Kara Kıta Afrika, barın-dırdığı zengin-likler nedeniyle Batı’nın ‘sömürge iştahını’ diri tutuyor.
Artan nüfusu, barındırdığı ham madde kaynakları ve stratejik konum da eklendiğinde Afrika’yı uluslararası güçlerin rekabet alanı haline getiriyor. O adreslerden biri de kendi küçük ancak stratejik ağırlığı büyük Cibuti. İçine kapandığı Anadolu’dan 2002’de Afrika açılımı ile çıkan Türkiye de tarihi bağları olan bölge ile yakından ilgili. “Türk beklenendir” sözünün doğruluğunu Türkiye, Cibuti’de bir kez daha gözler önüne seriyor.
TÜRKİYE FARKI HİSSEDİLİYOR
Cibuti’nin DSİ tarafından yapılan ilk barajının açılış kurdelesini kesen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun Batı ile Türkiye arasındaki farkı ortaya koyan ve bakış açısını özetleyen şu cümlesi önemliydi: “Biz kimseyi sömürmedik. Kimse de bizi sömüremedi.”
Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ne hakim noktada olan ve Afrika’nın içlerine açılan pencere konumundaki ülkede Türkiye’nin son dönemde artan etkinliği halk üzerinde hissediliyor. Cibutililer dizilerden tanıdıkları, tarihten okudukları Türkleri, artık iş insanı olarak da ağırlıyor. Ülkede altyapı projelerinde çalışan hatırı sayılır bir Türk iş insanı dikkat çekiyor.
TEK FABRİKA KOLA FABRİKASI
İşsizliğin yoğun olduğu ülkede tek işletme kola fabrikası. Türkiye ile Cibuti arasında şu an itibariyle yaklaşık 500 milyon dolarlık bir ticaret hacmi bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında da yatırım için önemli fırsatlar sunuyor.
Düğünlerde Türkçe şarkı
Ülkede düğünlerde çalınan ‘’İstanbul Geceleri’ isimli bir şarkı ile eğlenceler düzenleniyor. Türkiye hayranlığı başkent Cibuti’nin en işlek meydanına İstanbul adını verecek kadar yüksek.
Taksileri yeşil ülke
Müslüman nüfusun ağırlıkta olduğu ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk Diyanet Vakfı 2. Abdülhamit Camii ile mührünü vurmuş. Cemaat Türkiye’den farklı olarak cami girişinde değil avlusunda ayakkabısını çıkarıyor. Dünyada sarı araçlarda artık taksi rengi olmasına karşın Cibuti’de taksilerin rengi yeşil.
