanızı öneririm. Hem lezzetleri hem restoran sahibinin ilgisi ile bu kahvaltı, Sinop deneyiminin bir parçası oluyor çünkü. Toplam 28 şelalenin bulunduğu Erfelek Tabiat Parkını yürüyerek gezip şelalelerin tamamını görmek mümkün. Ancak yürüyüş yolu yer yer zorlaşıyor. Buraya en az 4-5 saat ayırmanızı ve yürüyüşe uygun ayakkabılarla ve suya grime ihtimalinize karşı yedek kıyafetle gelmenizi öneririm. Farklı yerlerde çokça şelale görmüş biri iseniz, buradaki şelaleler hem yükseklik hem de akış şiddeti yönünden çok etkileyici olmayabilir ama bence yeşilinin her tonunun olduğu bir tabiat parkını ve irili ufaklı birçok şelaleyi bir arada görmek için ziyaret etmeye kesinlikle değer.

Mutlaka yapılmalı

* Sinop’a özgü cevizli mantıyı tadın.

* Hamsilos Koyu’nu tekne kiralayarak gezin.

* Erfelek Şelalelerinde ormanın içlerine yürüyüp en az 4-5 şelaleyi görün.

* Kaldığınız yer denize bakıyor olsun, gün doğmadan uyanıp güneşin doğuşuna şahitlik edin.

* Güneşi İnceburun Fenerinde batırın.

* Sinop Kalesi’nin Surlarında yürüyün, şehir manzarasını güney burcundan seyredin. z girişte otoparklar mevcut.

Aklınızda olsun

*Sinop’un iklimi ılıman olduğu için kış mevsimi dahil neredeyse yılın her zamanı ziyaret edilebilir. Ancak denize girmek istiyorsanız yaz aylarını tercih etmeniz mantıklı olur. Benim önerim ise denize grime deneyiminden ziyade doğanın, ormanın renklerinin dönüşümüne en güzel şahit olacağınız eylül ve ekim aylarında ziyaret etmeniz olur.

*Sinop’u gezerken, yanınızda yağmurluk, ayaklarınızda mutlaka rahat yürüyüş ayakkabıları olsun.

*Merkezin tamamını yürüyerek gezmek mümkün ancak Sinop çevresini görmek için mutlaka arabayla gelmenizi ya da araba kiralamanızı öneririm.



#Aktüel
#Gezi
#Toparlanın Gidiyoruz
9 months ago