Erzurum'da Cumhuriyet Caddesi'nde bulunan ve "Cimcime Sultan" olarak bilinen türbenin adının, çevre düzenlemesi sırasında ortaya çıkan kitabede farklı olduğu belirlendi.Atatürk Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Yurttaş, yaptığı açıklamada, 1304 yılında yaptırılan türbenin isminin "Cimcime Sultan" olarak bilindiğini belirterek, geçen günlerde Erzurum Büyükşehir Belediyesince yapılançevre düzenlemesi çalışmaları sırasında türbeye ait kitabenin ortaya çıktığınısöyledi.
Doç. Dr. Yurttaş, İlahiyat Fakültesi'nde görevli öğretim üyeleri Yrd.Doç. Dr. Abdulkadir Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Yusuf Bilen'le kitabeyi incelediklerini, iki satırlık kitabede "Cimcime" isminin yer almadığını bildirdi.700 yıllık türbenin Hencal veya Henkal isimli bir kadına ait olduğunu tespit ettiklerini kaydeden Yurttaş, şöyle konuştu:"Erzurum'un önemli tarihi eserlerinden olan türbe 1304 yılında yapılmış.Türbe, ilimizdeki İlhanlı döneminin önemli eserleri arasında yer alıyor. Yıllarcatürbenin adı 'Cimcime' olarak bilinmiş. Ancak türbenin arka kısmındaki çevredüzeni çalışmaları sırasında ortaya çıkan iki satırlık kitabede Cimcime ismigeçmiyor. Kitabenin bazı yerleri kırılmış veya silinmiş. Hencal veya Henkalisimli bir kadına ait olan türbenin adı yüzyıllardır saklı kalmış."
Doç. Dr. Yurttaş, türbenin isminin 700 yıl sonra ortaya çıktığını Yrd.Doç. Dr. Abdulkadir Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Yusuf Bilen'le hazırlayacakları"Yeni bir ad, yeni bir tarih" isimli makalede duyuracaklarını söyledi.Türbenin yıllarca "Cimcime Sultan" olarak bilinmesinin rivayetedayandığına dikkati çeken Yurttaş, "Büyükşehir Belediyesinin türbeninbitişiğinde bulunan eski ev ve iş yerlerini yıkmasıyla gerçek gün yüzüne çıktı"diye konuştu.Yurttaş, kitabede türbenin Ahmet isimli bir kişinin kızına ait olduğuifadesinin yer aldığını, kitabenin girişinde "Bu bayanı Allah bağışlasın"yazdığını, sonunda ise yapıldığı tarihin bulunduğunu ifade etti.Doç. Dr. Yurttaş, türbenin iç kısmında yapılacak düzenleme sırasındamutlaka sanat tarihi uzmanlarının da bulunması gerektiğine dikkati çekerek,burada daha farklı bulgulara rastlanabileceğini sözlerine ekledi.