|
bir dil filozofu

dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır, bu cümleyi söyleyen adam; 1889’da doğup 1951’de vefat eden viyanalı filozof ludwig wittgenstein’dır..

dilimin sınırları demekle neyi kastediyor, evvela ona bakalım..

bir dilin sınırları; eski-yeni mevcut kelime hazinesi ile o dilde kullanılan bütün cümle tipleri ve klişeleridir..

yani benim bildiğim kelime ve kavram sayısı ne kadar çoksa, bildiğim ve kullanabildiğim cümle tipleri ne kadar çeşitli ve zengin ise, benim düşünce kudretim o kadar güçlüdür; konuşma ve yazma kabiliyetim o kadar geniş ve kuvvetlidir; başarılarım, yapabildiğim işler o kadar çoktur; ortaya koyabildiğim eser sayısı o kadar fazladır..

ludwig wittgenstein; meşhur ingiliz filozofu bertrand russell’ın hem talebesi hem de arkadaşıdır.. birbirlerinden çok etkilenmişlerdir..

russell, onun, kendisinden sonra gelen en büyük filozof olduğuna ve bir dâhi sayılması lazım geldiğine inanıyordu..

wittgenstein, bir makine mühendisi idi. uçak motorları ve pervaneleri hususunda buluşları ve icatları mevcuttur. makinelerle meşgul olurken birden dil ile felsefe ile meşgul olmaya başlamıştır. onun makinaların parçaları arasındaki ilişkileri takip ve idrak edişi, mantığını ve muhakemesini çok geliştirmişti..

zekasını ve çeşitli kabiliyetlerini kuvvetlendiren başka bir unsur da bertrand russell’ın yanında matematik ve mantıkla uğraşmasıdır. cambridge ve manchester üniversitelerinde hem çalışmış hem de hocalık yapmıştır..

avusturyalı yahudi fabrikatör karl wittgenstein’ın oğlu olduğu halde kendisi katolik inançlarına göre eğitilmiştir...

8 kardeşinden 3’ü psikolojik problemleri yüzünden intihar etmişlerdir. bunların adı hans, rudolf ve kurt’tur. bu hal, dâhilikle delilik arasında bir ince çizgi olduğu iddiasını ve ırsiyeti hatıra getirmektedir.. annesi ise güçlü bir piyanist ve müzisyendir..

writtgenstein, insani münasebetlerde otoriter ve inatçıdır.. hassas ve şüpheci davranışlar göstermiştir..

teknik işlerle ve motorlarla uğraşırken birdenbire mantık ve felsefe ile meşgul olmaya başladı.. bunda russell ile tanışmasının etkisi vardır..

onunla cambridge’de olduğu vakit 1912’de tanışmıştır..

1911 yılında gizli bir topluluk olan apostles’e üye seçilmişti..

1912’den 1917 yılına kadar tuttuğu günlük hatıraları içinde felsefi ve mantıki denemeler vardır.. bu denemeler ilk eseri sayılır.. 1918 yazında tamamlanmıştır.. 1921’de doğa felsefesi dergisinde yayınlandı.. 1922’de ise ingilizce ve almanca neşredilmiştir.. adı tractotus’tur.. bu arada iki küçük felsefi denemesi, bir halk sözlüğü, yine bir de mantık denemesi, hayatta iken yayınlanmış kitaplarıdır..

wittgenstein, tractatus’un önsözünde tüm felsefi problemlerin dil araştırması yoluyla çözülebileceğini ileri sürmektedir..

felsefenin tamamı, dil eleştirisidir, demektedir..

bir kelimenin anlamı, onun dildeki kullanımıdır diyor.. hani bizde vardır ya: galat-ı meşhur, lügat-ı fasihten evladır = yanlış kullanılan kelime, fasih, yerinde kullanılan lügatten çok daha makbuldür. filozof da kelimelerin kullanılırken anlam ve değer kazanacağı gerçeğini dile getiriyor..

felsefenin araştırma nesnesi, günlük konuşma dilidir, fikrini sürmektedir..

filozof bir problemi tıpkı bir hastalık gibi ele alır, öyle inceler, kanaatindedir..

‘felsefedeki amacın ne?’ sorusuna cevap olarak sineğe, sinek kavanozundan çıkış yolunu göstermektir, demektedir.

mantık ve dilbilgisi; oluşturduğu şeyi sadece ortaya koyar, açıklamaz diyor.. mantığın ve gramerin açıklanamadığı gerçeğini dile getirmektedir..

ludwig wittgenstein, önemli bir filozof, onun fikirlerine ait detayları ve eserlerinin bibliyografik bilgilerini gelecek yazılara bırakıyoruz aziz okuyucularım..

#Ludwig Wittgenstein
6 yıl önce
bir dil filozofu
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset