Dolapdere'de bir dolap mı dönüyor?

Yeni Şafak
00:0015/12/2009, Salı
G: 15/12/2009, Salı
Yeni Şafak
Dolapdere'de bir dolap mı dönüyor?
Dolapdere'de bir dolap mı dönüyor?

Dolapdere'de Roman'larla DTP'li grup arasındaki çatışmanın perde arkasını aralayan Sabah Gazetesi Yazarı Savaş Ay, "Meğer olayın evveliyatı derinmiş! " diyor.


İŞTE SAVAŞ AY'IN O YAZISI:


Dolapdere'de bir dolap mı dönüyor?

Dolapdere'de Roman'larla DTP'li grup arasındaki çatışmanın perde arkasını araladık. Meğer olayın evveliyatı derinmiş!

Mahalleye girdiğimde oldukça yüksek bir tansiyon g ö z l e d i m . Genç meslektaşlarımızın çalışmaları engelleniyor, gazetecilere oldukça ağır sözler edilip, görüntü almalarının önüne geçiliyordu. Daha önce pek çok çalışma yaptığım için semtin ileri gelenlerinden bazılarını yakından tanıyordum. Beni görünce biraz duraklar gibi oldular ama, "birbirlerini gaza getirerek" yeniden yükselttiler gerilimi. Dertlerini küfür sözcüklerini de araya katarak şöyle anlatıyorlardı: "Bizim Kürtlerle filan bir işimiz yok. Bak şu yakılmak istenen kahvenin yanındaki bakkal Kürt bir kardeşimizin. Gayet dostça, ahbapça yaşıyoruz. Bizim derdimiz PKK'lılarla. Gelip evimizi, işyerimizi yakıp yıkmanın, çoluk çocuk gezen sokaklarda molotof atmanın insanlıkla alakası var mı? Elimize ne geçtiyse alıp kendimizi savunduk. Resimlerimiz gazetelerde boy boy. Bizi hedef gösterdiniz. Onların yüzleri atkılarla kapalı, gidin onların kim olduğunu bulun. Bizi çekmeyin."


SEMTİN AĞIR ROMANLARI

Oradan ayrılıp iki üst sokaktaki bir başka kahveye gidiyorum. Romanların kanaat önderi sayılacak birkaç "abi"yle konuşuyoruz. İlginç şeyler anlatıyorlar: "Bu mesele sadece Dolapdere meselesi değil. Esas Hacıhüsrev ve Hacıahmet mahallelerinden gelen eski bir hesaplaşma var. Sen biliyorsun Savaş Bey, eskiden oralarda sadece bizim ahali otururdu. 1993 yıllarında Güneydoğu'dan köyleri filan yananlar geldi. Bunlar Hacıahmet ve aşağı Tarlabaşı, Dolapdere kısımlarına yerleştiler. Bizim buralarda bulunuşumuz 300 seneden fazla. Kendimize göre bir yaşantımız, kültürümüz var. Gece gündüz demeden sokaklarda oturur, icabında saz söz muhabbeti yaparız. Bu kardeşler içlerine kapanık. 'Gürültü ediyorsunuz' diye diye ufaktan başladı çelişki. O, Kurtuluş Deresi dediğimiz bir vadi vardır ya, zamanla orası oldu bir sınır. Aradaki top sahasında çocukların, gençlerin tartışmaları bazen ailelerin kavgasına yol açtı, karakollarda sabahlandı. Bir defasında asker uğurlayanlar Türk bayraklarıyla oradan konvoy geçirirken büyük dalaşma çıktı. Kadınlar, kızanlar hep birlikte meydan savaşı yapıldı. Çevik kuvvetler, çelik kaplı arabalar geldi de zor müdahale etti."