Yönetim adına geç kalınmış bir karar olsa da camia ve seyircisi ile tekrar bütünleşmek adına yerinde bir hamle oldu.
Bu gelişmelerle, Göztepe karşısına çıkan Galatasaray'ın hedefi, mutlak galip gelip ilk yarıyı üç puanla kapatmaktı.
Galatasaray, deplasmanda en çok puan toplayan Göztepe karşısında oyuna oldukça istekli ve arzulu başladı.
Göztepe’nin kazandığı penaltıdan yediği golle kısa süreli şok yaşansa da hızlıca toparlanmasını bildi.
Gomis ve Rodriguesin müthiş uyumuyla, mükemmel bir gol atarak, maçı dengelediler.
Rodrigues etkili futbolu ve attığı gol ile göz doldurdu, oyuncunun sakatlanarak ilk yarıda oyundan çıkması Galatasaray adına talihsizlik oldu.
İlk yarı karşılıklı atılan gollerle 1-1 berabere kapandı.
İkinci yarıda oyuna hızlı başlayan Galatasaray Yasin Öztekin’in mükemmel kafa golüyle öne geçti.
Galatasaray, belirlediği strateji ile fazlaca pozisyon üretmeye ve orta sahada rakibine baskı yaparak top çalmaya odaklanmıştı.
Üretilen pozisyonların birinde kazanılan serbest vuruşta Maicon topun başına geçti. Oyuncunun attığı mükemmel gol defalarca izlenmeye değerdi.
Maçın 76. dakikasında Scarione kaçırdığı yüzde yüz gol ile sonlanması beklenen pozisyon Göztepe’nin oyuna ortak olma adına maçın kırılma noktasıydı diyebilirim.
Galatasaraylı oyuncuların hırslı ve istekli futbolunu 90 dakika boyunca devam ettirmesi, takım adına kazanılmış artılardandı.
Zorlu Göztepe karşısında oynanan etkili ve istekli futbol şampiyonluk yarışında ibreyi Galatasaray için pozitif yönde değiştirdi.
Alınan 3 puan hem şampiyonluk yarışındaki artının hem de takım ruhunun tekrar kazanıldığının en iyi göstergesi niteliğinde.
İlk maçı olmasına rağmen iyi bir futbolla takımı galip gelen Fatih Hoca için arayı iyi değerlendirip takıma hakim olma ve katkı adına gerekli olan hamleleri yapacağı kanaatindeyim.
İçerdeki maçlardaki kazanma alışkanlığı devam eden Galatasaray’ın, ikinci yarının ilk maçı olan Kayseri deplasmanında oynayacağı oyun ve alacağı skor merak konusu.