|
Türkiye Suriye sokaklarına çekilmek isteniyor

''İnşaatı bir an önce bitirmemiz gerekiyordu.

Dünya Bankası''ndan aldığımız ikinci kredi paketinin onaylanması için bunu yapmamız şarttı.

Fakat Saddam''ın Kuveyt''e girmesi elimizi kolumuzu bağlamıştı.

Arap turistler, rezervasyonları birbir iptal ediyordu.

Heyetin teftişe gelmesinden iki gün önce aklıma bir cinlik geldi.

Güvenlik amiri Recep''i çağırdım.

Recep''e ''cinliğimi'' anlattım.

Yirmi kişilik bir ekiple mobil olacaktım.

Recep bana önceden heyetin güzergahını bilidrecek, ben de onların geldiği her yere farklı yollardan işçileri götürecektim ve sanki otelin inşaatında yüzlerce işçi çalışıyor havası oluşturacaktım.

Projem de, uygulamam da tuttu.

İkinci pakette onaylandı ve inşaatı tamamladık.''

Türkiye''de, bir dostumun anlattığı bu hikayedeki mobil işçiler gibi.

Yıllarca dibinde Saddam gibi bir diktatörle yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, şimdi de bir başka diktatörle burun buruna…

Üstelik PKK gibi bir illetten henüz kurtulmak üzereyken.

Hikâyedeki işçiler gibi, yıllardır bir oraya bir buraya koşturuyor Türkiye.

Belanın adı da hep aynı; terör ve terörün ortalığa çıkmayan heyeti…

Ve ne ilginçtir ki terör, saldırıların en büyüğünü, en etkilisini hep aynı zamanda gerçekleştiriyor; Erdoğan''ın ABD seyahatlarinin öncesinde…

Kısa bir hafıza turu yapalım.

Erdoğan, 8 Haziran 2004''te G-8 Zirvesi''ne katılmak üzere ABD''ye gitti. Dönemin ABD Başkanı George Bush ile görüşmesi sırasında PKK, 5 yıllık ateşkesi bozduğunu açıklayıp, eylemlere başladı.

Erdoğan, Aralık 2009''da gittiği ABD''de, Obama ile görüşmesine saatler kala Tokat''ın Reşadiye ilçesinde 7 askerimiz şehit edildi.

Erdoğan, 13 Nisan 2010''da Nükleer Güvenlik Zirvesi için Washington''a gitti, ABD Başkanı Barack Obama ile görüştü. 17 Nisan 2010''da Samsun''un Ladik ilçesindeki saldırıda 2 polis şehit oldu.

20 Eylül 2011''de Erdoğan''ın Birleşmiş Milletler toplantısı için NewYork''a gittiği sırada da art arda saldırılar yaşandı. Önce Ankara''nın Kumrular bölgesindeki saldırıda 5 kişi hayatını kaybetti. Aynı gün, Siirt''te 4 genç kız bindikleri araca düzenlenen saldırıda hayatını kaybetti. Erdoğan''ın temasları devam ederken, Belenoluk Jandarma Karakolu saldırıya uğradı. Çıkan çatışmada 6 asker şehit oldu.

Erdoğan''ın 14 Mayıs''ta yapacağı ABD seyahatinden üç gün önce şimdi de Reyhanlı saldırısı.

Ne ilginç değil mi?

Çukurova bölgesinde anlatılır.

Yaşlıca bir kadın kamyon kasasında giderken yanındakilere dönerek yerel ağızla şöyle der:

''Ne vakit kamyona binsem, hep yel çıkar.''

Sayın Başbakan''da ''ne vakit'' ABD''ye gidecek olsa, bir yerlerde patlamalar yaşanır.

Sığ kafalar ''E o zaman otursun oturduğu yerde!'' der belki ama, madalyonun diğer yüzü öyle değil.

Rakamlara boğmadan geçeyim.

Ekonomisi her geçen gün yıldızlaşan, terör gibi bir beladan sıyrılmaya çalışan, yeni Anayasa''sını yapmaya hazırlanan, darbecilerle hesaplaşan bir ülkenin Başbakanı, bütün bunları oturduğu yerden yapamaz.

Bütün bu gelişmelerden rahatsız olanlar da armut toplamaz.

Arap coğrafyasında devleşen Erdoğan''ı Suriye sokaklarına çekip ''Gel beri yar gel beri'' türküsünü kendi dillerince çığırıp, Erdoğan afişlerini ve dolayısıyla Türkiye''yi, o sokaklarda çiğnetmek istiyorlar.

Eminim, dilerim, dua ederim ki bunu başaramazlar, başaramayacaklar.

11 yıl önce
Türkiye Suriye sokaklarına çekilmek isteniyor
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak