|

Minaresiz bir Avrupa şehri: Atina

Bu şehirde birçok cami, medrese, han, hamam inşa edilmiştir. Ancak çok azı günümüze ulaşabilmiştir. Atina, günümüzde, Avrupa’nın tek minaresiz başkentidir. Bu haliyle de bize hiç tanıdık değildir. Aldatıcıdır.

04:00 - 12/05/2024 Pazar
Güncelleme: 05:24 - 12/05/2024 Pazar
Yeni Şafak
Atina
Atina
AYHAN DEMİR

Osmanlı’nın “Medinetü’l Hükema (Bilginler Şehri)” olarak isimlendirdiği Atina’da, yemekten müziğe, kültürden sanata; tanıdık birçok şey vardır. Nasıl olmasın? Yaklaşık dört asır, Osmanlı idaresinde, birlikte yaşadık.

Bu şehirde birçok cami, medrese, han, hamam inşa edilmiştir. Ancak çok azı günümüze ulaşabilmiştir. Atina, günümüzde, Avrupa’nın tek minaresiz başkentidir. Bu haliyle de bize hiç tanıdık değildir. Aldatıcıdır.

7 Nisan 1918’de, Paris’e gönderilen bu kartpostaldaki Atina panoramasında tek bir minarenin olmamasının sebebi budur.

Atina sadece bizi değil, herkesi sürekli aldatır. Mesela, Atina’dan bahsedildiğinde ilk akla gelen Akropol’dür. Fakat Atina, adeta gizlemek istercesine, Akropol’ün etrafına gelişi güzel biçimde yayılmıştır. Kendisini, Akropol üzerinden dünyaya satar. Dışarıya karşı Akropol ile övünür, ama Atina’ya ulaştığınızda Akropol’ü kolay kolay göremezsiniz.


Mağazalarıyla ünlü bir semt

Yunanca “Küçük Sütun” anlamına gelen Kolonaki semti, Likavitos tepesinin yamaçlarına yaslanmıştır. Şehrin varlıklı kesime hitap eden bu semt, mağazalarıyla ünlüdür. Tepenin diğer tarafında yer alan Exarcheia ise sosyalist, anarşist ve anti-faşist aydın, sanatçı ve üniversite öğrencilerinin yoğun olarak yaşadığı semttir. Bu sebeple, Yunan polisinin sık sık ablukaya aldığı bir bölgedir.

Bizdeki Taksim Meydanı’nı anımsatan Syntagma Meydanı, Yunan Parlamentosu’na ev sahipliği yapmaktadır. Parlamentonun önündeki “Meçhul Asker” anıtında nöbet tutan ‘Efzun askerleri’ kıyafetleri ve nöbet değişim ritüelleri ile tam bir kartpostal malzemesi oluşturur.

Atina’ya asıl hükmeden, Likavitos tepesidir. Zirvesindeki Aya Yorgi kilisesi ve açık hava tiyatrosuyla, şehrin birçok noktasından görülebilir. Bu durum, “Ortodoks Atina’nın”, “antik Atina’ya” karşı meydan okuyuşu gibidir. Ne var ki Atina, Likavitos’u da aldatır. Atina’yı bilmeyen, Likavitos’u bilmez.

Atina’nın en eski meydanı olan Monastraki, Taksim tüneli önündeki meydanı anımsatır. Şehrin en eski tren istasyonu bu semttedir. Atina’da ayakta kalan Türk-İslam eserlerinin en derli toplusu, bu semtteki, Fethiye Camii’dir. Atina’da ayakta kalan bir diğer Türk-İslam eseri, yine bu semtteki, Aşağı Şadırvan (Voyvoda/Mustafa Ağa) Camii’dir. Her iki cami de minaresiz ve ibadete kapalıdır.

Plaka ise trafiğe kapalı, dar ve uzun sokakları ve neoklasik mimarisiyle, Atina’nın tarihi mahallesidir. Plaka’dan bakınca Akropol rahatlıkla görülebilir. Akropolis’e yakınlığı ve birçok arkeolojik alanı nedeniyle “Tanrılar Mahallesi” olarak da bilinir.

Atina, ilk olimpiyatların düzenlendiği şehir olmakla övünür. Ancak Pangrati’deki o ilk stadyumu gördüğünüzde, buranın orası olduğunu anlayamazsınız. Gösterişsiz Panathenaic Stadyumu’na ulaştığınızda, bu böbürlenmeye hiçbir anlam veremezsiniz.

Atina’nın bir kıyı şehri olduğunu hatırlatan Pire’dir. Ülkenin en büyük limanına ev sahipliği yapması sebebiyle, deniz ticaretinin kalbinin attığı yerdir. Balıkçı lokantalarının yer aldığı, cıvıltılı koylarla bezenmiş olan Pire’de, Akdeniz kargaşası yoğun bir şekilde hissedilir.


#Atina
#Avrupa
#Osmanlı
4 ay önce