|

Kamunun yeniden yapılandırılması ve sendikalar

Yeni dönem sadece devlet açısından yapılandırma dönemi olmayacaktır. Aynı zamanda kamuda örgütlü sendikalar açısından da bir değişim dönemi olacaktır. Bu değişimin muhtemel risklerini önceden görerek buna uygun tedbirler alınırsa sendikalar açısından bu durum gelişmenin ve kurumsal bir sendikal yapıya dönüşmenin fırsatı olabilir.

Yeni Şafak ve
04:00 - 22/07/2018 Pazar
Güncelleme: 04:40 - 22/07/2018 Pazar
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Tarkan Zengin

Türkiye 24 Haziran seçimleriyle ilk Başkan’ını seçti. 9 Temmuz tarihinde Başkan Erdoğan’ın TBMM’de yemin etmesiyle birlikte 98 yıllık parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildi. Aynı gün yayımlanan 1 No.’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile birçok yeni düzenleme yapıldı. Bu düzenlemelerin bazıları sendikaları ve çalışanları ilgilendirmektedir. Yazının sınırını aşacağı için işçi sendikalarıyla ilgili olanları başka bir yazıya bırakarak memur sendikalarını ilgilendiren değişikler ve sendikalara muhtemel etkileri üzerinde duracağım.

4688 SAYILI KANUN’DA YAPILAN DEĞİŞİKLER

703 sayılı KHK’nın 197. maddesi ile kamu görevlileri sendikalarını ilgilendiren 4688 sayılı Kanun’un 7 maddesinde değişiklik yapılmış ve bir geçici madde ilave edilmiştir. Buna göre 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 2, 15, 19, 21, 24, 29, 34. maddeleri değiştirilmiş ve “Geçici Madde 15” eklenmiştir. Değişikliklerin bazıları sadece kanunun lafzına ilişkin iken bazıları ise esasa ilişkindir. Esasa ilişkin değişiklikler şunlardır:

1. 4688/21.maddesinde “Kamu Personeli Danışma Kuruluna” bundan sonra kamu kurum ve kuruluşlarından kimlerin katılacağının Cumhurbaşkanı’nca belirleneceği hükme bağlanmıştır.

2. 4688/29.maddede “Toplu sözleşmenin tarafları ve imza yetkisinde” değişiklik yapılmıştır. Yeni düzenlemede “Kamu İşveren Heyeti, Cumhurbaşkanı’nın görevlendireceği Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakanın başkanlığında, Cumhurbaşkanı’nca belirlenen bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinden oluşur” denmektedir.

3. 4688/34.maddede Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda değişiklik yapılmıştır. Buna göre daha önce bakanlıklar ve devlet personel başkanlığından görevlendirilen toplam dört üye “Cumhurbaşkanı’nca belirlenen bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından dört üye” şeklinde değiştirilmiştir. Daha önce Bakanlar Kurulu’nca seçilecek bir üye de aynı şekilde “Cumhurbaşkanı’nca” seçilecektir.

4. Önemli değişikliklerden biri de Geçici Madde 15’tir. Burada özellikle bakanlıkların birleşmesi nedeniyle bazı hizmet kollarında birleşme olacağı için buna ilişkin düzenlemeler yapılması zorunluydu. Yapılan düzenleme ile hizmet kolları değişse de personelin değiştirme talebi hariç olmak üzere 15 Mayıs 2019 tarihine kadar aynı hizmet kolunda sayılacaklar. Sendika yönetimlerinde görev yapanların etkilenmemesi için önemli bir düzenlemeydi. Bu düzenleme ile seçim sürecine girmiş sendikaların delege yapısının etkilenmemesi de sağlanmış oldu. Ayrıca toplu sözleşmeyle hizmet kolundaki kazanımlar, hizmet kolları değişmiş olsa da 4. Dönem toplu sözleşmenin yürürlük süresince geçerli olacaktır.

YENİ SİSTEMİN MUHTEMEL ETKİLERİ

Yeni dönem sadece devlet açısından yapılandırma dönemi olmayacaktır. Aynı zamanda kamuda örgütlü sendikalar açısından da bir değişim dönemi olacaktır. Bu değişimin muhtemel risklerini önceden görerek buna uygun tedbirler alınırsa sendikalar açısından bu durum gelişmenin ve kurumsal bir sendikal yapıya dönüşmenin fırsatı olabilir. Ancak bu değişimin etkilerinin farkında olmadan hiçbir şey olmamış gibi davranıldığında sendikalar açısından ortaya çıkması muhtemel bazı riskler de söz konusudur. Yeni dönemin ruhuna uygun değişim hem işçi hem de memur sendikalarını ilgilendirmektedir. İşçi sendikalarının kuruluşu daha eskiye dayandığı için belli sorun alanlarını ve aşamaları geçmiştir. Sendikal hareket açısından genç sayılabilecek memur sendikal hareketi için bu yeni dönem kurumsallaşma ve sendikal mücadele açısından bir fırsat olabilir. Çünkü memur sendikaları kurulurken “sendikal aidiyeti” belirleyen faktörlerle bugünkü faktörler aynı değildir. Üyeler açısından sendikalar ilk kurulduğunda “sendika tercihini belirleyen faktörlerle” bugünkü faktörler değişmiştir. Bu ve benzeri birçok faktör açısından memur sendikal hareketinin artık yeni bir aşamaya geçtiğini söyleyebiliriz. Yeni dönemin sendikalara etkisini bazı başlıklarda tartışmak gerektiğini düşünüyorum.

