Başarıyla devam eden Zeytin Dalı Harekâtı’nın dördüncü günündeyiz: ABD’nin himayesindeki YPG/PKK teröristleri ağır kayıplar veriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Afrin’den geri adım atmak yok” diyerek Türkiye’nin kararlılığını dile getirdi.

Bu, teröre karşı bir “meşru müdafaa” operasyonudur.

Sadece Afrin değil, Suriye’nin kuzeyinde YPG-PKK terör örgütünün “çöktüğü” bölgenin tamamı temizleninceye kadar bu harekât devam etmelidir.

Ankara, “kimin ne söylediğine” kulak asmamalı; sonuna kadar gitmeli ve asla “geri adım” atmamalıdır!

ABD’nin kurmak istediği PKK devletinin engellenmesi; bölgenin tümüyle terör örgütünden temizlenmesiyle -ancak mümkün olabilir.

Şayet ABD, Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti inşa etmeyi başarırsa; böylesi bir terör yapılanmasının öncelikli hedefinin Türkiye’nin güvenliği, bütünlüğü olacağı aşikârdır.

Bu, aynı zamanda; İsrail Terör Devleti için de bir terör koridoru oluşturmak anlamına gelecektir.

***

Türkiye’nin bu hayati operasyonunu önleyebilmek için, ABD ve içerideki muhtelif işbirlikçileri çok çaba sarf ettiler…

Buna mukabil; Ankara, başından beri kararlıydı.

Dışarıdan ve içeriden yapılan markajları süpürdü, attı.

“Afrin El Bab’a benzemez!” yahut “Afrin’e girersek, oradan çıkamayız!” hatta “Orada ilerleyip de Amerika’nın askerleriyle karşılaşırsak ne yaparız?” yollu malum lakırdıları isabetle umursamadı.

Washington’ın “oyalamaya yönelik” açıklamalarını…

Son olarak “Afrin’e girmeyin” çağrılarını da “hak ettiği yere” yani çöpe attı!

***

Türkiye, “olması gerektiği gibi” ABD’ye meydan okuyor.

Aynen bu şekilde devam etmelidir…

Olası yeni baskılar karşısında, kesinlikle harekâtı yarıda kesmemelidir!

***

Şu anda, yaşanan nedir?

TSK, Afrin’de Haydut Devlet’in “kara gücü”nü vuruyor!

Bölgedeki PKK teröristleri, fiilen Amerikan askeridir…

Orada konuşlanmış ABD askerleri de aynı zamanda PKK teröristleridir.

Aslında savaştığımız, azılı düşmanımız Amerika Birleşik Devletleri’dir…

15 Temmuz 2016’da FETÖ eliyle Türkiye’yi işgal etmeye kalkışan ABD’den söz ediyoruz!

***

Zeytin Dalı Operasyonu; Ankara’nın, Washington’dan yönetilen YPG/PKK terörü ile DEAŞ terörüne karşı -hayati önemde- savaşıdır.

Afrin’de her iki terör örgütünün “TSK’ya karşı yaptığı işbirliği” de dikkat çekicidir.

Bu durum; ABD’nin PKK devleti kurmak maksadıyla en başından beri Suriye’de DEAŞ’ın teröristlerini “doldur boşalt” taktiğiyle oynattığı gerçeğini, bir kere daha tescillemiştir.

***

TSK’nın harekâtı için “Bir an evvel bitmeli!” diyenlerin maksatları bellidir!

Türkiye’nin Afrin’den sonra Münbiç’e girmesi, mecburi istikamettir. Daha ötesinde, Suriye’nin kuzeyindeki cerahatin tamamı “Irak sınırına kadar” temizlenmek zorundadır.

En başta Amerika Birleşik Terör Devletleri olmak üzere “harekâtın ilerlemesini istemeyenler” orada “terör koridoru oluşmasının; YPG/PKK devletinin kurulmasının” hayaliyle yaşıyorlar.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün, engelleyemedikleri Zeytin Dalı Harekâtı için “Kapsamı ve süresi sınırlı olmalıdır” diye açıklama yapması da küstahlıktır.

ABD’nin bu küstahlığına karşılık, uydurma gerekçelerle işgal edilen iki ülkeyi hatırlatan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu ve dün “Afganistan’da ve Irak’ta sizin süreniz belli oldu mu?” diye “doksandan” sordu!