İsrail'deki orman yangını, Türkiye ile bu ülke arasında yaşanan sorunların aşılmasını gündeme getirdi. Başbakan Erdoğan'ın deyişiyle 'insani ve İslami yardımın' ardından Haziran'dan bu yana yaşanan krizin aşılmasıyla ilgili adımların atılması gündemde. Türkiye, yaptığı yardımı ilişkileri düzeltmek için yapmadığını, insani olarak gerçekleştirdiğini dile getirirken, yaşanan olumlu hava için uluslararası dünyanın devreye girmesini bekliyor.
Gazze'ye yapılan yardımı önlemek için Mavi Marmara gemisine baskın gerçekleştirerek 9 kişiyi öldüren İsrail'e yangın söndürme konusunda yardım eden Türkiye, dünyaya da önemli bir mesaj verdi. Yardım yapmak için dil, kültür, din, medeniyet ayrımı yapmadığını gösteren Türkiye, böylece Gazze'ye yapılan yardımın önemini dünyaya duyurmuş oldu. Verdiği mesajın uluslararası dünyada yankı bulması için çaba sarfeden Türkiye, BM, AB ve ABD nezdinde de konuyu tekrar hatırlatmayı amaçlıyor. Yapılan girişimlerle Türkiye, İsrail'den beklentilerini de sıcak tutmaya çalışıyor. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Başbakan Erdoğan'ın dile getirdiği gibi İsrail'den Mavi Marmara konusunda 'özür ve tazminatla' ilgili geri adım atılmayacak.
Türkiye'nin konuyu uluslararası boyuta taşıyarak, 'özür lobisi oluşturma' çabası ilk meyvesini verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Clinton'ın Bahreyn'de düzenlenen Manama Diyaloğu Toplantısı'ndan sonra yaptıkları kısa görüşmede konu gündeme gelirken, Clinton'ın Türkiye'nin girişiminden duyduğu mennuniyeti ilettiği ve teşekkür ettiği öğrenildi. Türkiye, bunun yanı sıra konuyu yine BM boyutuna taşıyarak hafızaları canlandıracak ve Mavi Marmara ile ilgili olarak uygulanan devlet terörünün cezalandırılmasını sağlamaya çalışacak.
İki ülke arasındaki ilişkilerin 'uçak gönderme ve teşekkür' faslından sonra saldırıdan önceki duruma gelmesinin mümkün olmayacağı, İsrail'in somut adımlar atması gerektiği dünya kamuoyuna da vurgulanacak. Ortadoğu'daki ülkelerin tamamen kendisine karşı olmasına rağmen, tarihten beri Yahudilere karşı ters davranmayan; hatta başka ülkelerde yapılan saldırılardan sonra kapılarını açan Türkiye'nin öneminin farkında olan İsrail'in yeni adımlar atması önümüzdeki günlerin gündem maddesi olacak.
İsrail'deki yangını söndürmek için devreye giren NATO'nun faaliyetlerini organize etme görevini üstlenen Türkiye'ye yönelik 'jest yapma ve girişimde bulunma' düşüncesi Başbakan Netanyahu'nun kafasında oluşmuş durumda. Ancak koalisyonu oluşturan Dışişleri Bakanı Lieberman ve muhaliflerin tepkisini çekmek istemeyen Netanyahu, Erdoğan'ı telefonla ararken 'şahsen arıyorum' deme ihtiyacını da hissetmiş, medyaya ver diği demeçte Türkiye ile ilişkilerin düzeltilmesi için bir kapı aralanabileceğini dile getirmişti. İsrail ile yaşanan ve 'yangın derecesine' varan gerginlikten sonra Türkiye'nin şart koştuğu 'uluslararası mahkeme kurulsun ve gemi iade edilsin' koşulları gerçekleşmiş; ancak 'özür dileme ve tazminat'ta ise bir gelişme sağlanamamıştı. Türkiye, şimdi beklentilerin gerçekleştirilmesini beklerken 'top İsrail'in kucağına atılmış' durumda.