1. Sendikal Yapılara Etkileri: Sendikalarımız açısından üyelerle daha yakın ilişki kurulması gereken yeni bir döneme giriyoruz. Artık daha fazla “üye odaklı sendikacılık” yapmak zorunluluğu var.

2. Sendika Yönetimlerine Etkileri: Yeni dönemde sendika yönetimleriyle temsilcilerinin daha fazla ilişki içinde olması gerekir. Üyenin beklenti ve talepleri çeşitlenecektir. Yönetimler arasındaki uyum ve dayanışma bu nedenle önemli hale gelecektir. Tevazu sadece siyasetçiler için değil aynı zamanda sendikacılar için de zorunlu bir vasıftır. Sendikacılar için mali kaynaklar, binalar, araçlar, imkanlar ve güç kullanma en önemli imtihandır. Bunların sendikal mücadele için bir amaç değil araç olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

3. Üye-Sendika İlişkilerine Etkileri: Üyelerin sendikal tercihlerinde ekonomik ve sosyal haklar daha çok belirleyici olacaktır. Türkiye vesayet sistemiyle mücadele ederken sendikaların bazıları bu dönemde vesayet odaklarıyla da mücadele etti. Bu yeni dönemde ülkede normalleşme yaşanacağı için sendikal açıdan da normalleşme yaşanacaktır. Üyelerin sendikalardan temel beklentisi çalışma hayatı sorunlarına daha fazla zaman ayrılmasıdır. Sendikalar özellikle son 10 yıldır ekmek kadar önemli olan demokrasi mücadelesine epey mesai harcadılar. Ülkenin demokratikleşmesine önemli katkılar sağladılar. Ülkemizde vesayet geriletildiği için artık tüm mesai, çalışma hayatının sorunları için kullanılacaktır.

4. İşveren-Sendika İlişkilerine Etkileri: Sendikayı bürokrasinin patronu olarak düşünmek ne kadar yanlış ise sendikaları ve sendikacıları astlar olarak gören işveren anlayışı da o kadar yanlıştır. Üyenin hakları söz konusu olduğunda her türlü mücadelenin verilmesi gerekir. Sosyal diyalog sendikacılığının daha yaygın yaşanacağı bir döneme giriyoruz. Sendikacılığı işverenle çatışma aracı olarak görenlerin dönemi kapanmıştır. Bunun yerine uzlaşmayı ve diyaloğu esas alan bir sendikal anlayış hakim olacaktır.

5. Sendika Politikalarına Etkileri: Sendikaların tüm çalışanlara hitap eden bir dili olmalıdır. Yeni dönemde “merkeze hitap eden bir sendikal söylem” etkili olacaktır. Makamdan/Masadan/Telefondan sendikacılık yapmak değil sahadan sendikacılık yapmak sendikal politikaların odağı olacaktır. Sendikal politikalarının odağına işverenlere düşmanlığı koyanların dönemi bitecektir. Yeni sözler söylemenin sendikacılık açısından daha etkili olacağı bir döneme giriyoruz.

6. Toplu Sözleşmelere Etkileri: Üye beklentilerinin artacağı ve sorunlarının toplu sözleşme masasında çözülmesi gerektiği anlayışı yaygınlaşacaktır. Bu nedenle yeni dönemde toplu sözleşmeler daha fazla gündemimizde olmalıdır. Sendikalar toplu sözleşmeleri, işyerlerinin, işverenlerin ve üyenin gündemine girecek çalışmaları artırmalıdır.

7. Sendikal Harekete Etkileri: Hem kamudaki yeniden yapılandırma çerçevesinde hem de sendikaların durumu bakımından yeni bir döneme giriyoruz. Sendikalar bundan sonra geldiği aşamayı önce korumak sonra da kurumsallaştırmak aşamasına geçmiştir. Kurumsallaşmadan kastettiğim sendika-siyaset ilişkisinde normal bir zemine kavuşmadır. Sendikaların varlıklarını ve güçlerini her türlü etkiden bağımsız bir biçimde inşa etmeleri önemlidir.

Yeni sistemin parametreleri değil paradigmaları değiştiren bir özelliği olduğunu bilmek gerekir. Yapılacak uyum çalışmalarını da sadece yasalardaki kelimeleri değiştiren düzenlemeler olarak görmemek gerekir. Artık her kurum yeni sistemin felsefesine ve ruhuna uygun yeni bir döneme girdiğimizin farkında olmalıdır.

#Kamu
#Sendika
6 yıl önce