Sanık Hüseyin A, kısa süre önce yakalandığını ve iddianameyi inceleme fırsatı bulamadığını beyan ederek, ilerleyen aşamalarda savunma yapmak istediğini belirtti.
Sevde B, "Bir örgüt üyesi olsam kesinlikle devletin bana tahsis ettiği bilgisayara bu programı yüklemem. Kurumda bilişim sistemlerinde çalışan personeller, gerektiğinde bizim bilgisayarlarımıza erişebiliyorlardı. Kimseyi suçlamak istemem ama ByLock'u bu personellerin yüklemiş olabileceğini düşünüyorum." sözleriyle kendisini savundu.
Telefonu üzerinden ByLock'u kullandığı iddiasını da kabul etmeyen Sevde B, FETÖ üyesi olmadığını dile getirerek tahliye talebinde bulundu.
Savunmanın ardından mahkeme başkanı, sanık hakkındaki ByLock verilerini okudu. Telefonuna 12 Ağustos 2014'te ByLock'un yüklendiği tespiti olduğunu ve şifre olarak doğum tarihinin belirlendiğini aktaran mahkeme başkanı, çok sayıda iletişim kaydının bulunduğunu ve yazışmalarda kızlık soyadının da geçtiğini belirtti. Bunun üzerine sanık Sevde B, "Ben kullanmadım, olabilir." savunmasını yaptı.
Cumhuriyet savcısının mütalaasının ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Buna göre, küçük çocuğu bulunması ve hakkındaki delillerin toplanmış olması sebebiyle sanık Sevde B'nin tahliyesine, sanık Hüseyin A'nın tutukluluk halinin ise devamına hükmedildi.
Mahkeme heyeti, davadaki firari sanık sayısının fazla olmasından dolayı yargılamanın uzatılmaması gerekçesiyle, dava dosyasının her bir sanık hakkında ayrılmasına karar verdi.