|

Girişimcilik inadı lider yaptı

Merhum iş insanı Fahrettin Ulusoy’un bir fabrika kurma hayalinin peşinden gitmesiyle kurulan Ulusoy Un’un hikayesi, aslında Anadolu sermayesinin bugünlere nasıl geldiğini özetliyor. 1960’lı yılların Türkiye’sindeki imkansızlıklarla başlayan hikaye Anadolu girişimcisinin üretimi, istihdamı ve sonrasında ihracatı kendi çabasıyla öğrenmesini içeriyor. Bugün Türkiye ekonomisine yön veren birçok şehirde sanayi kuruluşunda benzer hikayeleri bulabilirsiniz. İstanbul’a göre rekabete geç başlayan Anadolu sermayesinin en önemli motivasyon kaynağı halka arzlar oldu. Borsaya açılmanın aile işletmelerinde kurumsallığı pekiştirdiğini ve sonraki kuşağa tecrübe aktarımında kolaylık sağladığını belirten Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, Anadolu sermayesinin büyüyebilmesi, yatırımlarını öngörmesi ve üretimini artırması adına halka arzın çok önemli bir kaynak olduğunu söyledi.

Orhan Orhun Ünal
04:00 - 7/05/2024 Salı
Güncelleme: 00:35 - 7/05/2024 Salı
Yeni Şafak
Merhum iş insanı Fahrettin Ulusoy, temelini attığı fabrikanın inşaatında.
Merhum iş insanı Fahrettin Ulusoy, temelini attığı fabrikanın inşaatında.

Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, birçok sektörde İstanbul’a göre rekabete geriden başlayan Anadolu sermayesinin bireysel çabalarla bugüne geldiğini söyledi. Şirket hikayelerinin aslında Anadolu ekonomisinin gelişimiyle benzerlikler gösterdiğini belirten Günhan Ulusoy ile Samsun’da bir araya geldik. Ulusoy, Kasım 2022’de hayatını kaybeden babası Fahrettin Ulusoy gibi girişimcilerin azmi sayesinde ülkemizdeki firmaların gelişip, üretim ve ihracatta önemli yerlere geldiğini kaydetti. Gençlik yıllarından beri bir un fabrikası kurmak isteyen ve arkadaşlarının ‘Bu işlere girme, çok zordur, seni kanser eder’ demelerine aldırmadan hayallerinin peşinden giden merhum Fahrettin Ulusoy’un hikayesi, aslında Anadolu sermayesinin azminin bir özeti.

Eren Günhan Ulusoy, Samsun'daki genel merkezde sorularımızı yanıtladı.

ANADOLU ŞİRKETLERİNİN GELİŞİM ÖYKÜSÜNE BENZİYOR

Babasının girişimcilik öyküsünün kendilerini cesaretlendirdiğini belirten Ulusoy, şirketlerinin kuruluşunu şöyle özetledi: “Hikayemiz aslında babamın dedesinin bir iş yeri yangını sonrasında Trabzon Araklı’dan Samsun’a göçmesiyle başlıyor. 1960’larda mısır, buğday arpa, un veya kepek ticareti yapan zahirecilik işiyle başlıyorlar. Ortaokulda bütünlemeye kalınca babamı dedem ikna ederek iş hayatına girmesini sağlıyor. Sonrasında esnaflık anlayışları örtüşmüyor. 17 yaşında dedem babamı kovunca hayatı adeta değişiyor ve İstanbul’a gidiyor. Kaldığı 2,5 sene boyunca tekstil fabrikasında işçilik, garsonluk ve işportacılık yapıyor. 1968 yılında gurbette biriktirdiği parayla Samsun’da kendi dükkanını açıyor. Yine aynı işe yöneliyor. 1969’un Şubat ayında kendi ayaklarını üzerinde durmaya başlayınca ortağıyla birlikte kendi iş yerini açıyor. Bu yüzden 2024'ü şirketimizin 55’inci yılı olarak kabul ediyoruz.”

Fahrettin Ulusoy'un hikayesi Samsun'da küçük bir dükkanda başladı.

