Düşüncelerimiz iyi ki uyuşmuyor

Recep Yeter
00:004/04/2010, Pazar
G: 3/04/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Düşüncelerimiz iyi ki uyuşmuyor
Düşüncelerimiz iyi ki uyuşmuyor

Sarıkamış.

Gözalabildiğine kar.

Gözalabildiğine beyaz.

Beyazın kör ettiği gözler siyahı bile seçemez halde...

Öyle beyaz...

Toprak Beyaz. Duvar beyaz. İnsan beyaz. Silah beyaz.

Ayaklar toprağa değmeyeli en az iki ay olmuş.

Bir futbol sahasında yürüyoruz.

Yürüyüş talimi yapıyoruz. Askeriz yani.

Komut veren benim, yürüyenler benim gibi kısa dönem askerlik yapanlar...

Bir süredir, kışlanın her tarafına ses ulaştıran hoparlörlerden birbiri ardına güzel müzikler çalıyor.

Konuyla ilgisi yok ama 'bir süredir' olma sebebi, yeni tertip askerlerin birliğe katılmaları...

Aralarında general dostlarımın çocukları filan da var.

Müzikler çalıyor, biz yürüyüşe devam ediyoruz.

Ben yürüyüş komutlarını birbiri ardına veriyorum:

'Sol, ki, ç, dört!'

Bu sırada hoparlörlerden Feridun Düzağaç'ın sesi duyuluyor.

Düşler Sokağı çalıyor.

Aylar sonra güzel bir melodi, hem de Düşler Sokağı'nı duymanın şerefine ben yaklaşık 100 kişilik takımı durduruyorum.

Çömelme ve dinlenme emri veriyorum.

Askerle birlikte beyaz toprağın üzerine çömeliyoruz.

Beyaz toprağın, yani iki aydır üzerinde yürüye yürüye toprak haline gelen Sarıkamış'ın kristal kar tanelerinin oluşturduğu buz-kar karışımı tabakanın üzerine çömeliyoruz.

Bir sigara yakıyorum, yakmak isteyen askerlere de izin veriyorum.

Yıl 2010.

Meğer bu bir rüyaymış.

Memleketin güzide müzisyenlerinden olduğunu düşündüğüm, kimilerinin 'ruhları kararttığında hem fikir' olsa da benim iyi müzik yaptığına inandığım isimlerden biri olan Feridun Düzağaç'la ilgili o yaşadığım enstantene, Düzağaç'ın şarkılarıyla hissettiğim güzel duygular, meğerse bir rüyadan ibaretmiş.

Rüyadan uyandıran da yine sağolsun Feridun Düzağaç oldu.

Ortak dostların ve iyi müziğin hatırına kapısını çalıp bir söyleşi yapalım diyen arkadaşlarıma şöyle demiş Düzağaç

"Gazetenizin düşünceleriyle benim düşüncelerim uyuşmuyor"

Canın sağolsun Sevgili Feridun. Varsın uyuşmasın...

Ama zihnimi kurcalayan bazı düşünceleri ben yine de paylaşayım.

Her yayın organı gibi Yeni Şafak Pazar olarak da röportaj yapacağımız isimleri seçerken bazı kriterlerimiz var.

O kriterlere kimin uyup kimin uymadığını şu cümleyle ayırdedebilirsin:

'Anadolu insanının değerlerine aleni olarak sövmeyen, bu ülke insanına layık bir sanatçı, yazar, çizer, edebiyat insanı profili çizen, mümkün olduğunca işiyle, müziğiyle, fikirleriyle gündeme gelen herkes!'

Biz senin de Anadolu insanına değer verdiğini düşünüyorduk.

Düşünüyorduk, diyorum çünkü bunu sadece biz düşünüyormuşuz, artık düşünmememiz gerekiyormuş.

Elbette herkes aynı şeyleri düşünmek zorunda da değil. Ama Feridun Düzağaç ile ilgili güzel şeyler düşünen ben, Feridun'un 'Yeni Şafak Pazar' ile aynı düşünceleri paylaşmadığına üzüldüm.

Sevgili Feridun, düşüncelerimiz uyuşmuyor demişsin ya...

Belki de böylesi iyidir.

Uyuşuk düşüncelerle bu memleketten güzel tınılar yükselemez zaten.