Devlet sonsuz ömürlü kurulur, erdemli işletmeler de

04:0019/11/2024, Salı
G: 19/11/2024, Salı
Yusuf Dinç

İdari bilimlerin modern kitaplarına göre işletmelerin sonsuz ömürlü kurulması esastır. Hatta kitapta işletmenin amacı da verilir. Kapitalist düzende işletme kârını ençoklamak amacıyla faaliyet gösterir. Her ne kadar işletme bilimi neşet edip işletmenin amacına dair daha yumuşak ifadeler kurmak benimsendiyse de iktisatta işletmenin amacı değişmez. Konuya neden buradan girdiğimi sorgulayabilirsiniz. Buradan girdim ama işletme gibi devletler, devlet gibi işletmeler olduğunu söylemeyeceğim. Çünkü devlet

İdari bilimlerin modern kitaplarına göre işletmelerin sonsuz ömürlü kurulması esastır. Hatta kitapta işletmenin amacı da verilir.

Kapitalist düzende işletme kârını ençoklamak amacıyla faaliyet gösterir. Her ne kadar işletme bilimi neşet edip işletmenin amacına dair daha yumuşak ifadeler kurmak benimsendiyse de iktisatta işletmenin amacı değişmez.

Konuya neden buradan girdiğimi sorgulayabilirsiniz. Buradan girdim ama işletme gibi devletler, devlet gibi işletmeler olduğunu söylemeyeceğim. Çünkü devlet devlet gibi işletme işletme gibi olmalıdır. Gene de bu ezberdeki karışıklık birazdan yapacağım tespitler karşısında önemlidir.

Önce şu literatür bilgisini paylaşayım; işletmelere sonsuz ömür biçilmesine gerekçe olarak insan ömrüyle sınırlı anlaşılmamasının esas alındığı ifade edilir. Ama bu yaklaşım işletmelerin sonsuz ömürlü kurulmasını bugünün değerleriyle açıklamakta eksik kalır.

Bugün hem iktisat ve işletme literatüründen hem de uygulamadan görülüyor ki işletmeler ömrüyle bir anlamda devlet tanımaz. İşletmelerin devlete bağlılık göstermemesi eğiliminin yahut devletten bağımsızmışçasına yön çizmesinin gerisinde de bu gerçeğin olduğu tartışılabilir. Çünkü işletmeciler kimi devletlerin yıkılmış ama işletmelerin devam etmiş olduğunu bu dünyada görmüşlerdir.

Amacım işletmeleri bu yüzden eleştirmek değildir. Bu yazıdaki amacım medeniyet kavrayışımızın kapsamına işletmeleri de alarak bir genişletme önermektir.

Amaç cümlesi yazıyorum çünkü büyük bir meseleyi hayli kısa bir ölçüde tartışmak mecburiyetindeyim.

Farabi’den başlayacağım. O fazıl şehir düşüncesini tartışır. Fazıl şehri bir ilke üzerine tasvir eder. Cahil şehri de tarif eder. Cahil şehri anlatmama gerek yok. Çünkü bugünün dünyasında herkesin deneyimlediği şey cahil şehirdir. O yüzden fazıl şehre devam edeceğim.

Farabi’ye göre fazıl şehir, bir arada yaşamayı seçen unsurlarının tevhitte, bilimde, sanatta ve kültürde fert fert ve kuşak kuşak üstünlük üstüne üstünlükle saadeti (refahı) hedeflediği ve varlığını sürdürdüğü medeniyettir. Tıpkı olimpiyatlarda yıllar geçtikçe çoğu branşta dünya rekorunun daha iyi ve daha iyi olması gibi.

Farabi, toplumun bir parçası olan meslek erbabı (o günün işletmeleri) için de bu yolu gösterir.

Bugün birçok başlıkta bu idealden uzağız. Tarihte bu ideale doğru yaklaşıp sonra vazgeçmiş yahut ulaşma iradesini koruyamamış bir milletiz. Ama meseleleri yeniden tartışacak irademiz var.