EN BÜYÜK HAYALİ BİR FABRİKA KURMAKTI

Günhan Ulusoy’un anlattıklarına göre, Fahrettin Ulusoy yanında bir çalışanıyla iş hayatına tam atılıp kendi ayakları üzerinde durmaya başlar. 1973 yılında evlendikten sonra ve işlerinin yolunda gitmesiyle de birlikte ev alabilme hayali kursa da yine kazandığını işini büyütmek için harcar. Çünkü o dönem Anadolu’da iş kurmak çok zor. 1980’li yıllarda gıda dağıtımıyla ilgilenmeye başlar. Günhan Ulusoy, babasının her zaman bir un fabrikası kurma hayali olduğunu belirterek hatırladıklarını şu sözlerle anlatıyor: “1988'de Havza'daki bir un fabrikasına ortak oldu. 1989 sonunda da Samsun’daki fabrikayı ortaklarıyla birlikte kurmaya karar veriyor. 1991’de üretime başlıyor. 10 yaşındayken fabrikanın açılışını bana yaptırdı.” Aslında bu hikayenin farklı ve kıymetli detayı da var. Fahrettin Ulusoy, fabrikayı kurma sürecinde o kadar çok çabalar ki yakın bir arkadaşı yaşadığı sıkıntıları görerek, “Fahrettin sen bu işten vazgeç, kararlı olduğunu görüyorum ama buralarda fabrika kurup idare etmek çok zor. Bu iş kanser eder” uyarısında bulunur.

1990’LARDA İHRACATI KENDİ BAŞINA ÖĞRENDİ

Birçok denemenin ardından bir fabrika kurmanın ne kadar zor ve sancılı olduğu anlaşılır. O dönemde teşvikler yok denecek kadar az olduğu için süreç sıkıntılı yürür ve Fahrettin Ulusoy 1990’ın Kasım ayında Akciğer kanserine yakalanır. Babasının ABD’de ameliyat olarak hastalığı atlattığını ve bir süre dinlenmeye çekildiğini söyleyen Ulusoy, “1995'te un ihracatının başlamasıyla babam geri döndü. Yakın ülkelere ihracat bağlantıları yaptılar, Yine buralara kendi koşturdu. 90’larda babamın gayretleriyle ihracat yapmayı öğrendik” dedi. 2022’deki vefatına kadar Fahrettin Ulusoy’dan hemen her gün yeni şeyler öğrendiklerini belirten Ulusoy, şirketin birçok alanda lider olmasını yine babalarının iş ahlakı ve dürüstlük mirasına borçlu olduklarını vurguluyor.

ANADOLU SERMAYESİNİN EN ÖNEMLİ SORUNU BÖLÜNME

Günhan Ulusoy’a göre, Türkiye’deki sermaye birikimi tarihsel olarak Avrupa ve ABD’ye kıyasla çok daha kıymetli. Ulusoy, yatırım ve üretim için finansmana erişmenin ve bir arada tutmanın önemli olduğunu belirterek, “Konuşmamdaki ‘Bir arada’ kelimesini özellikle kullanıyorum. Bence Anadolu şirketlerinin en önemli sorunlarından biri sermayeyi bir arada tutamadan bölünmesi. Kuşak geçişlerinde sorunlar yaşanıyor. Halka arzdan gelen kurumsallık bölünmeyi kırıyor diyebilirim” bilgisini verdi.

2011’DEKİ HALKA ARZ SEFERBERLİĞİ İŞE YARADI

Ulusoy, hakla arz süreçlerinin öyküsünü de şöyle anlattı: “2011’de o zamanki ismiyle İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Anadolu seferberliği başlattı. Borsa, o zamanlar bizim için büyükler kulübü gibiydi. Şirket olarak 2012’de danışmanlık hizmeti almaya başladık. İki yıllık süreçte hayal gerçek oldu. 2014’te Ulusoy Un’u halka arz ederek Samsun’da ve un sektöründe bir ilki başardık. Sektörümüzdeki ikincisi ancak 9 yıl sonra olabildi. 2014’te 8; 2023’te 2 firma bir yıl içinde halka arz olabildi. Bu çok kuvvetli bir rüzgar diyebilirim.”



#Ulusoy Un
#Fahrettin Ulusoy
#Ekonomi
12 gün önce