|
Müslümanlar pasif bir tüketici ve dünyadaki bilgi üretimini seyreden insanlar olmamalı

Artık insanların doğar doğmaz borçlandırılmasının bugünkü dünya düzeninin yeni kölelik anlayışı olduğundan eminiz. Zira mevcut küresel ekonomik sistem insanları sürekli borçlandırarak ayakta kalmaya çalışıyor.



Dünya nüfusunun yüzde 1’i gelirin yüzde 50’ini alırken, dünya nüfusunun yüzde 70’i zenginliğin sadece yüzde 3’üne sahipse bu düzen her zaman adalet duvarına çarpacaktır.

Önümüzdeki 10 yılda çatışmalar kuzeydeki zenginlerle güneydeki fakirler arasında yaşanacak.

‘3. Dünya Savaşı’nın fitili ateşlendi. Yaşanan ticaret savaşları bunun önemli bir göstergesi.

***

İstanbul İktisatçılar Derneği (İKDER) tarafından düzenlenen Uluslararası İslam ve Ekonomi Sempozyumu bu yıl 10. defa kapılarını araladı.

Sempozyuma 12 ülkeden 500’den fazla akademisyen, bürokrat ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.

İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde başlayan zirve bu akşam sona erecek.

21. Yüzyıl’da İslam Ekonomisi’ni Yeniden Düşünmek temalı 6 farklı oturumda konuşulanları özetleyelim;

Dünyada yıllık reel ekonomi 20 trilyon dolarken finansal varlıkların değeri 250 trilyon dolara ulaştı.

Hiç üretmeyen finansal faiz sistemi üretime ortak oldu.

Şu anda savaşın galibi Amerika olduğu için dünya ticaretinin yüzde 65’i dolar üzerinden yapılıyor.

Fakat dolar altın karşılığı olmayan bir kağıt parçası.

Ekonomik krizlerin sebebi de bu.

Bu yüzden de dünyada altına dayalı bir para birimi kurulması konuşulmaya başlandı.

Bu aşamada İslam ekonomisi küresel sorunlara önemli bir çözüm modeli olarak çıkabilir.

Hakkaniyete, adalete, paylaşımcılığa, üretime, kazancın helalliğine dönük insanlığın yeni bir ekonomik sistem arayışı mecburi hale geldi ve geçiyor.

**

Bugünkü dünya sisteminde gücü elinde bulunduranların tek güvencesi faiz.

İslam dünyası uzun bir süredir teorik düşünceyi askıya aldığı için pratik sorunlarını da çözemiyor.

Teoriyi ithal ederseniz pratiği de ithal etmek zorunda kalır ve bedelini ödersiniz.

İslam faiz yerine üretmeyi ve paylaşmayı emreden bir inanç. Faiz toplum sağlığını tehdit ederken üretmek ve zekat vermek sosyal adaleti sağlıyor.

İslam dünyasının en büyük sorunu az üretmek ve miskinlik etmek.

Müslümanlar pasif birer tüketici ve dünyadaki bilgi üretimini seyreden insanlar olmamalı.

İslam dünyası bugün akıl dışı kavgalarla tüm enerjisini boşa akıtıyor.

**

Dünyada güç merkezleri değişiyor ve değişmeye mahkum. 1980 yılında dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 70’i gelişmiş ekonomilerdeydi.

Bugün yüzde 50’ler civarında.

Benzer biçimde üretim merkezleri de yavaş yavaş doğuya kaymaya başladı.

Finans sektörünün temel fonksiyonu, toplumların refah düzeylerinin artırılmasında gerekli olan kaynakların oluşturulması ve atıl kaynakların ekonomiye kazandırılarak ekonomik faaliyet iş birliğinin artırılmasıdır.

Ancak bugün mevcut küresel finansal sistem bu amacı paylaşmıyor.

Küresel finansal krizin tetikleyici sebepleri arasında belki de en başında insanoğlunun ne pahasına olursa olsun kazanma hırsı ortaya çıkıyor ve bu hırs hiçbir ahlak, hukuk, vicdan gözetmiyor.

**

İslam ekonomisi insanın, yaşadığı çevrenin ve evrenin dengesini gözetir.

Bu haliyle mutedil bir ekonomiyi ortaya koyar.

İslam ekonomisi, sadece bankacılık ürünleriyle, sadece finans yöntemleriyle sınırlandırılamaz, sadece ürün ve söylemlere hapsedilemez.

Eğer biz İslam ekonomisini, bunlarla sınırlandırırsak, sokaktaki Müslümana hitap etmekten alıkoymuş oluruz.

İslam, nasıl 1408 sene evvel geldiğinde, sıradan bir insanın hayatına dahil olup çözüm üretmişse, aynı şekilde bizim de hayatımıza, iktisadi yaşantımıza çözüm üretir.

Müslüman akademisyenler Müslümanların ekonomik sorunlarına cevap vermede başarılı olamazsa, sundukları çözümler de gerçek hayatta bir karşılık bulamaz.

Bu da bizi son derece tehlikeli bir boşluğa doğru iteler.

Daha da önemlisi küresel kapitalist sistemin içinde sıkışıp kalmamıza yol açar.

**

Bütün sorunların küreselleştiği bir yüzyılda çözümler de küresel olmak zorunda.

Bir zihniyet değişikliği gerekiyor.

İslam ekonomisini küresel sisteme yeniden reçete olarak sunacaksak bunun ilk adımı Müslümanların Müslümanlıklarını yenilemeleri olmalı.

Neredeyse insan sayısınca kişiye özel İslam oluşturuldu.

Bunu da bire indirmek gerekiyor.

#3. Dünya Savaşı
#İslam Coğrafyası
#Ekonomi
5 yıl önce
Müslümanlar pasif bir tüketici ve dünyadaki bilgi üretimini seyreden insanlar olmamalı
Kayseri"deki pankart: "Tenzile Ana yiğidin bize emanet…"
Gel Ey Hilâl Kaşlım
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’