Trump, bu defa da Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı kovdu. Böylece, göreve getirdiği isimlerden otuz altıncısı da gitti.
Donald Trump, “Kovuldun!” demeyi pek seviyor…
Onun bu alışkanlığı, ekranlarda yıllarca boy gösteren “Apprentice” (Çırak) adlı programından geliyor, olmalı!
Artık televizyon programı yapan bir işadamı yok; her geçen gün biraz daha “zincirlerinden boşalan” bir Başkan var…
Haliyle, twitter’dan “kovboy kovmak” daha kolay!
Başkanlığının on dördüncü ayı geride kalırken, Beyaz Saray’daki çalışanlardan yüzde 43’ü ya görevden alındı ya da istifa etti. Önümüzdeki günlerde bu “yüzde”nin artması bekleniyor.
*
Rex Wayne Tillerson’ın görevinden alınması, bir nevi “posta arabasındaki at değişikliği” gibidir.
Tillerson, iki ismini de “uzun yıllar öncesinin kovboy filmi yıldızlarından almış” bir Dışişleri Bakanı idi…
Trump ise Tillerson’ın koltuğuna ondan daha azgın bir kovboyu yani CIA’in Başkanı Mike Pompeo’yu getiriyor!
Azılı bir İsrail destekçisi olan Pompeo; aynı zamanda “kaşarlanmış” bir Türkiye düşmanıdır.
Bu Pompeo; 15 Temmuz darbe girişiminin ertesi günü twitter’da Türkiye’yi “Totaliter İslamcı diktatörlük” diye tanımlamıştı: NATO ve ABD’nin FETÖ eliyle giriştiği darbe kalkışmasının berhava olmasından dolayı “büyük bir hayal kırıklığı” yaşadığı anlaşılıyordu!
Şayet, darbe başarılı olsaydı; onun faşist kafasına göre Türkiye’ye “demokrasi” gelmiş olacaktı!
Bir başka deyişle; Haydut Amerikan Devleti’nin darbe ile deviremediği her seçilmiş yönetim, işgal edemediği her demokratik ülke –anında, kafadan “diktatörlük” oluverir!
Mike Pompeo’nun yerine CIA Başkanlığı’na getirilen Gina Haspel ise “İşkencenin Patroniçesi” olarak biliniyor!
CIA’i yönetecek ilk kadın olan Haspel, Dabılyu Bush’un ilk döneminde (2002’de) Tayland’taki ‘Kedi Gözü’ adlı gizli hapishanenin sorumlusuydu.
CIA, muhtelif ülkelerden kaçırdığı insanları uçaklarla “işkence turları” düzenleyip dolaştırırken ve bu insanların hayatlarını karartırken; Gina Haspel de “olay yerinde” idi!
“Suç Makinesi” Haspel’in gelişiyle, Guantanamo’daki ve Ebu Gureyb hapishanesindeki dehşetengiz işkenceler de yeniden hatırlanacak!
*
Pompeo’nun Dışişleri Bakanlığı’na, Haspel’in de CIA Başkanlığı’na getirilmesi Haydut ABD’nin önümüzdeki süreçte daha da saldırganlaşacağını gösteriyor.
Faşist Amerikan Devleti’nin işte bu “saldırganlaşma ihtiyacı!” onların başına daha büyük gaileler açacaktır!
Yani?
“Gelecekleri varsa, görecekleri de vardır!”
Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi sırasında “serbest bırakılmasını” talep ettiği şu “Papaz Kamuflajlı” CIA ajanı Andrew Craig Brunson’a otuz beş yıla kadar hapis cezası istendi.
9 Aralık 2016 tarihinde FETÖ bağlantısından dolayı tutuklanan Ajan Brunson için; mahkemeye gönderilen iddianamede çarpıcı bilgiler yer alıyor…
Brunson’ın 15 Temmuz’daki darbe girişiminden beş gün sonra bir arkadaşına yazdığı bir mailde “Her şey kötüye gidiyor, ama sonunda kazanan biz olacağız” dediği işaretleniyor.
Brunson, bir başka mailde ise bir Türk vatandaşına; “Sizin savaş uçağı pilotunuz yok ki! Onlar, bizim oradaki Hoca’nın duasıyla uçan pilotlar! Onlar Hoca’ya, Hoca da bize bağlı!” diyor!
İddianamede; Brunson’ın FETÖ’nün yanı sıra PKK ile de eylem birlikteliği içinde olup suç işlediği vurgulanıyor. Başında bulunduğu İzmir Protestan Kilise’sinde FETÖ ve PKK’yı övücü konuşmalar yaptığı da dile getiriliyor.
Donald Trump’ın başkanlık kampanyasında “üst düzey danışman” olarak yer alan James Woolsey, bir zamanlar CIA’in başındaydı…
Bill Clinton’ın ilk döneminde iki yıl süre ile CIA’i yönetmişti…
Trump’ın seçim zaferinden sonra teşekkür ettiği istihbaratçılar arasındaydı…
Woolsey, 15 Temmuz darbe kalkışması hakkında CNN’de konuşmuş ve girişimi “taktik başarısızlık” olarak nitelendirmişti.
İşte o yayında enteresan bir ayrıntıyı izleyicilerle paylaşmıştı:
Woolsey, “2015’in 6 ayını Türkiye’de geçirdiğini” söylemişti!
Eski CIA direktörü bu süre zarfında Türkiye’de “neler karıştırmıştı” acaba?
Örneğin, 9 Aralık 2016’da İzmir’de tutuklanan “Papaz” kılıklı CIA ajanı Andrew Craig Brunson ile (2015’te) buluşmuş muydu?
*
Brunson’ın 15 Temmuz darbe girişiminden hemen öncesinde “kapalı kapılar ardında” görüştüğü şöhretli isimleri de merak ediyoruz!
