Bir iki ay evvel, bir öğleden sonra ofiste bir sürprizle karşılaştım. Bir eski zaman güzeli masama kurulmuş, beni bekliyordu. Kenarları zarifçe bezemelerle süslenmiş, tatlı mavi bir zemin üzerine adı yazılmıştı. “Osmanlıca Metinler Rehberi I”, isimli bu güzelin çok görmüş geçirmiş bir eser olduğunu hemen anlayıverdim. Çok geçmedi, bana kitabı hediye eden hanımefendiden evveliyatını öğrendim, birçok kişinin elinden geçtiğini, bu kişilere sıfırdan Osmanlı Türkçesini okuyup yazdırdığını duyduğumda; takdirim, hayranlığım daha da arttı. Bu yüzden, ilk birkaç gün bir yerine zarar veririm endişesiyle itinayla karıştırdım eski zaman güzelini.
Tatlı sert bir hoca gibi her metnin üst kısmında yer alan “Bu bölümü 10 defa okuyunuz.” ikazları; özenle seçildiği belli olan farklı konulardan metinleri, ilim ve irfan dünyamızın değerli ismi merhum Ali Ulvi Kurucu’dan şiirler, sayfalara serpiştirilmiş usta işi hüsn-i hat levhalarıyla bu eski zaman güzeli hemen gönlümü çalıverdi. Dostluğuyla hem ofiste, hem vapurda bir müddet bana yarenlik etti. Serinin diğer kitaplarını edinebilmek için arama motorunu kullandığımda ise yeni bir sürprizle karşılaştım. Beş kitaptan meydana gelen Osmanlıca Serisinin yazarı Dr. Ali Kemâl Belviranlı, neredeyse kendimi bildim bileli evimizin demirbaşlarından sayılan “İslâm Prensipleri” kitabının da yazarıydı.
BİR KLASİK ESER
Kendimi bildim bileli, babamın kitaplığında bulunan “İslâm Prensipleri”, Konya merkezli Nedve Yayınları tarafından basılmış. Tıpkı “Osmanlıca Metinler Rehberi I” kitabında olduğu gibi “İslâm Prensipleri”nin kapağında da aynı renk tercih edilmiş. Açık mavi renkteki zemin üzerine kırmızı ve siyah renklerle başlığı yazılmış. Arama motorunda kitabı arattığımda, en eski tarihli olarak 1960 tarihli olanını görebildim. Bizim elimizdeki ise 1979 tarihli. İçeride, -ilk sayfasında yeniden gözden geçirilmiş, ilaveli baskı- diye bir ibare bulunuyor. Ancak kaçıncı baskısının yapıldığı belirtilmemiş. Ali Kemâl Belviranlı’nın kardeşi yayıncı Ömer Ziya Belviranlı bir röportajında “İslâm Prensipleri”ni her baskıda 20.000 adet olarak bastıklarını ve bütün kitapların da bir sene içinde tükendiğini anlatırken; Türkiye’de neredeyse beş- altı kuşağın ilk dini bilgilerini bu kitaptan öğrendiğinin de altını çiziyor. Bu gerçekten de çok dikkate değer bir husus. Hatta bir dönem, kız kuran kurslarında kitabın ezberletildiği bilgisini de ekliyor. Böylesine sevilip benimsenmek pek az kitaba nasip olur.
“İslâm Prensipleri”nin basit ve birkaç kere tekrarlanan sorulu cevaplı bölümlerini evde kız kardeşimle oyunlaştırdığımızı hayal meyal hatırlıyorum. Hatta kız kardeşim kitabı benden daha çok sevmiş olmalı ki, yedi yaşının verdiği cesaretle ismini de yazmış kitaba.
Babamın kitaplığındaki 1979 tarihli kitabın önsöz bölümüne 1962 baskısındaki şu kısım da alınmış.
Şimdiye kadar matbuat âleminde, kendime göre, birçok yazılarım ve eserlerim intişar etdi. Bunlardan hiçbirinde, şu takdim etdiğim eser kadar, okuyucularıma faydalı olduğumu sanmıyorum. Niyazım: Allah’a!...
Salat ü selamım: Yüce Peygamberim’e ve O’nun yakınlarınadır”…
AYNI ZAMANDA BİR HEKİM
14 Eylül 2003 günü Konya’da vefat eden Dr. Ali Kemâl Belviranlı, sadece hekimlikle yetinmemiş; 1949’da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra uzmanlık alanlarına musiki, edebiyat, hat, kıraat ve edebiyatı da eklemiş önemli bir kültür adamımız.
Dr. Ali Kemâl Belviranlı, “İslâm Prensipleri” ile İslâmiyet’in genel esaslarını, hattat Hamid Aytaç ile birlikte hazırladığı “Kur’an Rehberi” ile Kur’an-ı Kerim’i, beş kitaptan oluşan “Osmanlıca Serisi” ile de Osmanlıca Türkçesini öğretmeyi hedeflemiş. Hem de nasıl bir dönemde? Baskı rejiminin hüküm sürdüğü yılların Türkiye’sinde gerçekleştirmiş bütün bunları ve daha pek çok şeyi…
“İslâm Prensipleri” günümüz kitaplarına pek benzemeyen bir kitap. Öncelikle, sayfa düzeni, tasarımı farklı. Sorulu cevaplı bir tarzda hazırlanmış olduğu için yormadan, bıktırmadan sürekli bilgileri ve soruları tekrar ettiği içinde neredeyse bir öğretmen gibi size İslâm dininin esaslarını bir güzelce öğretiveriyor.
Bereket dediğimiz şeyi günümüz dünyasında anlamamız pek mümkün değil. Sayıların ve istatistik eğrilerinin tam tersine bir işleyişi var çünkü bereketin. Kısıtlı imkânlarla, zorluklar ve sıkıntılar arasında ortaya çıkmış minik, mütevazı işler bir bakmışsınız ki dağ gibi büyümüş. Tıpkı merhum Ali Kemâl Belviranlı’nın yılmadan, pes etmeden ilmek ilmek ördüğü eserleri gibi.
