Meclis'teki kavgalı oturumun sabahında USAK'ın düzenlediği toplantıda bir araya geldik Başbakan Erdoğan'la. Sunumu ve soru-cevap bölümüyle 2 saate yakın bir süreyle Başbakan'ı dinledik. Salonda yabancı ülke büyükelçileri, düşünce kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve gazeteciler vardı.
Ülkemizde ilk kez bir başbakan düşünce kuruluşunda böyle kapsamlı bir toplantıya katılmış. İlk bölümde, “Değişen Dengeler ve Türkiye'nin Artan Önemi” konulu bir sunum yaptı. AB ile ilişkilerden Ermenistan açılımına, eksen kayması iddialarından İran konusuna kadar kapsamlı bir ufuk turuydu.
Başbakan'ı dinlerken bir yandan da bir gece önce Meclis'te yaşananların izlerini aradım. Başbakan oraya takılmamış görünüyordu ama aklımız oradaydı. Bu nedenle, “Türkiye'de darbeler dönemi kapanmıştır” diyen Başbakan'a sözü Meclis'te bir gece önce yaşananlara getirip, her gün pıtrak gibi ortaya saçılan darbe planlarını, cuntaları, çeteleri sorduk.
Emine Hanım'ın hasta yatağındaki Nejat Uygur'u GATA'da ziyaretine izin verilmemesinin Başbakan'ın yüreğinde açtığı derin yaraya bir kez daha tanıklık ettik.
Üç yıldır bu konuyu gündeme getirmediklerini söylerken, o zaman Genelkurmay Başkanı olan Büyükanıt Paşa'yı arayıp gerekenleri söylediğini biliyoruz.
“Söyleyecek çok daha şeyler var ama ben ülkemde gerilim istemiyorum” cümlesinden sonra söyledi Başbakan asıl söyleyeceklerini:
“Bu konuda yaşadığım başka şeyler de var. Bunları belki biraz daha zaman kazanacak, ondan sonra belki siyasetten çekildikten sonra kaleme alarak belki gündeme getireceğim. Ama ülkem bunları kaldıramaz.”
Bir başbakana “Ülkem bunu kaldıramaz” dedirtecek kadar neler yaşandı bu ülkede? Ankara kulislerinde konuşulan 2'si yakın mesafeden olmak üzere atlattığı birkaç suikast girişimi mi, yoksa ailesine, bindiği helikoptere, uçağa yönelik bir takım tertipler mi? Neler?
Bu ülkede yaşarken suikast girişimlerine maruz kalan tek başbakan değil Erdoğan. Kartal Demirağ suikastini çözmüştü Turgut Özal. Medya patronu Erol Simavi'nin bir gecede Türkiye'yi terk etmesi bu saldırıya bağlandı. Ancak ölümüne ilişkin kuşkular giderilemedi. Ecevit ise 'karşıma bir duvar çıktı' demek zorunda kalmıştı ahir ömründe. Özel kuvvetlerde görevli subayların liderliğini yaptığı Atabeyler Çetesi'nde Erdoğan'ın evinin krokileri çıkmıştı. Eğer Ergenekon operasyonları yapılmasaydı, Erdoğan'la ilgili suikast girişimlerinin ansiklopedi büyüklüğüne erişeceğinden kuşku duymayacaktık.