İşletmelerimizi mevcut tanımlamaları sorgusuz kabul ederek kapitalizmin canavarlık iptilasına terk etmek zorunda değiliz.

Bugün hiçbir devlet coğrafyasındaki bir işletmesinin kendisinden büyük olmasına müsaade etmez, etmiyor. Bazıları sosyal devlet nosyonuyla kendini büyütüp bunu yapıyor, bazıları ise kendini aşmaya yakalaşan işletmeleri bölüp küçültüyor.

İşte nasıl ki bir devlet işletmesinin büyüklüğünü kendisinden ayrı düşünemez, işletmesinin ömrünü de kendisinden ayrı düşünmemelidir.

Bu boyundan büyük bir laf gibi gelebilir. Dünyadaki devletlerin ömür potansiyellerine bakılarak işletmelere dönük bir tehdit gibi de algılanabilir. Ama hayır, öyle değil. Türkiye için değil.

Türkiye’deki işletmelere dünyadaki işletmelerden farklı bir ortam sunmakta bir beis yoktur. İzah edeyim.

İşletmelerin ömrü devletin ömrü kadarsa, devletin ömrü de işletmelerinin ömrü kadardır. Devlet işletmeleri yaşadıkça, girişimler üretebildikçe yaşar.

Ama dediğim gibi bu sözüm işletmelere bir tehdit değildir. Çünkü
Türklükte devlet kurulmaz, sudûr eder.
Yani Türklükte devlet zaten ebet müddettir.

Bu Türkiye’nin işletmelere sonsuz ömürlü olma taahhüdü verdiğinin delilidir. Kendinden devlet sudûr eden millet bozulmazsa.

Gene de şunu bilelim; cumhuriyete geçişle beraber “devleti yaşatan devlet değil, millettir,” kabulüne geçilmiştir. Fakat bu Türklükle tam uyumlu olmamıştır. Toplum devleti yaşatanın, olağanüstü hallerde devletle beraber millet yahut genellikle milletle beraber devlet olduğunu bilir. Bu bir erdemdir. Ortaya çıkan deneyim Türk tipi cumhuriyettir.

Cumhuriyetin gereği işletmelerdir, Türkiye deneyiminin gereğiyse “erdemli işletmelerdir.” O yüzden Türkiye’de erdemsiz işletmelerin kazancı nefse eziyet verir.

Erdemsiz işletme, kârını ençoklamak amacındaki işletmedir. Erdemli işletme ise katma değerini ençoklamak amacındaki işletmedir. Türkiye’de Türk tipi cumhuriyetin tam kavranamamış olmasından olacak her ikisine de ortam sunulmaktadır.

Fazıl Türkiye yani toplumun refah içinde yaşadığı Türkiye olmak için, erdemli işletmeler erdemsiz işletmelerin tehdidinden korunmalıdır. Erdemli işletmelerin sayısının azalmasını engellemeli ve hatta çoğaltmalıdır. Tümden erdemsiz finans gibi sektörlerini disipline etmelidir. Kooperatif yahut kolektif yaklaşımlar geliştirilmelidir.

Erdemli işletmelerinin sayısı çoğaldıkça Türkiye’nin refahı artacaktır. Erdemli işletmelerinin ömrü uzadıkça Türkiye’nin ömrü uzayacaktır.

Dediğim şudur; evet işletmeler sonsuz ömürlü kurulur ama bu sadece Türkiye için ve erdemli işletmeler için doğrudur. İşletmelerin kurucularının bir eceli olduğu için değil, Türkiye sonsuz ömürlü sudur ettiği için.

Şükür ki irili ufaklı onlarca erdemli işletme örneğimiz var. Göremiyoruz diyenlere Baykar’a bakın derim. Selçuk Bayraktar Baykar’ın amacını nasıl açıklıyor, bir dinleyin derim. İşletmenize erdem kazandırın siz de kazanın Türkiye de kazansın, var olun.

#devlet
#ekonomi
#Yusuf Dinç